5

9K 511 101
                                    

Multi Erkin

"Kalk bakayım, bugün temizlik günü," seslenmeleri eşliğinde üzerimde zıplayan Çağ'a tek gözümü açarak cevap verdim.

"Ya bir s..." diyecekken son anda durdurdum kendimi. Çağ'ın yanında küfür etmemeye özellikle dikkat ediyordum. Bunun yerine dişlerimin arasından tane tane konuştum. "Belanı mı arıyorsun canım kardeşim?"
Zıplamayı bırakıp karnıma oturdu. Ellerimle yüzümü sıvazladım ayılmak için. Ulan her pazar her pazar, bir bitmediniz amına koyayım.

"Ailecek takılabildiğimiz tek gün bugün işte. Ne gıcıksın ya," dedi heyecanı kırılmış şekilde saçlarıma şekil verirken.

Ofladım gülümsemeden önce. "Hadi kalk da, yüzümü falan yıkayayım." Eski ışıltısı tekrar suratına yerleşirken üzerimden kalkıp sekerek çıktı odamdan.

Oturma pozisyonuna geçmeye üşendiğim için kendimi yere bıraktım ve işimi yapamayacak olmama mı yoksa bu yorgunlukla iki katlı koca evi temizleyeceğime mi üzüleyim bilemeden sürüne sürüne banyoya ilerledim. İşimi bitirince de şarjı biten telefonumu şarja takıp odayı terk ettim.

Esneyerek merdivenin başından salona göz gezdirdiğimde herkesin tam takım giyinip kuşandığını gördüm. Annem saçlarının önüne düşmesini engellemek için kafasına bir bandana takmış, üzerine eski kıyafetlerinden giymişti. Hipoyla en çok o uğraşıyordu, e haklıydı kadın. Sertaç amca üzerine bir şort, bir tişört geçirmiş, elindeki toz beziyle etrafta geziniyordu. Çağ'a baktığımda ise at kuyruğu yaptığı saçları, giydiği uyumlu sporcu sütyeni ve kısa, dar şortu ile koşuya çıkacakmış gibi durduğunu gördüm. Her ne kadar kışın ortasında olsak da temizliğin sonunda ter içinde kalıyorduk. Akıllıca bir hareketti.

Anlamadığım, yıllardır sorduğum ama herkesin beni inatla susturduğu tek şey zengin olmamıza rağmen neden koca villayı biz temizliyorduk? Haftalık temizlikçi tutabilirdik. Lakin ben bunu ne zaman sorsam ailecek vakit geçirip eğlendiğimizi söylerlerdi. Oysa bunun tek eğlenceli kısmı temizlik sonu çıkıp gezmemizdi. Bunun için katlanıyordum zaten ya.

Merdivenin başında durup derin bir nefes aldım ve "Let the temizlik begin!" diye bağırarak aşağıya indim.

Boyum uzun olduğu için beni cam işine atamışlardı ilk olarak. Camı inciğine cıncığına kadar temizledikten sonra geri çekilip eserimi izledim. "Çağ, ağabeyine iş ver kızım, boş kalmasın. Zaman kaybediyoruz," dediğinde tutmayan kollarımı yanlara salarak anneme baktım kalkmış kaşlarımla.

"Allah rızası için iki saniye oturayım."

"Koltukları siliyorum, hayatta olmaz," dedi elindeki ıslak bezi kaldırıp.

"Ben yere de çökerim," dedim kendimi yere bırakıp.

Yanımdan geçerken bağdaş kurduğum bacaklarıma vurdu sertçe annem. "Yerler silinmedi daha."

"İyi de ben bu kıyafetleri zaten kirli sepetine atacağım."

"Sen iki dakika sonra başka yere oturur, oturduğun yeri kirletirsin."

Alnımdan akan teri kolumla silerken "Anne..." diye söze başlasam da sözümü kesti.

"Hayır diyorum, kalk yerden."

Ters bir şey dememek için tek hamlede kalktım yerden. Çağ'a döndüm yorgunca. "Gönder gelsin," dedim ellerimi açarak.

Vazonun tozunu almayı bırakıp bana döndü. "Cam sil elindeyken televizyonu da alıver sana zahmet."

"Zahmet, zahmet," diye söylenerek televizyonun önüne geçtim. Bunlar daha küçük işlerdi. Asıl iş bunları bitirdikten sonra başlıyordu.

Televizyonu birkaç kere düşürme tehlikesi atlatarak bitirdim işimi. Çağ elektrikli süpürgeye yönelirken "Ağabey," dedi, büyük ihtimalle viledanın suyunu hazırla diyecekti, kapı çaldı. İçimden dualar ederken koşarak kapıya gittim.

Son ElHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin