11

6.2K 418 43
                                    

Multi Yarın

"Emin misin?" Kafasını salladı kararlılıkla. "Neler olabileceğini az çok tahmin ediyorsundur."

"Biliyorum, biliyorum. Nasıl bir insan olduğumu düşünüyorsun, gerçekten çok merak ediyorum," dedi biraz daha bana dönüp ellerini kucağında birleştirerek.

"Anlatsaydın böyle sorular sormama gerek kalmazdı."

"Sen tahminlerini söyle, ben yanlış olanları düzelteyim."

"Yirmi yaşındasın," diye cevapladım hırsla, bunu bekliyormuş gibi.

"Yirmi dört. Sen?"

"Yirmi altı."

Bir şey ölçer gibi dudak büzdü gözlerini kısarak. "Fark da yokmuş. Bak hazır yarın da ailenle tanışacağım..." dediğinde cümlesinin sonunu getirmesine izin vermeden omzuna vurdum. Kıkırdadı. "Ee, başka?"

"İşsizim diyorsun ama inanmıyorum. O silahlar, dövüşürkenki hamleler... Ayrıca tarzın da var. Vardır bir işin."

"İşim cidden yok," dedi gülerek. "Silahlar şöyle, sokakta büyüdüm ben bir bakıma. Ergenlik zamanlarımda hiç değilse. Kaptım insanlardan bir şeyler. Bıçakların bir kısmı da kaptığım şeyler arasında. Silahlara gelince... Küçükken bir arkadaşım vardı. Bayağı yakındık. Burkay'dı adı. İşte onun sevgilisinin başı belaya girmişti bir seferinde. Yardım istedi, ben de ettim tabii. Karşılığında da istemememe rağmen bir sürü silah verdi. Zengin olduğu için de çok itiraz etmedim. İhtiyacım vardı çünkü," deyip güldüğünde ben de kendimi gülerken buldum. "Son olarak, kıyafetlerimin çoğunu Elisa alıyor. Bana bir tişört bir pantolon yetiyor normalde ama o her gelişinde bir şey alıyor. Zorla giydiriyor onları bir de," dedi kaşlarını kaldırıp. "Başka, başka," dedi gülmeye devam ederken.

Kafamı iki yana sallayıp küçüklüğünden bir tahmin söyledim. "El bebek gül bebek büyüdüğünü düşünürdüm ama az önce söylediğin şeylerden ve yalnız yaşadığın için bunu yanlış sayıyorum," dediğimde onayladı hemen.

"Annem ben küçük yaştayken kaçtı zaten. Babamın da o kadar güzel bakacak gücü yoktu."

"Anlatmanı istesem üzülür müsün?" diye sordum çekinerek.

"Yok ya. Üzerinden geçti bayağı." Sessizce konuşmasını bekledim. "Aslında on yaşıma kadar el bebek gül bebek yetiştirilmiş sayılırım. Sonra bir arkadaşımı öptüm. Erkekti," dediğinde istemsizce kalkan kaşlarıma güldü. "Bunu birileri görmüş. Tüm köy öğrenmişti. Haliyle ailemde. Annem gitti ondan sonra. O kadar sevdiğini söylerken neden böyle bir sebep için gittiğini hiçbir zaman anlamadım. Mantığım almamıştı çünkü. Babam hep çok sinirlendiğini, geri döneceğini söyleyip yatıştırmıştı beni. Her çocuğun yaptığı gibi ona sığındım ben de." Bir süre duraksayıp titrek bir nefes çekti içine. "Sonra hastalandı babam. Kanserdi." Bakışlarını ellerine indirdi. Uzanıp sarılmak istedim ama konuşmasını bitirmesini bekledim sadece. "Elisa da bu şekilde girdi hayatıma," dedi sonunda, başını kaldırıp. "Annesi doktordu. Okulda arkadaştık zaten ama yakın değildik. Babamın hastalığını öğrenince yardımı dokunur belki diye annesine haber vermiş. Yardım da etti ama. Babamın kalan yaşam ömrü ikiye katlandı onun sayesinde. Yine de kurtulamadı," dediğinde elinin tersi yanağıyla buluştu. Belli etmeden derin bir nefes çektim içime. İşe yaramaz hissediyordum. "On altı yaşımda babamı kaybettim. Annemi tamamen atlattığım için şanslıydım sadece. Bu süreçte Elisa hep yanımdaydı. Babam ölmeden bir süre önce bana erkeklerden hoşlanmasaydım Elisa ile evlenmemi istediğini söylemişti. Sonra gelen dahiyane fikirle," dedi alaylı bir tebessümle, "ona biseksüellik kavramını açıkladım ve Elisa'dan hoşlandığımı falan söyleyip isteğini yerine getireceğime dair söz verdim. Ve sevgili olduk. O öpme olayından sonra geçtiğim okulda tanışmıştım onunla. O yüzden bilmiyordu yönelimimi. Yani beni seviyor ve benim de aynı şekilde hissettiğimi düşünüyordu. Ben de gelen alışkanlıkla bitiremiyorum ilişkiyi."

Son ElHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin