15

4.8K 341 103
                                    

Baktım ki tüm medyalar Yarın'la dolu azıcık Erkin koyayım dedim

Yorum yapın ama biraz ne düşündüğünüzü göreyim

"Peşime takıldı, bırakmıyor ki bıraksın anasını satayım." Mera ile karnımızı tuta tuta gülerken en sonunda sinirli ifadesinden sıyrılıp gülümsedi.

"Ulan Yarın," diyebildim kahkahalarımın arasından, "sen git, senin iki katın adamlara kafa tut, sonra gel kanişten kaç." Gözlerimdeki yaşı avucumu bastırarak temizledim.

"Gül sen gül. Ben kendimi buraya nasıl attım onu bilmiyorum. Şu an dışarıda bile olabilir." Oturduğu yerde yükselip bahçe kapısına bakışına imkanı varmış gibi daha çok güldüm. "Anlamıyorum, hayvan sever bir insanım ben. Ayırt etmeden tüm hayvanları severim. O kadar insanın içinde, neden tutup beni kovalıyorsun amına koyayım?"

Elimi ağzıma kapatıp susmaya çalıştım. Kolunu tuttum sonra. Ciddi bir ifadeye büründüm. "Korkma, emin ellerdesin. Burada seni kimse bulamaz."

Gözlerini devirip omzunu silkerek elimden kurtuldu. "Rica ediyorum, bu konuşmayı unut. Bir daha da asla konusunu açma."

Son kez kahkaha atıp kafamı salladım. Kolumu omzuna atıp kendime yaklaştırdım. Bir şey olduğunu sanmıştım. Kovalayanın küçük bir süs köpeği olduğunu öğrendiğimde o kadar rahatlamıştım ki gülmeden duramıyordum. "Sen istersin de ben açmaz mıyım." Dirseğiyle karnımı dürttü gülerek.

"Ee? Ne zamandan beri," dedi Mera eliyle bizi göstererek, "devam ediyor bu?"

Yarın'a baktım cevap vermesi için. Belki onun için 'bu' denecek bir şey bile yoktu aramızda. Bu yüzden ondan duymak, ona göre adım atmak istiyordum. "Bir süredir," dedi ilk bana sonra Mera'ya bakıp. Gülümsedim. Bir an ciddi anlamda korkmuştum.

Düşünmem, endişelenmem gereken şey bu değildi. Suçlu hissetmem gerekiyordu, biliyordum. Şiddete şiddetle, ölüme ölümle karşılık vermiştim ve bu yapılacak son şey bile değildi. Her an birisi çıkıp tutuklayabilirdi, kimse bunun olmayacağını garanti edemezdi. Ama gülerek Mera'yla konuşan Yarın'ı izlerken tek hissettiğim mutluluktu.

Bacağımda dinlendirdiği elini tuttum yavaşça. Parmaklarını parmaklarıma geçirdi bana bakmadan, aynı hevesle konuşmaya devam ederek. Kocaman açtığı mavi gözleri parıldıyordu. Kırmızı dudakları durmadan hareket ediyordu ama söylediklerinin tek bir kelimesini dahi anlamıyordum çünkü güzelliğine bir kez daha vurulmakla meşguldüm.

Mera odadan çıkıp Yarın adımı seslendiğinde kendime geldim. "Daldın gittin." Omuz silktim gülümseyerek. "Yarın Elisa geliyor." Onun varlığını bir an unuttuğum için kızdım kendime. Yüzümün düşmesine engel olarak kafamı salladım devam etmesi için. "Ayrılacağım."

Gözlerim büyürken inanamayarak güldüm. "Ciddi misin?"

Hala ayrılmamış ellerimizi havaya kaldırdı. "Sence?" Kendime çekip hızlı bir öpücük bıraktım dudaklarına. Gülümseyerek yüzüme baktı.

Gülümsemesi bulaşırken ayaklandım. "Gel bir dışarıya çıkalım."

"Tehlikeli olmaz mı?"

Omuz silktim. "Eve gideriz direkt."

"Çıkalım." Dolaba yönelip içinden ceket çıkardım. "Senin kıyafetlerin mi?"

Kafamı salladım fermuarımı çekerken. "Birbirimizde kalıyoruz arada." Dudağı büzülürken kafa sallayan oydu bu sefer. Suratımı kaplayan sırıtışı dolabın kapısını kapatma bahanesiyle sakladım.

Odadan çıkmış salona yürüyorduk elinde büyük bir tabakla odaya yönelen Mera'yı gördüğümüzde. "Zahmet etmeseydin keşke. Çıkıyoruz biz şimdi."

Son ElHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin