7

6.8K 522 78
                                    

Neden gece attığımı bilmiyorum ama eğlenceli oluyor böyle

Olduğum yerde dikleşirken Yarın'ı aradı gözlerim. Biliyorum, her sakallı dedem olmadığı gibi her takım elbiseli de ecelim değildi ama olma olasılığı varken öylece oturamazdım. Ek olarak, Yarın da çatılı kaşlarla bir bana bir adama bakıyordu.

Tezgahın arkasından çıktım adam içeriye girerken. Kafamı o tarafa çevirmezken göz ucuyla izliyordum adamı. Boş masalardan birisine yönelen adama yürüdü Yarın, arkadaşlarına bir şey söyleyip içeceğini aldığı gibi kalktıktan sonra. Ne yapacağını anlamış, ihtimallere karşı tetikte bekliyordum.

Adamın yanından geçerken omuz attı ve içeceği üzerine boca etti. Okan yerinden atılınca durdurdum. Bir şey olursa ben ilgilenecektim.

Yarın'ın ne dediğini anlamasam da surat ifadesinden özür dilediğini kestirebiliyordum. Adamı yaka paça tuvalete götürdü. Arkadaşları görmemiş olacak hiç biri hareketlenmedi. Ben ise koşar adımlarla peşlerinden gittim çünkü adam çok sinirlenmişti ve bir şeyler yapabilir gibi duruyordu.

Kapıyı yavaşça açıp içeriye girdiğimde küfürler işittim. Takım elbiseli sövmeye devam ederken içerideki varlığımı fark etti. Birkaç saniye yüzüme baktıktan sonra yanımdan geçip gitti. "Silahı var mı diye bakmıştım," dedi Yarın, tuvaletin boş olduğundan emin olup. Siniri bozulmuş gibi güldü. Elimi enseme atarken ben de güldüm. "Ne yaptın da aranıyorsun, aklım almıyor. Soru değildi bu arada. Söylendim sadece."

Hızlı hızlı konuşunca gülüşüm büyüdü. Bir gün de olsa özleniyordu be.

Dokunma isteğimi bastırıp "Teşekkür ederim," dedim gözlerine doya doya bakıp. Yarım saattir bakmamak için çaba sarf ediyordum.

Sevmiyordum, hoşlantı vardı sadece ama bu onun güzel olduğu ve benim tüm gün oturup onu izlemek istediğim gerçeğini değiştirmiyordu.

Gülümsedi sakince. Aramızda kapatmak istediğim uzak bir mesafe vardı. Ama hareket etmedim. Ellerimi önümde birleştirmiş bir şey yapmasını bekliyordum. "Yanımdaki kız arkadaşımdı." Kafamı salladım sadece. "Sürpriz yapmış, buraya gelmiş. O yüzden dedim gelme diye." Yeniden kafa salladım. "Gideyim ben o zaman. Merak ederler."

Yutkundum yanımdan geçmek için hareketlendiğinde. Geçmesine izin verecekken haftalar öncesi kendime verdiğim söz geldi aklıma. Ne yapmak istiyorsam yapacaktım. Normalde nasılsam Yarın'ın yanında da öyle olacaktım.

Bu yüzden kolundan tutup kendime çektim ve bir şey demesini beklemeden dudaklarımızı birleştirdim. Şaşkınlığı uzun sürmedi. Anında karşılık verdi elimin birisiyle ceketinin altından belini sarınca. Ensemden kavrayıp alt dudağımı emdi. İnlememek için insanüstü bir çaba sarf etmem gerekti.

Devamının gelmemesi gerekiyordu. Aksi takdirde olay çıkardı.

Omuzlarından tutup ayrıldığımda derin bir nefes aldı. Gözleri kapalı, başı öne eğikti. "Tüm gün bunu yapmak istedim," dedim sık nefeslerim arasından. Dudağının bir kenarı kıvrıldı. "Bekletme insanları," dedim arkaya kayan ceketini düzeltip. Kimsenin girmemesi için kapıya yasladığım ayağımı çektim.

Ellerimi kendime çektiğimde "Gelme dediğime pişman ettiriyorsun," diye söylenerek dışarıya çıktı. Suratıma yayılan gülümsemeyle bekledim tuvalette. Dönüp aynaya baktığımda gördüm saçma saçma güldüğümü. Kafamı iki yana sallayıp bozulmaya yüz tutmuş saçlarımı düzelttim.

İki üç dakika sonra arkasından çıkıp yeniden Okan'ın yanına geçtim. Küçük bir ofisim vardı ancak yapmam gereken bir iş olmadığı sürece oraya gitmez, buralarda takılır, müşterilerle ilgilenirdim.

Son ElHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin