Merhaba arkadaşlar aslında belli bir okunma ve oydan sonra yazmak istiyordum. Ama dayanamadım ve yeni bölümle sizlerin karşısındayım. Yıldıza basıp oy vererek ve yorum yapıp hikayeyle ilgili fikirlerinizi belirterek emeğimin karşılığını vermenizi rica ediyorum. Gerçekten bu hikayede çok emek harcıyorum. Ayrıca karakterleri belirtmeli miyim? Yoksa kafanızda canlandırdığınız şekilde mi devam etmeliyim. Her neyse bu kadar konuşma yeter :) İyi okumalar hepinize ULK ailesi ^^ Sizleri seviyorum--
ULK-3
Nasıl olur da bilir? Ben onu sevdiğimi kendime daha bu sene itiraf edebilmişken nasıl olurda Poyrazın en yakın arkadaşı onu sevdiğimi bilebilir. Ve bunu bile bile benimle bu aşk oyununu oynamak istiyor. Benimle dalga geçmek için mi? Yoksa kendi canını yakan şeyler için bana ihtiyacı olduğu için mi? Hangisi için beni de bu oyuna dâhil etti. Aklım da kalbim gibi karmakarışık duygular içinde ve ben bu çıkmazdan kurtulamıyorum. Sanki bir bataklıktayım ve ben çırpındıkça beni o çamur içine çekiyor. Daha kötüsü de benim yanımda olup da bana yardım etmeyen insanlar varmış gibi... Uzun lafın kısası köşeye fena halde sıkışmış durumdayım. Çırpınıp daha çabuk mu ölmeliyim? Yoksa uzun yollu ölümü seçip çamurun beni yavaşça içine çekmesini mi beklemeliyim? Hangisini yapmalıyım? Bu oyuna dâhil olup Poyrazla daha yakın mı olmalıyım? Yoksa 3 senedir olduğu gibi bu sene de Poyrazı uzaktan mı sevmeye devam etmeliyim...
Anıl beni bu karmaşıklığın içinde bırakıp gitti. Bense yavaş adımlarla sınıfa doğru yürümeye başladım. Ders çoktan bitmiş hatta teneffüsün de bittiğini belirten zil çaldı. Gidip cam kenarındaki en arkada olan sırama oturmamla başıma biricik arkadaşlarım üşüştü. Beyza hemen 'kanka noldu ya niye çağırmış müdür hayır bu sene ki 9lara çok kötü bir şey de yapmadık ki' 'müdür çağırmadı desem' dememle ikisi de 'NEEEEE????' nidasını bastılar. 'canlarım sakin olun dicem de bende sakin değilim ki' dedim Meloşum 'kızım meraklandırma da anlat hadi' off tamam anlatıyorum hazır mısınız?' 'Evet' dediler bir ağızdan ve bende her şeyi eksiksiz anlattım. Beyza başta inanmayıp 'yav he he' falan dese de Anılın bana sarılırken ki o kalıcı erkeksi parfümü hırkama sinmiş olmalı ki koklayınca anladılar. Melisa 'ya kızım çok romantik değil mi?' 'Poyraz'ın en yakın arkadaşından bahsediyoruz. Of ne yapacağımı bilmiyorum. Ayrıca Anıl benim gruplarında ki kız vokalliğini yapmamı istiyor.' Beyza 'ela biz senin her zaman yanındayız merak etme. Hem bu eminim ki senin için en iyisi olmuş. Hem bu sayede belki hayatının aşkının Poyraz değil de Anıl olduğunu görürsün. Sen bu anın 3 yıldır hayalini kuruyorsun. Ama Poyraz'ı unutmanın zamanı geldiğini düşünüyorum. Sonuçta Anıl her ne kadar grubun lideri ve bateristi olsa da Poyraz da bir o kadar iyi konumda sonuçta hem gitarist hem de ara vokal yapıyor. Ayrıca senin sesinin güzel olduğunu herkes biliyor' Dedi. Melisa da 'aynen öyle bak ne kadar mantıklı konuştu Beyzoşko' 'aynen bende kendimden beklemiyordum kankiler' dediği sırada biz hocanın içeri girdiğini bile fark etmemiş olduğumuz için hayvan gibi gülmeye başladık. Hoca ise durur mu yapıştırdı cevabı 'Ela tahtadaki soruyu çöz bakalım.' Ve benim üstün zekâmla(!) soruyu hiç vakit kaybetmeden çözüp yerime geçtim. Ders fizikti ve her ne kadar dinlemek istemesem de sayısal bölümünün mecburiyetinden dolayı dinlemek zorundaydım. Ayrıca bu dersin hocasının bana takması en son isteyeceğim şey olurdu zaten çünkü fiziğim diğer sayısal derslerime göre daha düşük ve bilirsiniz işte hocadan puan dilenmeler falan... Ben dersle ilgili notlar alırken Melonun uyuduğunu Beyza'nınsa defterine karalama yaptığını gördüm. Ee haklılar abi bende dinlemek istemiyorum ama üniversite için 9.sınıftan beri hayalim olan beyin cerrahı olmak istiyorum. Saate baktım ve zile 2 dakikadan az kaldığını görünce demin yaşadığım olayları kafamda toplayıp düşünmeye başladım. Benimle ne yapmaya çalıştığını falan uzun uzun düşündüm. Ama elde var sıfır... Zil çaldı. Melo birden canlandı aynı şekilde Beko da ve ikisi aynı anda tuvalete gidelim mi? Diye sorunca bende mecbur kabul ettim ve gittik. Asıl amaçları makyaj tazelemek olsa da ben hazır gelmişken işeyim bi daha hiç uğraşamam moduna girdiğim için girdim ve birilerinin Anıl ve sevgilisinden bahsettiğini duydum. Kızın balıketli olduğunu söylüyorlardı. Vay be Anıl sevgili yapmış artık Poyraz Cansu Anıl ve sevgilisi olarak dörtlü takılırlar. Ama bi dakika Anıl'ın sevgilisi benim yani oyun icabı iyide bunlar nerden öğrendi lan biz bile bu konuyu konuşalı 1 saatten az olmuşken aniden kabinden çıktım. Melisa ve Beyza'nın konuşan kızlara azgın boğa misali baktığını gördüm. Gıybet haram arkadaşlar yapmayın! Kızlar benden atak bekler gibi baktıkları için 'boşverin' anlamında kafa salladım ve ellerimi hızlıca yıkayıp hemen tuvaletten çıktım. Bu sefer de yolumu bir çocuk kesti. Ve bu çocuk geçen sene yan sınıfa gelen ve bir senedir konuşulan Poyraz ve Anıl kadar olmasa da havalı ve yakışıklı çocuktu. Hiç konuşmuşluğumuz da yok ki niye kesti bu yolumu. Baktım çekilmiyor. Bende 'çekilir misin?' dedim o ise 'hayır' dedi. 'hayırdır?' dedim tek kaşım havada... Evet, tek kaşımı kaldırabiliyorum. 'sevgilin olduğunu bilmiyordum' dedi. Oha ama bu çocuk da mı öğrendi yuh artık ya 'merak etme bende öğreneli çok olmuyor' dedim. 'Ee nerde tanıştınız hiç konuştuğunuzu görmedim de' 'bizimde seninle tanıştığımızı düşünmüyorum ama neyse' yolun öbür tarafından geçip yürümeye başladım. Tam sınıfın önüne gelmiştim, içeri girecektim ki kolumu tuttu ve şaşkınlıkla ona bakmamı sağladı. 'hayırlı olsun bende bugün senden hoşlandığımı söyleyecektim' dedi. Ve ağzım yere değecek kadar açıldı. Daha sonra beni 5 çocukla sokakta kalmış kadın moduna sokup yanımdan gitti. Lan istesem olmaz kimse balıketli olduğum için yüzüme bakmaz. Anıl sayesinde benden birilerinin hoşlandığını öğreniyorum hem de bu çocuk yakışıklı ve benden hoşlandığını söylüyor ama şansa bakın ki benim hayatım da ilk defa sevgilim oluyor. O da yalandan... O çocuğu geçtim sonuçta ben Poyraz'ı seviyorum ama yine de birilerinin beni sevmesi bir garip hissettirdi. Arkamdan samara kılıklı arkadaşlarım geldi ve 'kanka yemin ediyorum sendeki şans kimse de yok' dediler aynı anda hem de vay anasını... Ve sınıfa girdim. Yerime geçip kafamı sıraya gömdüm. Birkaç dakika sonra sınıftan gelen seslerle kafamı kaldırdım. Keşke kaldırmasaydım... Tahta da kocaman Poyraz Ela'yı seviyor yazıyordu hem de koskocaman harflerle ve başımdan aşağıya iki tane konfeti patlatıldı. Karşıya baktığımda ise ellerinle kıpkırmızı güllerle bana doğru çarpık bir gülümsemeyle gelen Poyraz'ı gördüm.
--BÖLÜM SONU!--
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzun Lafın Kısası
ChickLitŞişman ve kendine güveni olmayan bir kız 'Ela'... Yıllardır Poyraz'a olan aşkını karşılık beklemeden sürdüren, kendinden önce onu düşünen platonik aşkın en ağır mahkumu. Ela bu hikâyenin esas kızı. Ama esas oğlanı seçmesi gerekiyor. Esas oğlan Poy...