ULK-5

31 2 2
                                    

Multimedia- Anıl'ın arabası

Son bölümün az okunmasından dolayı yazma hevesim kaçtı. Ama her şeye rağmen yazmak istedim. Hikayeyi şuan yavaş ilerletiyorum. 1-2 bölüm sonra daha uzun bölümlerle karşınızdayım. Hepinize iyi okumalar seviliyorsunuz***

ULK-5

Bahçeye çıktık ve otoparka geldik. Ben dış kapıya doğru yürürken kızlarda benimle yürüyordu. Anıl arabasının kaputuna yaslanıp olağanüstü güzellikteki kırmızı spor arabasını gösterdi. Ağzım arabayı görünce yere değecek kadar açıldı. Kızlara baktığım da onların da benden farkı yoktu. Bu arabayı daha önce hiç görmemiştik ki! 'oha bu yavru senin mi deyip elimi arabanın yüzeyinde gezdirdim. 'aynen taze daha' dedi. Yeni aldığını belli ederek 'ben bunu yerim ama ya' dedim saçmalama vol kaç bilmiyorum. 'hahaha beni ye sen' dedi ve ben gereksiz bi şekilde utançtan kıpkırmızı olduğumu yanaklarımın yanmasıyla hissettim. Poyraz ve Cansu'ya baktığımda ise Poyraz 'ın Anıl kadar olmasa da tüm ihtişamıyla duran siyah lüks arabasına yaslandıklarını gördüm. Konuyu değiştirme amacıyla 'nasıl sığacağız senin araban iki kişilik dedim. O sırada Poyraz 'bizim arabaya gelin hanımlar' dedi ve bana çaktırmadan göz kırptı. Cansu'ya baktığımda hafiften bozulmuştu sanki. Anıl da 'hadi canım bizde baş başa bir yolculuk yapalım' dedi ve sinsice gülümsedi. Allah aşkına bu çocuğun derdi neydi? En önemlisi ben çakma sevgili rolünü neden hiçbir açıklama yapılmadığı halde kabul ettim. Poyraz 'ayıp aile var burada' dedi ve yalandan kızdı. Cansu da 'aman aşkım hadi hangi kafeye gideceksek gidelim çok sıkıldım ayakta durmaktan' bu kızda buldu Poyraz gibi çocuğu bunuyor. 'tamam, güzelim Anıl bizim mekana gidelim' dedi ve Anıl'dan cevap bekledi. Bende Anıl'ın ne diyeceğini merak ederek ona döndüm. O da tamam anlamında kafa salladı. Herkes arabaya yerleştiğinde bende emniyet kemerimi taktım ve sonunda otoparktan çıkabildik. Anıl resmen arabasının hakkını vererekten tüm arabaları sollayaraktan ibreyi zorlayacak şekilde arabayı kullanıyordu. Hafiften midem bulansa da hız aşığı olduğumdan ve abimden de alışık olduğum için mide bulantımın açlıktan olabileceğini düşündüm. Daha sonra radyoyu açtım ve sesi sona getirdim. Resmen kopuyordum ve Anıl beni gülerek izliyordu. Ama ne yapabilirim ki çok eğlenceliydi hem hız hem yüksek sesli hareketli bir şarkı birleşimi. Aynadan baktığımda arkada Poyraz 'ın arabasını göremedim ve Anıl'a dönüp 'Poyrazlar yok' dedim. O da hafif bir alayla 'ciciş Cansu hızdan korkuyor bu yüzden Poyraz neredeyse 10 ile gidiyor.' Dedi ve gülmeye başladı. İçimde tutamayarak 'Poyraz hızı sevmez mi?' dediğimde anında 'deli gibi sever. Ama ne yapacaksın işte manitası yüzünden onunlayken kullanamıyor.' Dedi ve sonra da 'herkesin senin gibi çakma sevgilisi yok' diye ekledi. 'Poyraz gibi seveni de yok keşke beni de bu kadar sevebilseydi.' Anıl kaşlarını çattı ve 'bende seninle bu konuyu konuşacaktım.' 'hangi konu?' 'işte Poyraz'a olan aşkın dedi küçümsercesine 'sana ne benim aşkımdan ya' 'beni çok ilgilendiriyor ama çakma sevgilim' dedi gıcık bir sesle 'ne gibi?' dedim bende ukalaca 'seninle çakma sevgili olayını Poyraz'ın seni tanıması için yaptım. 'nasıl yani?' 'bir şey öğrendim. Bu şey Poyraz'ı hayattan koparacak kadar büyük' 'neymiş o' dedim en meraklı ses tonumla 'Cansu.' 'evet, ne olmuş ona' 'Cansu'yu bir çocukla gördüm.' 'ee ne var bunda' 'çocukla öpüşüyorlardı.' Dedi ve kafasını bana çevirdi. 'na.. Nasıl? Yani emin misin? Cansu iyi bir kıza benziyor.' Dedim gereksiz şekilde Cansu'yu koruyarak 'emin olmasam senin de içinde bulunduğun bu planı yapmazdım herhalde. İlk başta bende inanmadım. Ama Cansu'yu sıkı bir takibe aldım. Her gün gece evden abartılı saç ve makyajla çıkıp sahibini tanıdığım bara gidiyor. Ve her gün aksatmadan bir çocukla buluşuyor. Çocuğun kaç kez kucağında gördüm. En sonunda dayanamadım ve bardan çıktığımda onlarda çocuğun arabasına binip gittiler. Ardından ben yine takip ettim. Bi eve geldiler. Bekledim. Belki 1 belki 2 saat... En sonunda Cansu'nun yüzünde sıfır makyaj, yapılı saçları yerine hafif nemli saçlar ile karşılaşmamla evde olan görüntüyü zihnimde canlandırdım ve midemin bulanmasıyla son gazla oradan uzaklaştım. Şimdi anladın mı?' ben şok olmuş bir vaziyetteydim ki Anıl ellerini gözlerimin önünde sallayarak beni şoktan çıkardı. Aniden 'Allah belasını versin! Poyraz'ı ne hakla aldatabilir. Poyraz onu her şeyden çok seviyor.' Dedim ve hangi ara ağlamaya başladığımı anlamayarak Anılın gözyaşlarımı silmesine izin verdim. 'ağlama sakın ama sakın' dedi çenesi seğirirken 'nasıl ağlamam ya ben onu 3 yıldır hiçbir şeyden habersiz sevdim hatta Cansu'nun onu çok sevdiğini diğer kızlar gibi olmadığını Poyraz mutlu olması için sevgimin bende gizli kalması gerektiğini defalarca kendime hatırlattım. Ama o sürtük Poyraz'ı piçin tekiyle aldattı. Neden? Neden böyle bir şey yaptı. Allah kahretsin o kaltağı öldürücem indir beni' diye resmen haykırdım. 'sakin ol sana bunları delir, sinir krizi geçir diye anlatmıyorum. Bunu Poyraz'a asla ama asla söyleyemem bu yüzden Poyraz'ın sana aşık olmasını sağlayacağız' 'nasıl yani senin sevgilin rolündeyken mi? Ayrıca benim gibi çirkin ve şişman bir kızın Poyraz gibi yakışıklı bir çocukla sevgili olması ineklerin uçması gibi bir şey'. 'kendini asla küçük görme Ela bilmem fark ettin mi ama Poyraz ne zaman kantine ya da herhangi onun bulunduğu ortama girdiğinde sana bakıyor. Bakışları çok garip yani sen zaten kendini ona fark ettirmişsin bize düşen kısım da önce Cansu'nun seni kıskanması için Poyrazla sürekli sohbet halinde olacaksın ki Cansu'nun gereksiz kıskançlıkları artsın ve kavga etsinler. Gideceğimiz kafe de koltuklar var bir yanına tabi ki Cansu oturmuş olacak diğer yanında ise sen olacaksın' dedi ve arabayı lüks denize sıfır olan bir kafenin önüne park etti. Çok geçmeden Poyraz'ın arabası da yanımızdaki boşluğa geldi. Arabadan inmeden önce 'beni neden bu plan için seçtin dedim o ise 'Poyraz'ı biraz tanıyorsam bu zamana kadar hiçbir kıza bakmadı ve yanında Cansu varken ilgilenmedi. Eminim ki çok geçmeden sana deli divane aşık olduğunu anlayacak ve Cansu sürtüğünün de işi bitmiş olacak' dedi ve arabadan indi bende kapımı açtım ve indim. Ama aklımda soru işaretleri vardı. Anıl ne demek istiyordu? Cansu nasıl bu kadar alçak olabilirdi? En önemlisi de Poyraz bunu öğrenirse ne olurdu? Ve aklıma takılan soru ne demek Poyraz bana aşık olabilirdi? Kafam Anılın söyledikleriyle allak bullak oldu. Ama belki olurdu. İç güzelliğe önem veriyordu belki de. Ah salak mısın sen Ela iç güzellik diye bir şey yoktur. Ne sanıyorsun iç güzellikten beklentin ne? Dalağına mı aşık olacak yoksa böbreğine mi? Aptalsın. Ve bu aptallığından kurtulman lazım.


---Bölüm sonu---

Uzun Lafın KısasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin