ACIMASIZ

YENİ OYUNLAR

Kafamı Bade'ye çevirdiğimde Batur ile göz göze geldik yine. Nedense gözleri benim üstümdeydi. Her hateketimi dikkatlice izliyordu. Eskiden göz ucuyla bile bakmayan çocuk şu an gözlerini benim üzerimden çekmez olmuştu.

'Bade kaç dakika kaldı çıkmamıza?' diye sordum sabırsızlanıyordum bir an önce çıkmak istiyordum sınıftan.

'10 dakika kaldı dersin bitmesine biraz daha sabredelim.' dedi sıkıntıyla önüme döndüm. Çaktırmadan çaprazıma baktığımda duyuğum kadarıyla Hazal her zamanki gibi yalanlarıyla Batur'a açıklama yapmaya çalışıyordu Batur ise hala bizim olduğumuz tataftaydı gözleri. Zilin çalmasıyla telefonumu sıranın altından aldım ve ayaklandım.

'Haydi gidelim de bir şeyler içelim.' dedim amacım aşağı inmekti. Gözüm Batur'a kaydığında hala bana baktığını görmemle garip duygular hissetmiştim.

'Tamam.'dedi Doğukan ve kalktılar  kapıyı açacakken karşımda Eser'i gördüm. Batur'un arkadaşlarındandı.

'Buyrun güzellik siz yorulmayın.' dedi ve kapıyı açtı eskiden benimle hiç konuşmayan çocuğa ne olmuştu acaba?

'Hayırdır birader Defne kendi kapısını açamıyor mu?' Dedi Doğukan sinirlenmişti. Uzun süredir bizimle olduğu için artık bize karışabilecek kadar yakındık.

'Sorun yok Doğukan arkadaş sadece tanışmak için gelmiş değil mi?' Dedim son harflerime vurgu yapmıştım. Batur' a baktığımda hafif bir sırıtışla bizi dinlediğini gördüm. Ne oluyordu bu çocuğa? Sonra aniden sınıfa biri girdi.

'Batur çabuk aşağı inelim abi bi sorun var!'  dedi çocuk soluk soluğa.

'Noluyor lan !'diye ayaklandı Batur'da ve koşarak çıktılar sınıftan tabiki arkadaşları ve Hazal da koşturdu peşinden. Yavaş adımlarla aşağı indik  ve gördüğüm şey ile şaşırmış gibi yaptım. Bade de aynı rolü yapıyordu. Bu nasıl olur kim yapmış bunu diyen kalabalığın içine girdik. Okulun büyük ekranında Hazal'ın müdür ile birlikte oluşu vardı. Bunu bile yapmıştı midesiz. Batur yıkılmış bir şekilde ekrana bakıyordu.

'Akıllanmadın lan bir türlü akıllanamadın bitti anladın mı sakın bir daha karşıma bile çıkma sürtük! Kesin sesinizi kapatın şunu da!' diye kükredi.

'Ne oluyor burada?' diye koşturan müdür herkesin baktığı yere bakmayla dehşete düştü. Batur elini yumruk yapıp müdüre doğru koşturdu ve kafa atıp üstüne çıktı. Aradaşları da Hazal hakkında konuşan erkeklere daldı. Okulda resmen savaş alanı oluşurken ben Bade'ye baktım göz kırpıp 'sıra sende' diye fısıldadı.

Bayılmak üzere olan okul müdürünün üstünde olan Batur'un yanına gittim ve bir yumruk daha atmadan hızla kolunu tuttum. Elini çekmeden ateş saçan gözlerini bana dikti daha sonra benim onu tutmamla şaşırmış olacak ki gözlerime bakıyordu.

'Yeter adamı öldüreceksin.' dedim. Müdürün üstünden kalktı ve sıkıntıyla etrafına baktı.

'Gel istersen kanayan elini temizleyelim daha sonra istediğini yap 'dedim. Kafasını salladı. Sınıfa doğru çıkmaya başladık. Orada ilk yardım kutusu vardı.

'Nereden geldin sen?' diye bir soru yöneltti. Bu neydi şimdi neden bunu merak ediyordu ki?

'Bence şu an benim nereden geldiğim değil önemli olan ,sanırım sevgilini başka bir adamla bastın bunu düşünmen lazım!' dediğim şeyle kaşlarını çattı.

'Kusura bakma biraz fazla açık sözlüyümdür.'dedim ve elini tutup ilk yardım dolabından aldığım malzemelerle elini temizledim ve sardım. Eskiden ona yakınken nefes bile almak beni zorluyordu şimdi ona dokunmam bile hiç bir şey hissettirmiyordu. Ne yapıyorum diye dikkatlice beni izliyordu Batur.