NE HİSSEDİYORSUN?

91 14 2
                                    

Medya da; Defne ve Batur

Şimdi rol yapmanın zamanıydı. Sinirli gözlerine baktım ama öyle derin bakmaya çalışıyordum ki.

'Sakın ama sakın bir daha mesaj atma arama beni. Onu önemsiyorsan hala niye benimle buradasın Batur? O aldatıyorsa bunda benim suçum ne? Biraz mutlu olmak istedim belki yanında olurum diye buradayım ama yaptığına bak yazık sana acıyorum!' dedim ve ona iğrenir gibi bakıp yanından kalktım.

'Dur Defne ben bir an sinirimi senden çıkarttım özür dilerim nolur gitme!' diye bağırdı arkamdan onu takmayarak yürümeye devam ettim. Arkamdan gelip beni durdurmayacaktı çünkü gidip Hazal'dan bunun acısını çıkartacaktı. Eğer birinin canını yakmak isterseniz düşmanınızı iyi tanıyın. Onu ondan bile daha iyi tanıyordum. Takıntılı bir şekilde beni sevene kadar yanındaydım. Benden kurtuluşu yoktu ama bir kaç günlüğüne gözden kaybolmam gerekecekti. Uzaklaştığım yerden arkamı döndüm ve baktım tam da düşündüğüm gibiydi, Batur Hazal'ın kolundan tutmuş ona bağırıyordu. Zevkle gülümsedim bunlar daha iyi günleriniz. Telefonu çıkarttım ve Çağrı'yı yani şoförümü aradım hemen gelmesi gerektiğini söyleyip kapattım telefonu. Beni buradan alması için zaten yarım saat önce mesaj atmıştım her şey planım doğrultusunda ilerliyordu. Hızla önümde duran arabaya bindim ve oradan uzaklaştım.

Batur' dan

Denfne'nin uzaklaşmasıyla sinirle Hazal' a doğru ilerledim. Bunu bekliyormuş gibi hemen açıklama yapma gibi bir hata yaptı.

'Lan sen nasıl bir sürtüksün ha! Senin yüzünden hayatıma almaya çalıştığım kızı kırdım lan! Senin gibi sürtük yüzünden anladın mı! Çık artık hayatımdan Hazal lütfen çık!'Dedim son sesim çok acınası çıkmıştı beni dikkatlice dinledi ve sahte göz yaşlarını dökmeye başladı.

'Yapma Batur beni bitirme bana öfkenden başkasını hayatına almaya çalışma!' dedi ve yanındakinin olmasına rağmen bana sarılmaya çalıştı bu beni daha fazla öfkelendirdi ve onu ittim.

'Sakın bir daha bana dokunma ve istersen bana mutluluklar dile çünkü hayatımda sen yoksun hiç olmamışsın gibi de kaldığım yerden devam edeceğim!' dedim. Ona tiksinir gibi baktım ve hızla oradan ayrıldım. Biraz önce deniz gözlü kızı sırf Hazal yüzünden kırmıştım. Arabaya binerken hızla numarasını tuşladım ve onu aradım. Çaldı çaldı ama açan olmadı. Tekrar tekrar aradım ama açmadı. Yarın okul vardı ve okula geldiğinde onunla konuşmaya çalışacaktım. Şimdi içinizden bana neden bu kızla uğraştığımı soracaksınız. Onun yanında Hazal'ı unutuyordum. Hazal'a deli gibi aşıktım arkadaşlarım bunun bir takıntı olduğunu söylüyorlardı haklılar da. Ama artık Defne'den hoşlanıyordum onu deli gibi istiyordum. Benimle böyle hırçın konuşması bir anda farklı davranması hepsi beni ona doğru itiyordu. Onu gördüğümden beri etkileniyordum ölen kız kardeşime o kadar çok benziyordu ki. Gözlerine baktığımda  deniz manzarısına bakar gibi hissediyordum. Hırçın hallerine ise bayılıyordum. Nasıl dövüştüğü ,beni öpmesi , karşımda bu kadar sert durması, beni korkusuzca kırması bunlar beni etkiliyordu diğer kadınlardan çok farklıydı. Dengesizdi bende dengesizdim. Kafamdaki düşüncelerle tekrar aradım onu ama açmıyordu. Bu hali beni gülümsetti inatçı kız. Çok geçmeden her zaman takıldığım mekana geldim arabayı park ettim ve indim. Mekana girdim  karşımdaki kum torbasına biraz vurduktan sonra bizim arkadaşlara selam verdim ve koltuğa attım kendimi. Burası boş bir depoydu eskiden ben almıştım içine de dart tahtasıdır,kum torbasıdır ve farklı zaman geçirmek için aletler koydurmuştum. Bizim çocuklarla genelde burada takılırdık. Aklıma gelen şeyle Atakan'a döndüm,

'Atakan bana Defne Altay'ın ev adresini bulabilir misin?' dedim

'Şu yeni gelen kız mı abi biz o kızları araştırdık ama hiç bir bilgi yok onlarla ilgili.' dedi sonra dediği şeyi yeni fark etmiş gibi korkuyla bana baktı. Sinirlerim tepeme çıkmıştı benim kızı ne diye araştırıyorlardı?

'Ne demek lan biz araştırdık? Sebep?' Diye sordum sakin olmaya çalışarak

'Abi valla kötü bir amacımız yoktu sadece dikkatimizi çekmişlerdi. Defne yengemiz de  değil gözümüz abi valla yanındaki kızda gözümüz!' demesiyle Defne'ye yenge demesi bana iyi hissettirmiş ve gülmeme sebep olmuştu. Ama neden onlarla ilgili bir bilgi yoktu bunu yarın soracaktım evini de takip edip bulacaktım.

                         ...
3 gün sonra Batur'dan

Neredeydi bu kız iki gündür ne o ne de arkadaşları gelmiyordu okula. Bir şey mi olmuştu acaba? Kafayı yiyecektim milyon kez aradım ama yoktu işte açmıyordu telefonlarımı. Kendimi yine barın önünde buldum içecektim o zaman hiç değilse kafayı yiyecek gibi olmuyordum. Yanımda Atakan ve Selim ile girdim bara. Burası onun mekanıydı belki buraya uğrar diye akşam onda geliyor sabaha kadar duruyordum. Bu kafaylada sabah belki okul gelir diye okula gidiyor derslerde uyuyordum. Burada mı acaba diye etrafa baktım gördüğüm manzara ile nefesim kesildi bir anda. Mavi, kırmızı aydınlatmanın altında gözlerinin ışığını görebiliyordum. Dikkatle baktım özlemle. Yanındaki çocuğun dediği şeylere kahkaha atıyordu yine. Kimdi o çocuk lan elime bir geçirsem hep Defne' nin yanındaydı. Okula bile gelmemişti demekki onun yanıdaydı bunun düşüncesi çıldırtmıştı beni! Ellerimi sıkarak ona bakmaya devam ettim. Benim yanımda bu kadar gülmüyordu hatta çoğu zaman sinirli oluyordu. Deliriyordum ne zaman söylediğimi bilmediğim içkiyi hızla kafama diktim onu inceledim. Değer verdiklerim hep karşımda olmak zorunda mıydı? Niye hiç yanımda değillerdi bu kadar mı kötü insandım lan ben! Kısa siyah bir elbise giymişti sanki az dikkat çekiyor gibi gözlerini belirginleştirmek için ağır bir makyaj yapmıştı. Kahkahalarla arkasına yaslandı bacak bacak üstüne atarak tek kolunu yaslandığı koktuğa attı. Bu hali nefesimi kesiyordu tekrar içtim önümdeki içkiden ve onu izlemeye devam ettim. Kafasını kaldırdı ve etrafa baktı sanırım bir sorun var mı diye etrafı gözlüyordu. Sonuçta hanımefendinin mekanıydı değil mive Gözleri çok geçmeden beni buldu ve derin derin baktı. Ona sinir,özlem,pişmanlık karışık bir şekilde baktım. Duygularını saklamada o kadar iyiydi ki ne geçiyordu aklından anlayamıyordum. Gözlerini gözlerimden çekti ve içkisini yudumladı ve dikkatini yanındakilere verdi. Birine işaret yaptı ve garson diye düşündüğüm çocuk geldi ve kulağına bir şeyler söyledi. Çocukta kafası ile onayladı hızla uzaklaştı. Ne söylemişti gerçekten merak etmiştim. Çok geçmeden o çocuk bizim masaya geldi ve elindeki içkileri masaya koydu bizim çocuklar şaşkınlıkla bakarken ne olduğunu anlamamışlardı ama ben biliyordum. Bana içki borcu vardı ona doğru baktım güldü ve kadeh kaldırır gibi yaptı. Bunu yapması beni güldürmüştü.

'Abi deliriyor musun?' dedi Atakan

'Nereden geldi bu içkiler abi sen mi söyeldin?'dedi kafamı olumsuz bir şekilde salladım ve Defne'ye bakıp bende kadehi kaldırır gibi yaptım güldüm. Çocuklar karşıya bakınca gördükleri kişilerle şaşkın şaşkın bize bakıyorlardı.

'Vay be yenge bize içki ısmarlıyor lan!' dedi Atakan, ona yenge demesi bana iyi hissettiriyordu. 

'Mekan onun Atakan!' dedim gözlerini sonuna kadar açtı ve daha fazla bir şey demedi. Defne'nin olduğu yere baktığımda onu göremedim ve sinirle yerimden kalktım. Tuvaletlerin olduğu koridora ilerledim hızla tam içeri girecekken arkasından sarıldım. Bunu yapmaya ihtiyacım vardı çünkü onunla kavga etmeyi ,beni kırmasını dahi özlemiştim.

'Bu kadar uzun neredeydin? Niye gelmedin? Niye telefonlarımı açmadın? Neden bunu yaptın bana? Ölüyorum sandım ' dedim kulağına fısıldayarak 

'Bu sorulardan sıkılıyorum Batur biliyorsun.' dedi ve kollarımdan ayrılıp bana döndü.

'Tamam sormayacağım sadece merak ettim.' dedim tekrar gitmemesi için alttan almam gerekiyordu.

'Önce sevgilin yüzünden bana kızıyorsun, günler sonra mekanımda bana sarılıyorsun ve hesap sormaya hakkın yokken sen soruyorsun! Neyin kafası bu Batur ne yaşıyorsun? Ya da dur bana karşı ne hissediyorsun önce bunun cevabını ver!' dedi. Bekemediğim bir soruydu gerçekten bu kız benim için neydi Hazal' ı unutma yolu mu yoksa çoktan unuttuğum kişinin yerini alan kız mıydı?

ACIMASIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin