Gözlerimi yorgunlukla açtım. Başım o kadar ağrıyordu ki yatakta biraz kendime gelmeye çalıştım. Dün öğrendiğim gerçekler Hazal'ın benim kardeşim oluşu, Batur'un takıntıları ben bu hayattan nasıl kurtulacaktım? Kaçmak istiyordum hemde arkama bile bakmadan ama Batur bunun intikamını benden alırdı. Ben onun için planlar yaparken o bir adım öndeydi hep benden. Yanıma kadar gelmişti. Şimdilik bildiğim gerçekleri bilmiyormuş gibi hayatıma devam etmeliydim. Yataktan kalktım banyoya gidip rutin işlerimi halledip üstümü değiştirdim ve odadan çıktım. Yukarı doğru çıkan merdivenlere takıldı gözlerim çatı katına çıkıyor olmalıydı. Yüksekte olmayı her zaman severdim düşünmeden merdivenlerden çıkmaya başladım. Kırmızı kapılı bir yere geldiğimde sanki biraz ürkmüştüm çünkü kapı sanki özgürlüğüme açılır gibi şifreliydi. Aklıma ilk olarak Hazal'ın ismini girmek geldi ama kapı hata verdi. acaba alarm sistemi var mıydı diye düşünmeden edemedim. Eğer alarm sistemi varsa kesinlikle 3 kez denemeden sonra çalardı. Bir kez daha denedim bu sefer ismimi girdim DEFNE ama yine olmadı, düşündüm korkuyordum ama yine de deneyecektim. MASAL diye girdim ve bir anda açıldı kapı. Hazal doğruyu söylüyordu. Batur her şeyi biliyordu. korkarak içeri girdim ve artık bedenim titriyordu korkudan. Bu nasıl bir sapıklıktı. Her yerde benim resimlerim vardı uyurken, kavga ederken. Bazıları o kadar yakından çekilmişti ki.. Hazal'ın bahsettiği şey olmalıydı Batur'un beni ziyaretlerinde çektiği resimler. Kanım çekiliyordu bu nasıl bir psikopatlıktır? Duvarlarda ki resimlerde her birinde tarih ve notlar vardı. Çoğunda sana nefes kadar yakınım yazıyordu. Nasıl yani? Hazal vardı bazı fotoğraflarda beni onunla karşılaştırmış olmalıydı. Ne yapmaya çalışıyordu bu çocuk? Ayna da gördüğüm tarih ile daha fazla dayanacak gücüm kalmadı. O tarih benim özgürlüğümün tarihiydi ama değilmiş sadece kafese düşen kuşun bir daha uçamayacağı tarihmiş. Notları okumaya başladım. Bazılarında çok güzel sözler yazıyordu.
"SEN ERİMEYEN KAR TANESİ SEN ,ÇİÇEKLERİN PRENSESİ SEN ,VAZGEÇTİKÇE BÜYÜYEN AŞKSIN AŞKSIN SEN "
"Senin sevgin saf, senin sevgin özel sabret sevgilim beni sayıkladığın gecelerde yanında değilim ama sesin ve kokun benim yanımda. Bugün geldim daha yanına sen beni görmedin ama ben doyasıya izledim seni."
"Bir gün birlikte uyanacağız sabahlara gözlerinin mavisine kavuşacağım. Ablan gibi değilsin sen seviyorsun beni yanındayken bile özlüyorsun beni, kimseye ihtiyacım yok artık senin sevgine senin özlemine ihtiyacım var sadece, sen beni seven ben senin aşkına alıştım sende bana alışacaksın ve yanımdan ayrılamayacaksın."
" Kölesi etti beni gözlerin bundan sonra baktığın her yerdeyim mavim."
"Bugün beni öptün ama gözlerinde ki aşk aynı değil hissettiğin şeyler değişiyor yapma küçük sevgilim sakın bana öyle nefretle bakma. Seni de kendimi de öldürürüm. Bana yeniden aşkla bak!"
"O çocuğun sana dokunuşunu izledim bugün eskiden bana nasıl bakıyorsan ona da öyle baktın gözlerin parlayarak. Sanırım biri senin güzelliğini gördü kokunu duydu, kusura bakma sevgilim onun canı çok acıyacak sana değen parmaklarını kökünden kopartacağım. "
Okuduğum şeyle onun kimden bahsettiğini anlamıştım bunu yapmış olabilir miydi? Onu sevmediğimi anlamıştı ama anlamamazlıktan geliyordu. Tıpkı her şeyi bilmesine rağmen susması gibi. Ona olan hislerim o uçurumdan düşmem ile suların altında bırakmıştım. Korkuyordum bana neler yapacaktı neden kaçırmıştı neden beni tutuyordu yanında? Bildiği şeyler vardı ama neden susuyordu ve beni tanımıyormuş gibi yapıyordu? Arkamdan gelen seslerle panikledim bir anda ve hemen aynanın arkasında ki dolaba saklandım. Kapı açıldı ve içeri büyük ihtimal Batur girdi.
"Masal'ım benim yanımdasın yanındayım kavuştuk artık ama sende Hazal gibi yaramazlıklar yapıyorsun. Arkamdan işler çeviriyorsun! Bu çok yanlış sevgilim seni kimsenin elimden almasına izin vermem kalbin başkası için atarsa onu da söker atarım. Bana eskisi gibi bakacaksın eskisi gibi güleceksin! En önemlisi de her şeyi unutacaksın verdiğim ilaçlar sayesinde sadece bana bağlı olacaksın beni görebileceksin sevgilim kusura bakma" dedi ve dolabın kapısını açıp Masal'ı zorla oradan çıkardı. Cebinden hızla şırıngayı çıkardı ve şırıngada ki ilacı yavaşça Masal'a enjekte etti. Çok geçmeden ilaç etkisi gösterdi ve Masal daha fazla dayanamadı kendini uykuya teslim etti. Kollarında masumca duran sevgilisine tekrardan baktı Batur. belkide çok kötü bir şeydi bu yaptığı ama Masalsız yaşayamazdı artık ve bunun için her türlü şeyi yapmaya razıydı. Masal için asıl kabus şimdi başlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIMASIZ
Teen FictionYıllardır beklediğim gün sonunda gelmişti.Güneşin ışıklarını artık uzaktan değil de iliklerime kadar hissediyordum.İstediğim tek bir şey vardı İNTİKAM.3 yıldır yapmadığım bir şey yüzünden hapisteydim ama beklediğim gün gelmişti sonunda buradan kurt...