Medya da; Batur'un Defne'yi bekleyişi..
Araf'a baktım dikktlice onun yanında mutluydum, huzurluydum, iyi ve özel hissettiriyordu o zaman ona hayır dememi gerektirecek bir şey yoktu değil mi?
'Biraz bana zaman versen seni biraz uğraştırmak istiyorum!' dedim gülümsedim ve ateş böceklerinin ciıvıltısıyla yerimde duramıyordum ağaçların arasına doğru koştum.
'Tamam peri kızı beklet bakalım beni nereye kadar kaçacaksın kaç bakalım!' Dedi o da gülüyordu peşimden koşarken. Koşmaktan yoruldum ve kendimi çimenlere attım. Araf'ta yanıma attı kendisini ve biraz öyle ormandan gelen sesleri dinledik. Yan dönmesiyle gözlerime baktı yavaş yavaş yaklaştığını hissedebiliyordum. Gözlerimi kapattım yavaşça dudaklarımı dudakları ile kapattı. Öpüşü bakışları gibi derindi ve özel hissettiriyordu. Batur'un ki gibi sert değildi. Neden Batur ve Araf'ı karşılaştırıyordum ki? Araf yavaşça çekildi ve gözlerime bakmaya devam etti.
'Haydi üşüdün gidelim!' dedi ayağa kalkıp elimden tuttu beni de kaldırdı. İlerleyen saatlerde de güzel vakit geçirmiştik saat baya geç olmuştu.
'Ben artık kalkıyorum Peter tekrar teşekkür ederim!' Dedim neşeyle kalmam için çok ısrar etmişti ama benim yarın için işlerim vardı. Araf'a sarıldım, sarılır sarılmaz kollarını bana sıkıca sardı ve kokumu içine çekti bu hareketine gülümsemeden edemedim. Arabama ilerledim ve ormandan uzaklaştım.
...
Evin önüne vardığımda hemen etrafıma baktım oh neyse ki Batur yoktu bu beni rahatlatmıştı. Kapıyı açtım ve tabiki yıkık dökük bir ev beklemiyordum karşımda. Korku bütün bedenime yayılmıştı. Salona doğru temkinli adımlarla ilerledim her an birileri çıkabilirdi ve bana saldırabilirdi. Salona vardığımda yerdeki kanlara gözüm takıldı. Neler oluyordu? Kanları gözlerimle takip ettiğimde resmen bedenim donmuştu. Bana kan çanağı gözleriyle bakan Batur' u görmeyi beklemiyordum. Duvara yaslanmış ve üstünü çıkarmıştı. Tabi ki bu tehlike çanları benim için çalıyordu. Batur bana saldıracak gibiydi hata öldürecek gibi bakıyordu. Alkış sesleriyle dikkatlice Batur' a baktım.
'Tebrik ederim beni bu hale getiren tek kadınsın ve bana bu gecenin hesabını çok güzel vereceksin!' Diye resmen kükredi. Kaçmalı mıydım? Kesinlikle , hızla merdivenlere koştum önüme çıkan ilk odaya girdim. Ne olmuştu Batur'a böyle bir insan değildi. Titriyordum. Yatağın arkasına sindim. Azrailimi bekliyordum. Odalardan gelen kapı sesleri ile bana yaklaştığının farkındaydım.
'Bayan kaçak elbet bulucam seni haydi işimi zorlaştırma! Tik tak Defne zaman senin için yavaş yavaş akıyor bak bakalım o saat şu anda kaça geliyor?' Diye bağırarak bana yaklaşıyordu bunu hissediyordum. Saate baktığımda gece 2 ye gelmek üzereydi. Titriyordum normalde sakin olan Batur' a katlanması kolaydı ama şimdi resmen gözü dönmüştü. Benim olduğum odaya girdi yavaş yavaş yatağın yanına yaklaşıyordu adım seserinden biliyordum.
'Kokunu alıyorum Defne buradasın!' Dedi ve yatağın kenarında olan beni hızla kolumdan tuttu ve duvara attı. Sırtım duvar ile buluştuğunda daha geçmeyen yaralarımın acıdığını hissediyordum. Üstüme hızla saçımdan tuttu.
'Sana dediğim şeyleri yapmayı öğreneceksin!' dedi ve boynuma kafasını gömdü ve emmeye ısırmaya başladı canımı öyle bir yakıyordu ki. Duygusuzca durmasını bekliyordum dudaklarıma yapıştığında ise midem bulanmıştı. İtmeye çalışıyordum ama gücüm yetmiyordu. Karşılık vermiyordum ama o dudaklarımı resmen sömürüyordu. Kafasını kaldırdı ve gözlerime baktı. Ağlamıyordum kimsenin yanında ağlamazdım ben. Canım çok fazla yanıyordu. O gözlerime bakarken buz kesildi vücudum.
'Beni çok zorladın dediğimi yapmadığım sürece dha fazlasını yaşayacaksın?' Dedi cevap vermedim sadece gözümü kapattım. Neden böyle bir şey yaşatmıştı ve daha da fazlası yapacağının garantisini veriyordu? Ben ona ne yapmıştım? Beni sıkıştırdığı duvardan hızla çekildi. Bu adam ölümüm olacaktı. O yatağa oturdu ve beni izliyordu. Ben ise ayaklarımda derman kalmamıştı duvara sindim ve öylece karşı duvara bakıyordum. Canımın yanmasından başka bir şey hissetmiyordu bedenim. Alev alev yanıyordu ısırdığı yerler. Batur'u görmek istemiyordum artık! Benim hayatımda yeri yoktu! İntikam falan istemiyordum ona ait her anımı silmek istiyordum sadece nasıl bir bela almıştım başıma! Karanlıkta o kadar kokunç bakıyordu ki avını tuzağa düşürmüş aslan gibiydi.
'Sana bunları yapmak istemedim Defne ben seni bulamayınca delirdim!' Dedi ona tabiki inanmıyordum. Hızla yanıma geldi o öyle çaresizce bana bakarken ben ona bakamıyordum bile. Önümde durdu.
'Nolur bana bak güzelim canını acıtmak istemedim kahretsin Defne nolur!' Dedi ağlıyordu. 'Nolur bir tepki ver yalvarırım!' diye devam etti ama benim gücüm yoktu. Yanağıma dokunup beni kendisine çevirmeye çalıştı. Gözlerine ruhsuzca baktım.
'Sen öldün bugün benim için!' dedim bütün cesaretimi toplayıp 'şimdi defol git!'dedim.
'Yapma nolur yapma hayır, hayır, hayır Defne nolur yapma!' dedi ağlıyordu hala, ağladığında yaptığı şeyi unutacak değildim ama.
'Sakın ama sakın dokunma sadece midemi bulandırıyorsun.' dedim ondan bin kat daha nefret ediyordum.
'Tamam bak bırakıyorum Defne dokunmicam hayır bırakma beni nolur ben delirdim tutmadım kendimi!' Dedi hızlı konuşuyordu onu bırakacağımdan korkuyordu zaten hiç başlamamıştık ki bırakayım.
'Git!' dedim sadece.
'Tamam gideceğim ama yapma Defne öldürme beni!' Dedi
'Senden daha fazla nefret etmemi istemiyorsan git!' dedim sadece duyduğu şeyle korkmuş olacakki arka arka gitti ve odadan çıktı. Merdivenden indiğinin sesi geliyordu gitmesi beni rahatlatmıştı. Batur'dan nasıl kurtulacaktım belliydi ki beni bırakmayacaktı kafasına takmıştı. Artık Hazal ile konuşmanın sırası gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIMASIZ
Teen FictionYıllardır beklediğim gün sonunda gelmişti.Güneşin ışıklarını artık uzaktan değil de iliklerime kadar hissediyordum.İstediğim tek bir şey vardı İNTİKAM.3 yıldır yapmadığım bir şey yüzünden hapisteydim ama beklediğim gün gelmişti sonunda buradan kurt...