Medya da; Araf ve Defne
Biraz önce kendine zarar veren o öfkeli adam tamamen gitmişti. Yerine ise ne dersem yapabilecek küçük çocuk gelmişti. Terlemiş saçlarını ellerimle düzelttim gözlerine baktım.
'Şimdi git ve uyu ben buradayım tamam mı?' Diye sordum.
'Gitmeyeceksin değil mi söz ver!' Dedi gidecek olan insan söz verse dahi giderdi değil mi?
'Gitmeyeceğim!' Diyebildim sadece.
'Burada kalsam, seninle söz veriyorum sana istemediğin sürece dokunmayacağım ama burada olmanım, seni sabah görme umuduyla uyanmaya o kadar ihtiyacım var ki nolur izin ver!' dedi
sesi o kadar güçsüz çıkıyordu ki.'Tamam önce elini saralım sonra uyuruz.' dedim ve elinden tutup yukarı çıkardım ne yapacaktım ben bu koca bebekle? Banyoya girdik ben ilk yardım çantasını çıkarttım ve önce yarasını temizledim. Beni dikkatle izliyordu ama hiç bir tepki vermiyordu.
'Sen manyaksın! Daha durdurmasam elini mi parçayalacaktın aptal?' Dedim sinirle.
'Benden nefret ediyorsun sandım.' dedi eline bakıyordu üzgün olduğu her halinden belliydi. Elini sardım ve eşyaları kaldırdım. Yüzü hala aşağıdaydı suçunu kabul etmiş evde top oynamasıyla annesinin en sevdiği vazoyu kırmış ve annesine yakalanmış gibi bir durumdaydı sanki.
'Belki bir gün benden hoşlanırsın Defne, o günü bekliyor olacağım. Diye fısıldadı.
'Birini sevsem bile bu senin gibi bir psikopat olacağını sanmıyorum Batur.' Dedim direk gözlerini gözlerime kenetledi.
'Bir gün birini sevecek olursan bu benden başkası olursa, benden nefret etme tamam mı? Çünkü benden başkası için atarsa o kalbin onu sökmek için her şeyi yapacağım.' Dedi yine yapıyordu işte tehdit ediyordu.
'Beni tehdit etmeyi kesmelisin!' Diye bağırdım.
'Tehdit değil uyarı.' dedi gayet sakin konuşuyordu. Bu da neydi şimdi?
'Uyarılarını kendine sakla!' Dedim bıkkın bir ifadeyle.
'Ben önceden uyarıyım Defne sonra bana nazlanma!' dedi ama hala sakin konuşuyordu. Bu sakinlik sanki fırtına öncesi sessizlik gibiydi. Bir şey demedim sadece beni kokutmaya çalışıyordu.
'Haydi kalk seni yatırayım bir daha içkili bir şekilde kapıma gelme!' Dedim ve onu zorla kaldırdım. Yan odaya geçtik ve yavaşça yatağa yatmasını sağladım. Sarhoş olduğu için sızması an meselesiydi. Üstünü örttüm saçlarını yüzünden çektim. Bir şeyler mırıldanıyordu ona doğru eğildim ve anlamaya çalıştım.
'Bırakma nolur gitme ona.' diyordu. Kim için diyorsa bunu baya korkuyor olmalıydı.
'Gidersen, sana yakın olan herkesi geberticem.' Dedi uykusunda bile ruhsuzdu bu adam. Duyduğum şeyler beni korkutmamıştı ama bedenim buz kesilmişti. Kimden bahsediyorsa baya şansız bir insandı. Düşüncelerimle yataktan kalktım ve kendi odama geçip bölünmüş olan uykuma devam ettim.
...
Sabahın ışıklarıyla açtım gözlerimi ama şaşkınlıkla karşımda bana gülerek bakan Batur'u görmemle çığlık attım. Bu sarhoş ne ara uyanmıştı yanıma neden gelmişti ki? Yanıma uzanmış yan dönmüş ve sırıtarak beni izliyordu.'Günaydın güzelim.' dedi pişkin pişkin.
'Genç bir kızın odasına izinsiz girilir mi görgüsüz!' Dedim sinirle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIMASIZ
Teen FictionYıllardır beklediğim gün sonunda gelmişti.Güneşin ışıklarını artık uzaktan değil de iliklerime kadar hissediyordum.İstediğim tek bir şey vardı İNTİKAM.3 yıldır yapmadığım bir şey yüzünden hapisteydim ama beklediğim gün gelmişti sonunda buradan kurt...