'Hayır ben ona aşık falan değilim anladınız mı o benim özgürlüğümü aldı her şeyimi aldı elimden. O benim için sadece bir hiç.' Diye bağırdım Bade'ye.
'Bitir artık şu oyunu ona iyice aşık olmaktan başka bir halta yaramıyor neden anlamıyorsun? Yapma bunu kendine bitanem nolur!' Dedi Bade gözlerime bakıyordu.
'Bu kadar ilerlemişken ona aşık olduğumu nereden çıkardın Bade! Artık avcumda Batur yapmayın bunu bana yanımda olmak yerine karşımda olmayı kesin artık!' Dedim son gücümle ve kimseyi dinlemeden hızla evden çıktım. Arabayı açıp kendimi içeriye attım ve gaza bastım. Gözüm hiç bir şeyi görmüyordu. Siniri tüm hücrelerimde hissediyordum. Gelmek istediğim yere vardım uçurumun kenarında öylece baktım hırçın dalgalara. Uzun zamandır ağlamayan ben gözlerimden gelen yaşları özgür bırakmıştım. Dalgaların kıyıya vuruşu ile tek düşündüğüm şey Batur'a aşık olmadığımdı. Ona olan aşkımı yıllar önce kaybetmiştim değil mi?
Hayatta hep kaybedenlerden olmuştum, halbuki sabah heyecanla uyanıp televizyonu acıp şirinleri izleyen, belki yolunuz bir gün ormana düşerse ve iyi bir çocuk olursanız sizde şirinleri görebilirsiniz diye büyüyüp o cümledeki iyi çocuklardık biz. Neden kaznamadık hayatımız hep gidenlerin ardından bakan kaybetmeye meyilli insanlardandık. Kimseye yanlışımız olmadı yere düştüğümüzde kendimiz kalkmasını bildik hep. Zaman geçtikçe düşünce gülmeyide öğrendik. Hayatın bize sunduğu şeylerden hep mutlu olmayı seçtik. Belki de hayırlısı buydu. Söylediğimiz pembe yalanlardan arta kalan kimseye kötülük yapmadık. İnsnaları iyiyim diye kandırmayı seçtik. Kimse anlamayacaktı çünki 'herkesin acısı kendisineydi!'. Sabah uyandığınızda bir gün önce yanınızda olanların şimdi olmayışlarının boşluğu vardı üzerimizde. İnsanlara zaaf noktonı göstermemeliydik. Düşmanın olduğu an oraya saldırmaya can atan aç kurttu hepsi. Kimseyi arkasından vurma eğiliminde bulunmadık, kimseye arkamızı dönmedik işte hep bundan kaybettik. Batur'a aşıktım işte içimde ona baktığım an açığa çıkan , onunla zaman geçirdiğinde mutlu olan, aile gibi olduk dediğinde huzur bulan yanım hala vardı. Ben intikam oyunları yaparken ondan nefret eden Defne vardı karşısında. Elinden her şeyi alınmış Defne vardı ama şimdi, ona olan duygularım açlıkla açığa çıkmıştı. İlk defa korkuyordum ilk defa bu duygular beni korkutuyordu. Ağlamam şiddetlenmişti. Arabadan indim ve uçuruma yaklaştım oturdum.'Sana aşık değilim Batur! Sen benim özgürlüğümü elimden alan şeref yoksunun tekisin senden nefret ediyorum. Bana gülmenden nefret ediyorum! Yanında iyi hissetmekten nefret ediyorum! Sen benim hiç bir şeyimsim! Defol git hayatımdan!' Dedim ağlamam sanki mümkünmüş gibi iyice şiddetlenmişti. Uçurumun kenarına geldim yere çöktüm. Kötülüğün beden bulmuş haliydim şu an. Birden gözlerim karardı ve dengemi kaybettim. Hızla tutunmaya çalıştım ama olmadı toprak elimden kayıp gitmişti. Düşüyordum işte, çarptığım yerin sızlamasını bütün hücrelerimde hissediyordum. Kalbim acımıyordu artık belki de ölmekti benim kurtuluşum. Batur'u tekrar göremeyecek miydim? Nerden çıkmıştı yine Batur? O benim en saf duygularımdı işte. En önemlisi geçmişimdi. Bedenimde ki yaraların tuzlu suyla buluşmasındaki acıyla olduğum yere baktım. Suya tamamen batarken çıkmaya yeltenicek gücü bulamamıştım kendimde. Battıkça batıyordum aynı hayatımda da olduğu gibi.Aklımda sen, fikrimde sen, dudaklarımda sen, seni nasıl sevdiğimi bir bilsen Batur. Bu sırrı sadece ben biliyordum ve bu sır ile sulara gömülüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIMASIZ
Teen FictionYıllardır beklediğim gün sonunda gelmişti.Güneşin ışıklarını artık uzaktan değil de iliklerime kadar hissediyordum.İstediğim tek bir şey vardı İNTİKAM.3 yıldır yapmadığım bir şey yüzünden hapisteydim ama beklediğim gün gelmişti sonunda buradan kurt...