Bakugou'dan
Gözlerimi zorlanarak araladığımda kendi odamda olduğumu fark ettim. Odayı, pencerenin ardındaki sokak lambası aydınlatıyordu. Göz ucuyla yanı başımdaki dijital saate baktığımda saatin tam dokuz olduğunu gördüm.
Yerimde doğruldum ve sırtımı yatak başlığına dayadım. Alnımdaki ıslak havlu kayıp kucağıma düşmüştü. Eğilip sağımdaki komodinden gece lambasına ulaşıp ışığı açtım.
Üzerimdeki bol gömleği yukarı sıyırıp karnıma ve göğsüme baktım. Tuhaf, izler kaybolmuştu. Ve bu beni aşırı derecede rahatsız etmişti. Burada bir şeyler dönüyordu.
Sol elimle gözümü ovuşturacağım sırada bunu yapamadığımı fark ettim. Bakışlarım şaşkınlıkla sol koluma gittiğinde alçıya sarılı olduğunu gördüm.
"A... Anne...? " Seslendim sesimin titremesine engel olmaya çalışarak. Birkaç dakika sonra annem odaya endişeli bir ifadeyle girdi.
"Geldim, tatlım. Sen iyi misin?" Sorarcasına suratına baktım.
"Bu nedir?" Daha sonra bakışlarım koluma gittiğinde anlamış olacak ki yatağımın kenarına oturdu ve bana döndü.
"Kolunun çok ağrıdığını söylemiştin. Hatırlamıyor musun? Hastaneye götürdük seni. Fakat röntgende bir şey çıkmadı. Yine de acıdan duramadığın için alçıya aldılar..." Yüzümü ekşitip sargıları çözmeye başladım. Sargıları açtığımda alçıda kolumdan çıkmıştı.
"Buna gerek yok," dedim sargıyı kenara bırakarak. Ağrımıyordu artık.
"Şu an iyi misin...?"Bakışlarımı anneme çevirdim. Yüzünde endişeli bir ifade vardı.
Yutkundum ve başımı aşağı yukarı salladım. Acıdan eser kalmamıştı. Yine de benim için bu kadar endişeleniyor oluşu, ona hak ettiği değeri vermediğimi hatırlatmıştı. Bir huzursuzluk doldurdu içimi. Yapmam gereken bir şey vardı. Bu tarz bir insan değildim fakat gururumu şimdilik bir kenara bırakacaktım.
"Teşekkürler, her şey için." O an anneme sıcak bir gülümseme sundum.
Odayı aydınlatan gece lambası, gözlerinin dolduğunu bana göstermişti. Eli ağzına gitmişti ve gözlerindeki parlaklık gün yüzüne çıkmıştı. Yaklaştı ve kollarını boynuma doladı. Parmaklarımı sırtına koyup patpatladım. Sanırım şimdilik sesimi çıkarmadan beklemem gerekiyordu. Her ne kadar sarılmaktan nefret etsem de...
Bir süre sonra kollarını gevşetti ve sıcak ellerini ellerim arasına aldı. Yüzünde sıcak ve duygu dolu bir gülümseme vardı.
"Sevindim..." Eli yanağıma gitti ve okşamaya başladı. "Bir sorun olursa bana gelmekten kaçınma," dedi ayağa kalkıp odadan çıkmadan hemen önce. Başımı aşağı yukarı salladım ve gidişini izledim. O çıktıktan sonra ışığı kapatıp yorganı üzerime çektim. Fazla mı duygusallaşmıştım? Fazla zayıflamıştım. Gözlerim çok sık dolar olmuştu şu son zamanlarda.
...
"Merhaba," okula giren kızılın omzuna dokundum yavaşça. Bana dönerken gözleri şaşkınlıkla açılmıştı. Gözlerinin altında yoğun, mor halkalar vardı. Gerçi ben de çok farklı sayılmazdım. Hızlı bir hamle ile kollarını bana sardı ve başını enseme gömdü.
"Sen iyi misin?" fısıldadı endişe dolu bir ses tonuyla. Başımı aşağı yukarı salladım ve kollarını gevşetmesini izledim. Tepki vermeden yüzünü izliyordum. Etraftaki insanların bizi izlemesinden rahatsız olmuştu.
Okulda son zamanlarda ibne diye adım çıkmıştı. Hatta yanımdakiler bile benden uzaklaşmıştı. Zaten onlara ihtiyacı olan mı var? Aptallar... Fakat bir sorun vardı. Yanımda olduğu için Kirishima da bu işe bulaşacaktı. Bunun olması canımı sıkardı. Dün olduğu gibi yine erkekler tuvaletine sürüklendim. Bir kabine girdikten sonra okul gömleğimi sıyırıp karnımı kontrol etmişti. Demek bununla alakalı bir şeyler biliyordu. Gömleğimi düzelttim ve kollarımı göğsümde birleştirdim.
"Söylesene ne oluyor?" Bir şeyler dönüyordu ve bana anlatmamıştı. Benimle ilgiliydi ve bilmeye hakkım vardı.
Alt dudağını dişledi rahatsızca. Anlatmak istemiyor gibiydi. Yerinde rahatsızca kıpırdandıktan sonra bakışlarımı başka bir yere sabitledim. Zorlamayacaktım.
Bir süre sessizlik oluştu. Boğucu ortamdan çıktım ve adımları sınıfıma yönlendirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
V.o.o.d.o.o ✓
Fanfic"Belki diğerlerine yaşattığını kendi de yaşarsa biraz değişebilir..." ✦Voodoo! AU ✦Boku no Hero Academia ✦Kirishima x Bakugou ✦boyxboy By; me To; you