Eğer bir kez daha doğarsak,eğer bir kez daha seversek..
Aynı hataya düşmeyelim..
Biraz daha az görüşelim,biraz daha az umut edelim,fazla sözler vermeyelim..
Böylece birbirimize veda etsekte,acı çekmeden arkamızı dönebiliriz..
Geride bırakabileceğimiz anılarımız olsun,birbirimizin kalbinde..
Çok zaman geçsede,birbirimizi unutsak bile,eski günleri hatırlayalım..
Eğer buna aşk deniyorsa..
Tek ihtiyacımız olan şey bu..
Şimdi anladım ki büyük aşklar mutsuz sonu beraberinde getiriyor..
Bir dahaki aşık olman için umut ederim ki sevgilim..
Bizimkisi gibi gibi olmaz,acı çekmezsin..
Lütfen benden daha mutlu ol..
Kalbimden geçeni umarım gökler biliyordur..
Chen,Chanyeol - If We Love AgainMinseok..
Bazı zamanlar vardır,her şeyden vazgeçmişken tek umudunuzun onun mutluluğu olduğu belki başkasıyla bile olsa mutlu olduğu zamanlar. İşte şimdi o zamanlara bile muhtaçtım. Benimle değil bir başkasıyla aynı evi paylaştığı,bir başkasıyla aynı yatağı paylaştığı,bir başkasıyla dans ettiği,bir başkasını öptüğü,bir başkasının tenine dokunduğu ama mutlu olduğu. Böyle bir zamana mı sahiptik,böyle bir zaman mı yazılmıştı kaderimize? Bir damlası için hayatta var olmaktan vazgeçeceğim adamın her yaşını özenle yerlere seriyordum bugünlerde,hem de ona hiç acımadan her hareketimde.
Özür dilerim sevgilim yanında olup o yaşları dudaklarıma hapis edemediğim için..
Bundan başka yolum yoktu,onun nefesine karşılık kendi nefesimden vazgeçmiştim. Bir saniye pişman olmadan sadece o yaşasın istemiştim.O gün o evden çıkarken gözlerinde beni taşıdığı her saniye için bir can vermiştim,teninde beni arzulayan her hücre için bir can daha,her seni seviyorumu için bir tane daha. Kaç canlıydım ben de onu böylesine kıracak kadar hayattaydım hala? Sadece bir saattir elimde tüm bu canların ağırlığını taşıyordum,Sehun'u ona gönderdiğimde beni ölüme terk edeceğini düşünmemiştim. Acınacak bir tarafım yoktu,sevilecek hiçbir tarafım yoktu. Düşündüm de elime tutuşturulmuş badem kokulum ağırlığındaki bu zarfın içindeki ölüm fermanını çoktan hak etmiştim aslında. Sehun yukarı çıktığında elime ondan bir zarfı tutuşturmuştu,ardından bir teklife sundu. 'Eğer istersen şimdi okumak zorunda değilsin Minseok,kasaya koyabiliriz.' haklıydı koyabilirdik ama onca kırışımdan sonra bir mektubunu okumayı borçlu olmasaydım ona. Sehun'a cevap vermeden mektubu cebime koyup,şirketten çıktım. Gitmeden otoparkta durup yıllardır başında durduğum ve sevdiğim adamla mutlu olduğum şirkete baktım. Şimdilerde kapısından saklanarak gizlenerek giriyordum,sevdiğim adamsa çekinerek geçiyordu önünden. İçimde izlendiğim hissiyle parkedilen arabaların ardındaki ağaçlara kaydı gözlerim. Gitmemişti,o içinde hayal kırıklığı barındıran kocaman gözlerini bana dikmiş hüzünle bakıyordu. Sevdiğim adam en yakın arkadaşımdan daha zekiydi,gittiğine inandırmıştı onu ama dakikalarca beni beklemişti. Bir haftadır ilk kez görüyordum her şeyim olmuş bu adamı,Kyungsoo'nun anlattıkları ve gizli hattan attığı fotoğrafları saymazsak. Oldukça zayıflamıştı,ya Baek ve Chan onu aç bırakıyordu ki bu benim onu sevmeme ihtimalim kadar imkansız ya da gidişimden kendini sorumlu tutup cezalandırıyordu kendini. Muhtemelen üzerinde benim beyaz tişörtlerimden vardı,oldukça büyüktü,içinde kaybolmuştu ve bu çok sevimliydi. Her teline ayrı ayrı taptığım kızıl saçlarını gelişi güzel karıştırmış,kulağında da birlikte aldığımız küçücük M harfi kazınmış halka küpesi vardı ve emindim teninden yayılan kendine has papatya kokusu geçtiği her yere güzellikler bahşediyordu ediyordu. Başta hiçbir şey yapmadı,yanıma gelmedi sadece gözlerini ayırmadan ona kilitlenmiş gözlerime baktı, ona koşmam için yalvarırcasına. Küçücük bir adım atsam unutup gidecekti tenindeki her bir kırgınlığı, kollarıma sığınıp tekrar sevecekti beni. Böylesine çok mu sevmişti onu her zerresine kadar kıran bu adamı? Gözlerini gözlerimden ayırmadan sevgisine yenik düşüp birkaç adım attı bana doğru. Sehun burada olmadığım yalanını söylediğinden beri güçlükle ayakta durduğu belliydi,bense onu kolarımla sarmamak için savaş veriyordum içimde bir yerlerde. Durmasını istercesine elimi kaldırdım, eğer bana gelirse onu korumak için ondan gidemezdim. Yaptığımdan sonra olduğu yerde kalmıştı,aramızda nerden baksan 25-30 adım vardı. Sesi çıkmadan dudaklarını araladı,çaresizce bir 'Lütfendi!' söylediği,dudak hareketlerinden anlaşılıyordu. Göz yaşları yanaklarından süzülürken devam etti 'Lütfen bir kez sarılmama izin ver.' bensiz acı çekiyordu,bende onsuz ama bu kader bizim kavuşmamız gereken değildi. Gözlerimi ondan ayırmadan ben de sesizce dudaklarımı araladım 'Üzgünüm Jongdae,yapamam.' verdiği tepkiyi bakmadan,canını daha fazla acıttığımı görmezden gelerek arabaya binip oradan uzaklaştım.