Artık medyadaki çiçeklerimiz renklendi eyyy ahali, duyduk duymadık demeyin biz kavuştuk HERKESE MUTLU VE GÜZEL YILLAR ÇİÇEKLERİM💜💜💜
~~~
Yokluğunda siyaha çalan çiçeklerim küskündü bu aciz bedenime, şimdiyse karşımda uyuyorsun tüm masumluğunla çiçeklerimi rengine tekrar çaldırırken..
Yazar..
Jongdae gözlerini araladığında bu farklı bir yerde uyandığı ikinci andı ama bu seferki huzur veriyordu. Çünkü başını koyduğu yastıktan burnuna çalan badem kokusu huzurlu hissetmesine sebep oluyordu. Sırt üstü yattığı yatakta sağına doğru döndüğünde komidinin üzerinde gördüğü Minseok ve kendisine ait resim gülümsemesine sebep olmuştu. O anı hatırladığındaysa zaten var olan gülümsemesi fazlaca genişlemişti.
Fotoğraf geçen sene topluca gittikleri Paris gezisindendi, fotoğrafı da Baekhyun çekmişti. Minseok'un babasına ait restoranlardan birinin mutfağında gecenin bir yarısı tatlı yapıyorlardı. Jongdae'nin burnuna krema bulaşmıştı bir ara ve Minseok'a döndüğünde oda gülümseyerek burnunu ısırmıştı hafifçe, sevgi dolu ve tam o sırada Baekhyun bu kareyi yakalamıştı.
Minseok bu fotoğrafı hep çok sevdiğini söylerdi Jongdae'ye, çünkü ikisi de şef kıyafetleriyle çok sexy görünüyorlarmış. Ayrıca 'bugüne kadar yediğim en güzel tatlıydın sevgilim' diye de devam ederdi. Bu düşünce zaten genişçe gülümseyen Jongdae'nin odanın içinde kıkırtılarını yaymasına sebep oldu. O sırada kalbine yüklenen kırgınlıkla bir anda silindi gülümsemesi. Alt dudağını ısırdığındaysa patlayan yerin acısıyla inleyerek yattığı yerde doğruldu ve ayaklandı. Üzerindeki rahatsız ve kirli kıyafetlerden kurtulmak için odanın içindeki dolaba ilerledi ve kapağını açmasıyla tenine nüfus eden özlediği kokuyla geriye sendeledi.
Kendine ait dolapta bu kokuyu duymayalı çok uzun zaman olmuştu ve çok fazla özlem barındırıyordu her zerresi. Başta bir rüyada olduğunu düşünsede artık emindi Minseok buradaydı, bu odadan çıktığında evin herhangi bir odasında karşılaşacağı eşine sıkıca sarılabilecekti ya da belki de içindeki haklı öfkeyle öldürecekti bilmiyordu. Dolaptan Minseok'a uzun zaman önce doğum gününde aldığı siyah ve omuzunda beyaz birer çiçek deseni olan tişörtü alıp altına da düz siyah bir eşofman alıp giyindi. Daha sonra odanın içindeki küçük banyoya ilerleyip elini yüzünü yıkadı. Başını kaldırdığında lavabonun sağındaki rafta duran parfüme çarptı gözü, bu onun en sevdiklerindendi. Minseok'a parfüm alacaksa hep bundan alırdı, o da hep sevdiğini söylerdi zaten. Raftan alıp bileğine sıktı biraz ve kokuyu derince içine çekti. Bu kokuyu onun teninde hissetmeyi çok özlemişti Jongdae, onu çok fazla özlemişti. Onu kaybettiğini sandığında bir daha bu kokuyu teninden alamayacak olmanın korkusu yaralamıştı onu ama şimdi sevdiği adamın yaşadığını gözleriyle görmüşü ve kokusunu tekrar hissedebilecekti.
Hızla parfümü yerine bırakıp artık sarı olan saçlarını düzeltti Jongdae ve odadan çıkıp sesiz koridorda ilerleyerek aşağıya indi. Bu sesizlik aklının 'evde kimse yok sanırım' düşüncesiyle dolamasına sebep olmuştu ama aşağı katta indiğinde kapısı kapalı yerden gelen seslerle bu düşüncesinden hemen kurtuldu. Sesizce kapıya ilerledi ve hareket etmeden neler konuşulduğunu dinledi, ilk duyduğu tanıdık ses Baekhyun'e aitti.
"Jongdae uyandığında seni öldürecek Minseok, bana sunduğun hiçbir bahane onda işe yaramayacak. Ben bile seni affetmiş sayılmam."
Duyduğu ses Jongdae'yi şaşırtmıştı. Ne yani en yakın arkadaşı da mı buradaydı? Neyseki şu an da kafasına takacağı son şey buydu. Ki Baekhyun fazlaca haklıydı, onu seviyordu ama bu Minseok'u öldüreceği gerçeğini kesinlikle değiştirmiyordu. Kapının ardından gelen derin nefes sesi ve diğer ses ise kardeşi bildiği Chanyeol'e aitti.
![](https://img.wattpad.com/cover/146886928-288-k355008.jpg)