Odadan çıkmıştım. Sesi hala yankılanıyordu. Anahtarları almam gerekiyordu ama nasıl yakalanmadan alıcağım hakkında bir fikrim yoktu. Koşmayı bırakmıştım. Küçük kızın ayak seslerinden nerede olduğunu anlayabiliyordum, beni bulamasın diye de parmak uçlarımda yürüyordum. Kız benim yan kolidorumdaydi ben ise kolidoru yarılamıştım ama buraya yaklaştığını duyabiliyordum o yuzden en yakın odaya girip kapıyı kapattım. İçerisi cok karanlıktı. Kızın kapının önünden geçip gittiğini duymuştum.
***
Ross:
-Max, Emily, Jack ve Liz'de orada kalanlardandı- hazırmısınız? Yapacağımız şey şu biz içerdeyken onu birisi dışarıda oyalamalı bu yüzden Jack ve Emily siz ikiniz dışarda onu oyalamalısınız enazından biz çıkana kadar. dedi sığınaktan çıkmışlardı, ellerinde kendi yaptıkları silahlar ve el fenerleri vardı. Emily:
-Tamam kendinize dikkat edin. Max:
-Siz daha çok dikkat edin. Sonuçta onunla beraber olacak olan sizsiniz. dedi. Ross tip tip Max e baktı ve:
-Emily yarım saat oyalasanız yeter sonrasında zaten nasıl ondan kaçacağını biliyorsun. Emily ve Jack kafalaryla onayladılar.
Ormanda genelde küçük kızın olduğu bölgede bağırmaya başladılar, mağaranın girişini onlarda bilmiyordu, sarmaşıkların gelmesi için bağırıp durdular. Sarmaşıklar bildikleri kadarıyla mağranın tek girişiydi. Artık iyice ormanın derinliklerindeydiler ve birden ormanın her yerinde yankılanan o küçük kızın sesi heryeri kaplamıştı. Emily:
-Hadi gidin o buraya gelicek siz gidin ve sarmaşıkları bulun. dedi bağırarak. Hepsi elleriyle kulaklarını tıkamıştı. Ross ve diğerleri oradan çabucak uzaklaştı.
Birkaç dakika sonra. Liz:
-Ross burda! sarmaşıklar.
-Tamam şimdi hepiniz kendinizi sarmaşıklara bırakın ya bu hepimizin çıkış yolu olacak yada hepimizin sonu.
Liz Max ve Ross kendini sarmaşıklara bıraktı, sarmaşıklar onları yer altına çekmişti.***
Küçük kızın ayak sesleri durulmuştu artık onu duymuyordum. Kapıyı yavaşça açtım. Dışarı çıkıp anahtarların olduğu yere doğru dikkatli adımlarla ilerledim. Artık anahtarın olduğu odadaydım. Masanın her yerine baktım ama bulamadım, odanın her yerini alt üst etmiştim. En sonunda anahtarları bulmuştum odanın diğer ucundaki sandığın üzerindeydi. Anahtarı almak için ilerledim arkamdan kızın bağırarak üzerime koştuğunu duydum. Heryerim kaskatı kesilmişti vicudumda salgılanan adrenalini hissedebiliyordum, şimdi duramazdım anahtarlara doğru koştum, üzerime atlayıp beni yere düşürmüştü. Hatırladığım en son şeyse anahtarları alıp cebime atabilmiş olmamdı.
***Liz:
-Burası çok karanlık fenerlerinizi yakın.Max:
-Galiba sarmaşıklar size misafirperver davranmış çünkü beni resmen yere fırlattı. dedi alaycı ama bir o kadarda sinirli şekilde. Ross Liz'i tutup ayağa kaldırdı ve:
-Burası çok büyük ayrılalım. Ben düz gideceğim sizde diğer yönlere dağılın küçük kız gelmeden burdan çıkalım. Hepsi farklı yönlere dağıldılar.
Yavaş yavaş gözlerimi açtım ellerim ve ayaklarım bağlıydı, herhangi bir yerimde acı hissetmiyordum kız bana bir şey yapmamıştı sanırım. Ellerimi çözmek için kemerime taktığımntornavidaya uzandım ama yoktu. Dışarda Max'in "Alex'a burda mısın?" diye seslenişini duydum. Bağırarak:
-Max Max! burdayım çıkar beni burdan. Max olduğum odanın kapısını yavaşça açtı:
-Clare sen misin?
-Evet benim. İçeri girdi ellerimi çözmeye başladı ve:
-Seni o mu bağladı sana hiç bir şey yapmadı mı çok garip.
-Alex'a ve Jackop'da burada nerde olduklarını biliyorum.
-Hemen kalk ben Ross ve Liz'i getireceğim. Burada bekle. dedi heyecanla ve koşmaya başladı. Ceplerimi karıştırmaya başladım anahtarlar yoktu! odaya tekrar baktım ama bulamadım. Gelmişlerdi Ross:
-Hadi çabuk vaktimiz yok bizi onlara götür. Onlar koşarak oraya götürdüm. Max:
-Alex'a yaşıyosun. dedi sevinçle. Jackop:
-İyi misin anahtarları aldın mı? Liz:
-Anahtarlar mı var neredeler? Ben:
-O kız beni bağlamadan önce cebimdelerdi şimdi bulamıyorum. Ross:
-Sana bırakacak değil ya almıştır çabuk kilidi kıralım. dediler hep birlikte kilitle uğraşıyolardı. Etrafı biraz daha karıştırdım. Garip bi alfabede yazılmış bi defter buldum dışı süslüydü günlüğe benziyordu. Küçüktü, not defteri kadardı. İçinde fotoğraflarda vardı tam fotoğraflara bakacaktım ki kilidin yere düşme sesini duydum. Kilidi kırmışlardı. Jackop koşarak yanıma geldi bana sarıldı bende ona. Ben:
-Hadi çıkalım burdan. dedim günlüğü de aldmıştım.
Sarmaşıkların bizi en başta bıraktığı yere doğru koştuk. Son bir koridor kalmıştı son dönüşü de yaptığımızda herkes birden durdu çünkü kız karşımızda durmuş bize bakıyordu. Ross sessizce:
-Hepiniz çıkışa doğru gidin ben onu oyalarım. dediği anda kız birden koşmaya başladı normal bi çocuktan çok saha hızla üstüme doğru koştu Liz ise onu itti. Kız Liz'in üzerine çıkmış onu boğmaya çalışıyordu. Ross yanlarına koştu:
-Siz gidin bizi bırakın onu oyalayacağız sakın bizi almak için dönmeyin.
Onu orda öylece bırakacak mıydık? cidden, düşünecek vakit yoktu Jackop kolumdan beni çekti. Çıkışa koştuk ve dördümüz oradan çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM
AdventureBir kaç saniye sonra gözlerim karardı, ses birden kesilmişti... Birgün uyansan ve arkadaşını senden başka kimse hatırlamasa ya bir günde seni unutsalar ne yapardın? Clare ve arkadaşları bundan kurtulabilir mi? yoksa bu hayattan silinecekler...