Ben:
-Kızlar şey zaten çok çalıştık gerek var mı ki? Hem kuzenim şeyden geldi eee...Avustralya'dan.
Evet ordan geldim diye destekledi Emily. Jacop:-Hee bide bizim proje ödevimiz var onu yapmalıyız bu gün. Ben:
-Heh işte bu yüzden olmaz, zaten çok çalıştık. Kate:
-Hımm peki.
Diğerleri de böyle tepkiler vermişti. O sırada zil çaldı. Ben:-Hadi kızlar yarın görüşürüz. He bu arada Sara biz Jacop'la kütüphaneye uğricağımız için sen git bekleme bizi tamam mı?Sara:
-Tamam hadi görüşürüz o zaman yarın.
Emily'yi kantinde bıraktık Jacop'la sınıfa çıktık. Ben:-Biraz sonra eve gitmek için izin alırım sende al kantin de buluşuruz.
-Tamam.
Ayrıldık sınıfına gitti bende kendi sınıfıma. Dersimiz Bayan Bennett'aydı. Başımı sıraya koydum ve karnım ağrıyormuş gibi yaptım. Gelmişti herkez ayağı kalktı sonra herkezin oturmasını söyledi. Bana baktı ve:-Clarisa iyimisin?
-Pek iyi değilim karnım ağrıyor. dedim sesimi kötüleşitirerek.
-Aileni arayalım gelip alsınlar seni.
-Yok olmaz babam iş seyahatinde annemde çalışıyor ben tek giderim biskletimle.
-Müdür öyle bir şeye izin verir mi bilmiyorum ben gidip sorim sen beni bekle.
Birkaç dakika sonra içeri girdi:-Hadi şanslısın müdür bahanelerini kabul etti çıkabilirsin.
Eşyalarımı topladım hemen sınıftan çıktım kantine indim Jacop çoktan gelmişti etrafa bakınıyodu Ben:-Jacop gel..
Sözümü bile tamamlatmadan:-Emily nerde? yok geldiğimden beri arıyorum.
Şaşkın şaşkın suratına baktım ve:-Dur sakin ol tuvalete falan gitmiştir ben bi bakim.
Tuvaletlere doğru yürüdüm kapısını açıp içeriye Emily diye bağırdım, ses gelmedi. Yine kantine gittim Jacop:-Bahçenin her yerine baktım yok. Ben:
-Nasıl ya nereye gider ona burda beklemesini söylemiştim.
Kantincinin yanına gittik Jacop:-Pardon burda ders başladıktan sonra turuncu saçlı orta boylarda bi kız varmıydı acaba? Kantinci:
-Hayır ders başlayınca herkez gitti masaları silmeye başladık kimse yoktu.
Ordan ayrıldık bahçeye çıktık. Ben:-Jacop nereye gider bu kız napıcaz? of ya.
-Acaba dışarı çıkmış olabilir mi?
-Sanmıyorum bize dersten çıkıp yanıma gelin demezdi o zaman. Hem çok bile geçmedi aradan en fazla 15-20 dakika.
Dışarıdaki banka oturduk.-E napıcaz? sana sınıfa çıkmadan önce ne dedi?
Ellerimin titrediğini hissettim ve:-Hemen yanına gelmemizi istedi hatta derse hiç girmeseniz olmaz mı korkuyorum dedi.
-Korkuyorum hmm. Neyden korkuyorum dedi acaba yani bu olanlar varda zaten başka bir şey mi oldu ki?
-Ayy olamaz sen öyle diyince aklıma geldi siz gidince bir şeyler oldu korkuyorum derse gitmeyin demişti. -Emily'nin o anki yüzü aklıma gelmişti- ve ben onu bıraktım derse gittim. -Yere bakakalmıştım, ellerimi başıma koydum dirseklerimide bacaklarıma. Göz yaşlarım hızlı hızlı akıyodu. Jacop:
-Clare Clare dedi beni hafifçe sarsarak. Ağlıyo musun sen?
-Benim yüzümden.
-Clare saçmalama daha ne olduğunu bile bilmiyoruz.
-O bana birşey olduğunu ve korktuğunu söyledi ben se onu yanlız bırakıp derse gittim Jacop ne yaptım ben!?
-Tamam tamam ağlama. Ağlaman onu bulmamızı sağlamicak.
Yavaşça kafamı kaldırdım ona döndüm ve göz yaşlarımı sildim:-Emily kantinden ayrılıp okuda dolaşmaya çıktığını sanmıyorum.
-Ozaman -biraz tereddüt ederek- nerde?
Tekrar yere baktım ve:-Bilmiyorum.
***Okulun etrafını her yeri arayıp taramıştık okul çıkışına az kalmıştı. Jacop:
-Clare o burda değil aramadıgımız yer kalmadı şimdi okuldakilere gözükmeden çıkalım.
-Tamam. dedim ama hala etrafa bakıyordum. Böyle bir şey nasıl olabilirdi? Çok üzgünüm şaşkınım korkuyorum gerçekten aklım almıyodu. Bunları düşünürken Jacop:
-Bisikleti kullanabilcek misin?
-Evet kullanırım, hadi bize gidelim cidden mantıklı düşünemiyorum.
-Mantıksız bi olayda mantık ararsan böyle olur.
Yola çıktık hızlıca eve gittik. Kapıyı çaldığımda açan olmadı. Ben:-Kardeşim okulda doğru ya, bekle anahtarımı çıkarim.
Çantamda anahtarımı ararken kardeşimin servisi evin önünde durdu. Jacop:-Sanırım kardeşin geldi.
-Hah çok güzel hiç susmaz şimdi.
Kapıyı açmıstım, kardeşim de koşarak yanımıza geldi. Ağladığımı belli etmemek için hemen Austin'i karşımdaki Jacop'a çevirdim ve:-Austin bu Jacop dedim ayakkabılarımı çıkartıp merdivene koştum o da bana tip tip bakıyordu zaten çünkü arkadaşlarım gelince onu konuşturmazdım bile. Jacop'da arkamdan geldi kardeşimde eve girip kapıyı kapattı. Merdivenlerden aşağıya bağırdım:
-Austin acıkırsan yardımcı birazdan gelicek. Annesi hastaydı yanına gitmiş. Sen bekle mutfağa girme.
-Tamam.
Odama girip kapıyı kapattık eşyalarımı kapının yanına koydum. Oturduk. Ben:
-Jacop ne yapıcaz? korkuyorum ben. dedim gözlerim yine dolmuştu ama şimdi ağlama vakti değildi, sesimi düzelttim göz yaşlarımı sildim. Jacop:
-Tamam biraz mantıklı düşünelim. Emily bir şey olduğunu söyledi demekki yine birşeyler gördü.
-Belki geçidin açıldığını görmüştür. Ve ona bu bir senedir oluyosa
-Bu şey her neyse etkisi zamanla artıyo tek gördüğü şey bizimkiyle aynı olmayabilir.
-Belkide ordaki her neyse o gelmiştir yanına yada kendi isteği olmadan girmiş olabilir. Başka bir şey gelmiyo aklıma.
-Bunu zaman geçtikçe biz yaşayarak öğrenmeyiz umarım.
-Evet.
-Tamam tahminlerimiz var ip uçlarımız var ama bize kanıt lazım.
-Evet. Aha işte bu niye bunu düşünemedik? -Heyecandan ayağı kalktım o da kalktı- Kamera kayıtları tabikide!
-Evet mükemmel bi fikir.
İkimizde bu olayı anlamanın tek yolu olduğunu biliyorduk sevinçten birbirimize sarıldık.
Sonra birden ayrıldık. Ben:-Eee peki şey nasıl kamera kayıtlarına bakmak için izin alıcaz ki?
Tekrar yerimize oturmuştuk.-Kamera kayıtlarını göstermezler herkeze öyle durup dururken.
-Peki nasıl bakıcaz.
-Aklıma bi fikir geldi bence işe yarar, yaramak zorunda tek çaremiz.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM
AdventureBir kaç saniye sonra gözlerim karardı, ses birden kesilmişti... Birgün uyansan ve arkadaşını senden başka kimse hatırlamasa ya bir günde seni unutsalar ne yapardın? Clare ve arkadaşları bundan kurtulabilir mi? yoksa bu hayattan silinecekler...