Soğuk hava dalgasının bedenimi titretmesiyle üzerime örtülen örtüye dahada sıkı sarıldım. Gözlerimi bugüne açmak istemiyordum. Her ne kadar uyku halinde olsamda anlaşılmayan sesleri işitiyordum. Bugünde bir pazartesi sabahıydı. Ve bugünde maratonun başladığı gündü. Gözlerimi her defasında dahada sıkı yumdum ama alarmım kalkmayı ikaz ediyordu. Gözlerimi açıp kafama kadar örttüğüm örtümüde ayaklarımla aşağı doğru ittim. Baygın bakışlarımla hala çalan alarmımı kapatıverdim. Yine haftasonunu geride bırakmış, okul haftasına girmiştim.
Derin nefes bırakıp banyoya gittim ve rutin işlerimi halettim. Ardından odama geri dönüp ütülenmiş ve tertemiz bir şekilde giyilmeyi bekleyen formalarıma baktım. Usulca formamı alıp giyinmeye başladım. Her pazartesi keyifsiz bir şekilde okula giderdim. Ve her okul günüde çıkışın biran evvel gelmesi için dua ederdim.
Giyindikten sonra aynanın karşısına geçip saçlarımı düzleştirdim ve tepeden bir at kuyruğu yaptım. Tam çantama doğru yöneliyordum ki kapımın açıldığını hissetmemle başımı o yöne doğru yönelttim.
"Kahvaltınız hazır." diye konuştu Berfin nazik ses tonuyla.
Yerdeki çantamı alıp omzuma attıktan sonra "Geliyorum." diye konuştum ve kapıya doğru ilerledim. Berfin bana önden geçmem için müsaade ettikten sonra arkamdan gelmeye başladı. Merdivenleri yavaşça aşağı indikten sonra hole göz gezdirdim. Evin her tarafına adım seslerimiz yankılanıyordu. Salona bakıp boş olduğunu gördüm. Ardından terasta kahvaltı yiyebileceğimizi düşünüp oraya baktım ama terasta da kimse yoktu.
"Annem ve babam yok mu?" diye sordum.
"Mithat bey biriyle buluşucağını söyledi. Sinem hanım ise işi çıktığını söyledi." diye kısa bir açıklama yaptıktan sonra derin bir nefes bıraktım.
"Kahvaltınız mutfakta hazır." dedi Berfin ve mutfağa doğru ilerlemeye başladı. Anlaşılan bu sabahta yalnız başıma kahvaltı yapacaktım.
Mutfak tezgahına bırakılmış olan tepsi üzerindeki kahvaltılıklarımı isteksizce yemeye başladım. Telefonumun titreşmesiyle kafamdaki düşünceler dağıldı ve biranda bakışlarım tezgahın üzerine bıraktığım telefonuma yöneldi. Mesaj instagramdan geliyordu.
gamzelibey: Dün senin telefon numaranı istemeyi unuttum.
Biran bunun kim olduğunu çıkaramadım ama sonrasında Melih olduğunu anladım. Ardından "Gamzeli bey mi?" diye mırıldandım. Sahi Melih'in gamzeleri dikkatimi çekmedi de değildi. Gerçekten gamzeleri ona çok yakışıyordu.
Dün akşam telefonumun şarjı oldukça bitmişti. Bu nedenlede kapanmıştı. Ve akşam ki mesajlar şimdi geliyordu.
Maral: Ne bu? Yeni numara isteme taktiği mi?
Onun hemen cevap verdiğini düşünmüştüm ama o değildi. Kendi internetim gitmesin diye evdeki internetten bağlanıyordum. Wi fi açık unutmuş olmalıydım ki otomatik olarak bağlanıyordu.
Siyah Kelebek sizinle görüntülü arama yapmak istiyor. 22:57
Demek ben çıktıktan sonra birkez daha görüntülü arama isteği atmıştı. Nedense ona açıklama yapma gereği duydum ve ona mesaj yazma kararı aldım.
Gönderilen: Siyah Kelebek
Dün müsait olmadığımı söylemiştim. Bu nedenle çıkmak zorunda kaldım.
Mesaj gelmesini bekledim bir süre ancak herhangi birşey yoktu. Ona neden açıklama yaptığım hakkında bir fikrimde yoktu. Mesajı geri alamayınca sinirle yeni mesaj yazıp gönderdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Kelebek
Teen Fiction[24/06/2018 ?] Katran kokan ruhlardı onlar. Ruhları yanıp kül olurken etrafada is kokusu yayılıyordu. Etrafa yayılan bu is kokusu bir virus misali yeni kurbanlarını hastalandırıyordu. Bu viruse yakalananlarda bu ızdırabın içerisindeydi artık. Her b...