Dayanamadım, yazdım. Ben buraya eğlenmek için yazıyorum. Şu saatten sonra beğenileri pek sallamıyorum. Hem okuyan arkadaşlarım bol bol ısrar edince dayanamadım. Sizi seviyorum. İyi okumalar.
Hani böyle bir renk vardır kırmızının en koyu tonu biber salçası gibi, tırnaklarıma sürdüğüm bordonun da koyusu. Hah işte tam o renge dönüyordu yüzüm, yanaklarım hatta kulaklarım.
Yaklaşan uyuz ayak seslerine kulak vermeyip kafamı sahildeki kumlara gömmek istedim. Oluru olmayan hayallere daldım. Mesela bir ufonun beni ışınlaması gibi ya da atmosferin iki saniye içinde delinip güneşin her tarafı kurutması ile açılan boşluklara inmeyi.
Veya koskoca bir tsunami ile denize karışmayı...
Oluru olan şeyler de kabuldü. Eray'ın telefonu çalabilir aniden gitmesi gerekebilirdi.
Ama kader beni 1-0 yenip Eray'ın yanımda bitmesi ile cezalandırdı. Ne diye denize bağırdığımı düşünüp kafamı ellerimin arasına aldım. Dolan gözlerimi kolumla itiştirip eski haline gelene kadar kafamı kaldırmadım. Sonunda yüzümün bordonun bir ton açığa dönmesi ile yetinip yanımda bankta oturan Eray'ı döndüm. Hava yavaştan karardığı için gözlerinin siyahı daha da koyuydu. En azından kızarıklığımı görmeyeceğini düşünüp saçlarımı arkaya doğru attım. Eray gülümseyip banka kolunu attı. İkimizde sessizce denizi seyrediyorduk.
"Özür dilerim. " dedi kısık bir sesle. Gene alkol aldığı belliydi. Benden özür dilemesini beklemiyordum.
O da cevap verme fırsatı tanımadan devam etti.
"Yanımda bana üzüldüğün için kalacağını sandım." Sonra muzip bir şekilde 32 diş sırıttı. "Bana bayıldığını bilmiyordum."
Bu lafı üzerine gülümseyip kaslı karnına bir yumruk geç- pardon kaslı karnı yumruğuma geçirdi. Refleksi geç de olsa bileğimi hızla çekince öne doğru çıktım. Yüzümüz yakınken uyuştuğumu söylemiş miydim ? Çok yakın olmamakla beraber normal oturma pozisyonunda değildik. Ne o ne ben geri doğru çekildik. Eray'ın gözlerinin odağı gözlerimken aralık olan dudaklarıma ulaşınca çok küçük hareketlerle yavaşça yaklaştı. Bunun nedeni bana geri çekilmem için bir fırsat tanımasıydı. Nedense beynim donmuş ve geri çekilmeyi beceremiyordum. Rüzgardan arkaya attığım saçlarım tekrar önüme gelince elleri ile kulağımın arkasına sıkıştırdı. Gözlerini dudaklarımdan ayırmadan biraz daha yaklaştı. İlk öpücüğümün hep özel olmasını isterdim ama şimdi geri çekilecek iradeyi bulamıyordum. Daha önce bir ilişkim de olmamıştı. Genelde pek tarzım değildi. Uzun yıllardır kimseden hoşlanmamıştım da. Tıp Fakültesi diyoruz, sürekli birilerine kafayı taksam kazanacak kadar zeki değildim. Bazı şeyleri kısıtlamak lazımdı. Ama şuan yaşadığım hiçbir şeyi sallamıyor, benim için özel olan öpücüğü Eray'dan yana kullanmak istiyordum.
Yavaşça daha da yaklaşan dudakları ile kesik nefesleri yüzüme vuruyordu. O pişman olabilme ihtimalimi göze alarak aramızda kalan boşluğu 'Bak öpücük gidecek çekiliyorsan çekil.' dercesine yavaşça doldurdu. Artık kafamı çekmeyeceğime emin olduğum bir süre gözlerimi hafiften kapatmamla dudaklarını tenimde hissettim. Tenimde diyorum dudaklarımda değil. Boynumda. Başım ve omzum arasındaki boşluğa girip dudakları ile yaptığı baskıya son verince içim titredi. Dudaklarını hissettiğim yer karıncalanırken başı hala oradaydı. Korkak ve yavaşça belimi saran kollarını ben itmeyince daha da sıktı. Ellerim ben istemeden saçlarını bulunca Eray'ın nefesini boynumda hissetmemle bir şey söylediğini düşünüp kulak verdim.
"Sana karşı koyamıyorum. Ama, yapamam Ezgi. Sana bunu yapamam." diyordu. Son iki cümleyi tekrar etti birkaç kez. Şimdi de 'ben kötü çocuğum biz olamayız.' diye nostalji yapıp klasik aşk romanlarına çevirmişti. ' Bana aşık olma, seni mutlu edemem. Benden daha iyisine layıksın. Seni sevmemeliyim.' falan felan. Onları da asla anlamazdım. Sonra burnu ile nefes alıp tekrar konuştu.
![](https://img.wattpad.com/cover/17888490-288-k823456.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEÇ BİRİNİ
RomanceDuygusal bir genç kız ve ruhsal yönden batık bir erkek, Seçim yapmak zorunda kalan bir erkek. Ve genç, kızın aşkı için her şeyinden vazgeçmeye çalışıyor. Ne kadar başarabilir ? Peki kız her şeyi bildiği halde onunla devam edebilir mi ? Okumanızı...