Güneşten-
"Kimse senin gibi olmak zorunda değil anladınmı beni ? kızımı bana geri ver."
"Onu gerçekten alabilceğini mi sanıyorsun güneş? benim karım bu kadar aptalmıydı ya?"
bunları bana derken sırıtıyodu bu ne biçim bir adam onu nasıl sevdim ben ? Nasıl.
"EĞER ONA BİRŞEY YAPARSAN SE-..."
Sadece bir silah sesi yere düşen bir KURŞUN.
"s-sen"
artık gözlerim kapanmıştı sonsuz uykuyo uzanıyordum melis'i koruyamamıştım onu gerçekten bu dünyaya o adamın yanına bırakmıştım......
Melisden-
"ben kazandım işteeğ "
Doğa ile güldüğüm kadar başka hiç bir kızla bu kadar gülmüyordum sanırım.
"Nedeeeeeeeeeeen??? Bu oyunda sürekli sen kazanıyosun.
Omzuma vurma operasyonu yapıyordu .sanırım çalan telefon sesiyle dans etmeye başladı.
"Efendim"
Babam:Hazırlanın koreye gidiyosunuz
"Ne"
Telefon yüzüme kapanmıştı.
"What..."
Yüzüme anlamamış bir şekilde bakan doğa 'ya bakıyordum .
"Hazırlanmamızı istedi"
Bana anlamsızca bakıyordu
"Neden?"
Bende balkondan bavulumu alıp dolabıma yöneldim ve kıyafetlerimi doldurmaya başladım.
"Güney koreye seoul' e "
Bana şaşkınca baktı ve
"İyi de neden?peki ya babam?"
Hala dolabımdaki eşyaları yerleştirmekle uğraşıyordum
"Öyle istedi .bilmiyorum belkide babandan izin almıştır"
doğa göz devirip
"Senin baban ve izin almak mı? şakamı yapıyosun?"
"Ne biliyim.hadi burdan sonra senin evine uğrarız bavulunu toplarız şimdi bana yardım et.Bir saat sonra-
Bavulu neredeyse doldurmuştuk eksik kalmamış dı sanırım.
En son annemin fotoğrafına baktım çerçeve içindeydi
"Bunu da almalımıyım?"
bana şaşkınca baktı
"Sen bilirsin "
Fotoğrafı sallayarak
"Ya babam kızarsa"
fotoğrafı elimden alıp valizin en alt tarafına koydu.
"Burda asla göremez "
bir anda gülmeye başladık......
6 saat sonra-
Sonunda hem doğanın eşyalarını hemde benim eşyalarımı toplamıştık elimizde 15 tane valiz ile ayaz'ı bekliyorduk .Sonunda siyah bir limuzin bize yaklaşıp evin önünde durdu. beklemeden limuzine bindik. Bavulları ayaz içeri taşımıştı .
" bu kadar bavul da neyin nesi böyle"herkez kendisini bağlamayan konularla çok ilgili galiba.
gözlerimi devirip"Bu seni bağlıyomu"
"Üzgünüm"
Doğa ayaza "hava alanına"
Dedi . biletleri evde çalışan abladan almıştık çıkmadan önce gerçekten koreye uçuyorduk ve neden olduğunu bilmediğimiz bir şekilde orda bir okula kaydolucaktık babama karşı gelemiyorum.ne yapiyim?.
Doğa beni işaret parmağıyla dürtüp "korece biliyomusun"
"Evet bilitorum ve sende biliyon. Peki niye soruyon?"
Bu kız gerçekten boş konuşuyordu.
"Sanırım böyle oluyo işte habersizce ve nedenini bilmeden koreye gidiyor olmamız ve işte bazı farklı şeyler yani-"
Susmuş olmasının nedeni onun dudağını parmağımla kapatmış olmamdı."Evet evet anladım -.-"
Bir kaç dakika sonra hava alanına gelmiştik bavulları alıp taşımaya başlayan ayaz' a yardım etmeyi pek düşünmüyordum sanırım.
"Meliiiiiiis uçak işteeğ gördüüğğm"
Kendimi duvara yaslayıp
"İki dakikada türkçeyi katlettiğin için teşekkürler" gülüyordum.Uçağa bindik bavullarımız felan da hazır işteğ bu ne kadar sürer di anons sesiyle uçak kalkışa geçmişti.
İzmir/ seoul uçağımuz havalanmıştır.Nursima'nın yazdığı fake love adlı hikayeyi de okursanız çok sevinirim😏 nicki @nursimarmy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUN/KİMTAEHYUNG
Fanfiction"Kimse senin gibi olmak zorunda değil anladınmı beni ? kızımı bana geri ver." "Onu gerçekten alabilceğini mi sanıyorsun güneş? benim karım bu kadar aptalmıydı ya?" "EĞER ONA BİRŞEY YAPARSAN SE-..." Sadece bir tetik sesi yere düşen KURŞUN. "s-sen" a...