Belkide aptalca ama onu uyurken izlemek çok güzeldi.o hep mükemmeldi.sanırım onu üzücek bir insandım.
Elimle yanağını okşadım.ve benimde gözlerim kapanı verdi.
~jungkook'dan~
Doğa ile okuldan çıkınca tae'ye yemek götürmek için hastaneye gittik.onunla olmak beni mutlu ediyordu ama o mutlu oluyormuydu?gerçekten benim hissettiklerimi oda hissediyormuydu?
Asansöre bindiğimizde ikimizde konuşmuyorduk.
Bir anda asansörün ışıklarının kapanmasıyla çığlık atması bir olmuştu.
Endişeli bir sesle bana
"Ne oldu jungkook?"
Hemen telefonumun ışığını açtım ve doğa'nın yüzüne doğrulttum.
"Galiba asansör durdu."
"Jungkook korkuyorum."
Bunu demesiyle kollarımı ona doladım.
"Merak etme elbet kurtarmaya gelirler, ben burdayım yanındayım."
Bunu dememle bana daha çok yaklaştı ve daha çok sarıldı.bunu yapmasıyla kalp atışlarım hızlanıyordu.
"J-jungkook"
"Efendim?"
"Benim sana itiraf etmem gereken birşey var."
"Neymiş o"
Hemen sarılma pozisyonunu bozdum. Ve elimle omuzlarından tuttum.
"B-ben"
Cümlenin devamını getirmesi için kafa salladım.
"Ben sana aşık okdum"
yüzümdeki şaşkınlık dolu bakışlar la onu izlemeye devam ettim.
"Kötü karşılaya bilirsin ama gerçekten sana karşı kötü bir niyetim yok."
Demesiyle gözlerimi dudaklarına dikmiştim.
"kook özür dilerim bu dediklerimi unut ve hayatımıza devan edelim."
Yavaşça dudaklarımı onun dudaklarına yaklaştırdım.dudaklarımızı birleştirdim.
(aaah o kadar da kötü değilmişx xlmcc ama utandım biraz )
Bir anda dudaklarımızı ayırdım ve hemen geri çekildim.
"Özür dilerim özür dilerim."
"Gerçekten özür dilerim.ben böyle birşeyi yapmak istemezdim."
"Kook!"
"E-efendim."
"Bu bende seni seviyorum anlamına mı geliyor çünkü geliyorsa senden çıkma teklifi bekliyoru."
"Sanırım bu çıkıyoruz anlamına geliyor."
Bir anda asansörün kapısı açıldı.
"Tamam kurtuldunuz çok beklettiysek özür dileriz.biri ramen ini yemek için fazla israr etti de"
Doğa güldü ve
"Hayır bizi kurtardığınız için teşekkğrler artık merdiven kullanmalıyız"
"Ah tabi buyrun çocuklar çıkın"
Doğa ile merdivenlerden melis'in katına çıktık ve doğa mutlu görünüyordu çünkü bende mutluydum.
Odanın kapısını yavaşça açtım ve içeride bir adet çift vardı.tae yorgunlukla uyuya kalmış sanırım.melisin yanına yatmıştı.
"nasıl bu kadar haraketsiz yatıyo melis"
"Anlamadım?"
"Biz birlikte yattığımızda sürekli haraket eder ve ben o yüzden pek uyuyamam. Sanırım tae melis'i değiştiricek jungkook."
"Bencede değiştiricek"
kapıyı kapatıp dışarı çıktık.
"Şimdi bizde birleştiğimize görr sıra kimde?"
"Bence daniel ve sude çok yakışıyor."
"Yongi'nin yanında bunu söyleme"
"Ama yongi farklı bir kişilik sude farklı. Onların olmiyacağı çok açıktı bence."
"Sude kibar ve nazik.ama yongi melis gibi ilginç biri."
"Peki ya tae ve melis?"
"Anlamadım jungkook"
"Peki ya onlar tae sevecen nazik ayrıca çok çocukça biri.ama melis taenin zıttı."
"Haklısın ama-"
"Bence yongi ve sude konusunu kapatalım.Getçekten eğer bmyle istiyorlarsa kendileri hakkedetler zaten."
"Peki bizde hyungların yanına mı gitsek."
"Yemek ne olucak."
"Gitmeden önce aşşağıda biz yeriz."
"Aç ya"
"Ne acıktım tabi.getçi biraz dopdum ama zaman kısaydı."
"İğrençsin ya!"
"Kızmazmısın sevgilim"
"Ama öyle!"
Tam doğa'nın elini tutucakken.birini görmesiyle yanına koştu.
"Ah bir an melis'in babası sanmıştım,değilmiş"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUN/KİMTAEHYUNG
Fanfiction"Kimse senin gibi olmak zorunda değil anladınmı beni ? kızımı bana geri ver." "Onu gerçekten alabilceğini mi sanıyorsun güneş? benim karım bu kadar aptalmıydı ya?" "EĞER ONA BİRŞEY YAPARSAN SE-..." Sadece bir tetik sesi yere düşen KURŞUN. "s-sen" a...
