"Çok fazla şeker yememeye çalış,cips,kola gübi zararlı şeyleride tüketme."
Çocuğun tatlı suratını elimle okşayıp kafasını karıştırdım.
"Tekrardan geçmiş olsun."
Bir yandan elimdrki raporları danışmaya ilettim bir yandan da çalan telefonumu açmaya çalışıyordum.
" Efendim eun seok"
"Nerdesin seni çok merak ettim."
"Hastanedeyim işimin yoğun olduğunu sende biliyorsun."
"Olsun seni görmek istiyorum."
"Eun seok meşgulum dedim sana "
"Tae!hala mı sana aşkımı itiraf ettiğim günü düşünüp benden nefret ediyorsun?"
"Senden nefret etmiyorum.aah tamam akşam hastanenin yanındaki parkda buluşalım jungkook bu gün anne babasının yanına gidicek."
"Sana neden aşık olduğumu şimdi daha iyi anlıyorum keşke sende bana aşık olabilsen"
Telefonu yüzüne kapatıp beyaz önlüğün cebine koydum.yolda yürüken hemşireler ve doktorlar bana bakıyormuş gibi hissediyorum iki kız bana bakıp aralarında konuşmaya başladılar duyduğum tek şey çok yakışıklı demeleriydi.melis gittiğinden beri hiç bir kıza bakmadım,hep onu bekledim ama gelmiyecejti biliyordum o yüzdrn eun seok u sevmeye çalışmalıyım sanırım.
aniden baş hekimle karşılaştım bana tedirgin bir şekilde baktı.
"Bu gün amerika daki bir özel hastanede çalışan dereceli doktorlar ve cerrahlar gelicek,onları karşılamam için bana yardım et,laura restourant ı ile konuş her şeyin lüks olmasını istiyorum . ben,sen ve onlar birlikte yemek yiyeceğiz.ayrıca şu eun seok'u da çağır kızdan nefret etsemde belki yardım edebilir ingilizce açısından."
"Anladım baş hekimim ben haber veririm."
Hemen cebimden telefonu çıkardım ve kafe'nin merdivenlerinden inmeye başladım.
"alo"
"Eun seok akşam lüks laura restourantında yemek yiycez baş hekim ingilizce konusunda yardımının dokunacağını söyledi,senden nefret etsede gelsin dedi bende şaşırdım.amerika dan 3 tane dereceli doktır ve cerrahlar gelicrkmiş."
"Tamam tae bu gün çok güzel olucam."
"her ne yaparsan yap!"
Telefonu yine yüzüne kapatıp kafeye indim.bir kahfe aldım ve yerime oturdum.
Masaya biri daha oturdu."Nasıl bu kadar yakışıklısın anlamıyorum.bana lazımsın,akşam boşmusun?"
"Ah kendine sürtücek başka bir erkek bul ben onlardan değilim"
Masadan kalkıp elimde kahfemi yudumlayarak yukarı kata tekrar çıktım.
Yine telefonum çaldı
"Efendim baş hekimim."
"Tae hava limanındalarmış hemen git ve onları karşıla lütfen,ve ayrıca restoruantla konuştunmu"
"Hemen konuşuyorum ve gidiyorum."
"acele et lütfen sana güveniyorum."
Hem restorunantı arayıp randevu aldım hemde arabama binip hava limanına gittim.
~~~~~~~~~~~~
Arabadan inip yüzüme maskemi taktım.büyük bir limuzinin beklediği yere girdim.ve üç kişinin kameraların odağı ve korumalarıyla dışarı çıktığını gördüm.
Yüzlerinde maskeler vardı.bana doğru yaklaştı biri.Hastanenin kartını gösterdiğimde hemen anladılar. korece bir şekilde bana
" siz hastaneden gönderilen profesyönel cerrah olmalısınız.adınızı öğrenmeyi çok isterim."
İkisi kız biri erkek olmak üzere 3 kişilerdi adımı söyleyeceğim anda bir taksi sesiyle ortalık karıştı.
Siyah giyinen ve melis in göz rengine acayip benzeyen gözleri vardı ayrıca kız sanki melis'in daha da mükemmrllrşmiş haliydi kim bilir arkasından kaç kişi koşuyodur.bana doğru yaklaştı.
(Fotoğraftaki kızın yüzünü saymayın lütfen.)
"Yemekte görüşürüz"
Diyerek limuzine bindi.ses bana tanıdık mı geliyordu ?yoksa ben mi hayal görüyordum? anlayamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUN/KİMTAEHYUNG
Hayran Kurgu"Kimse senin gibi olmak zorunda değil anladınmı beni ? kızımı bana geri ver." "Onu gerçekten alabilceğini mi sanıyorsun güneş? benim karım bu kadar aptalmıydı ya?" "EĞER ONA BİRŞEY YAPARSAN SE-..." Sadece bir tetik sesi yere düşen KURŞUN. "s-sen" a...