Alya'dan;
O olaydan tam 3 gün geçmişti. Meriç yaralarının geçmesini beklerken okula gelmemişti.
Fakat Çakır'da üç gündür ortalıklarda yoktu. Git gide meraklanmaya başlamıştım. Yoktu hiç bir yerde. Telefonlarıma cevap vermiyordu. Melih'e de sormuştum ancak ona da cevap vermiyordu.
Yılbaşı gecesine gelmiştik. Okul bir parti veriyordu. Tabii ki gitmeyecektim. Çünkü saat tam 12'de doğum günüm olacaktı. Babamla kutlamayı tercih ederdim.
"Alya lütfen gidelim."
Karşımda bana yalvaran Melisa'yı duymamazlıktan geldim. İknâ etmeye çalışıyordu ama gelmeyecektim.
"Çakır'da gelecekmiş o partiye." diyince dikkatimi çekmişti. Ona döndüm inanmayarak. Gelecek miydi cidden?
"Ciddi misin?"
"Evet, yılbaşı partilerini kaçırmaz. Mutlaka gelir."
Umutla ayağa kalktım. Gelirdi ya. Kesinlikle gelirdi. Partilerin adamıydı sonuçta, gelirdi. Başımı hızla salladım.
"Ne giyeceğim?"
Kahkaka attı ve elimden tutup yine o odasına götürdü. Uzun bir kıyafet seçmenin ardından maalesef yine etekle baş başaydım.
(Giydikleri bu.)
Siyah bir düz kazağın altına bordo mini bir etek ve siyah ince çorap giymiştim. Ucunda yuvarlak olan zarif bir kolye de takıp ayakkabılarımı giydim. Saçlarımı salıp hafif dalgalandırdı Melisa. Hafif bir rimel ve ten rengi ruj da sürünce tamamdım.
"Abartı mı oldu sence?" dedim Melisa'ya bakarak. Göz devirdi.
"Hem yılbaşı hem doğum günün." dedi bordo bir kaşe ceket getirirken. Giydim ve evden çıktım. Babama da haber verdiğim de iş tamamdı.
Partinin yapılacağı yere gelince arabadan indik ve ben mekanı inceledim. Bar tarzı bir yerdi ama bar olduğundan emin değildim. Renkli ışıklar camdan dışarı vuruyordu ve fazla olmasa da müzik sesi duyuluyordu.
"Hadi gel. Dışarısı soğuk." diyerek kolumdan çekiştirdi Melisa. İçeri girdiğimizde aklıma Melisa'nın doğum gününde olanlar geldi ve heyecanıma engel olamadım. Beraber ilk kez dans etmiştik.
Ama en önemlisi, beni ilk kez öpmüştü.
Yüzümde ki güzel gülümsemeyle içeri girdim. Etrafta dans eden onlarca insan vardı. Büyük yılbaşı ağacının etrafında bir sürü hediye kutuları, ama Çakır yoktu.
Düşen yüzümle etrafı aramaya devam ettim. Meriç'te yoktu. O belki daha iyileşmeden gelmek istememişti ama Çakır neden hala yoktu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ BAHÇESİ
Chick-Lit"Sen ateş bahçesisin." Diye fısıldadım kollarının arasında. "Ateş bahçesi mi?" Dedi şaşkınlıkla. "O ne?" "Sen." Dedim kollarının arasında daha da kaybolup. "Aynı ateş bahçesi gibisin. Dışarıdan o kadar güzelsin ki, insanın içine girip bütün güzellik...