Saat kaçtı bilmiyorum ama odada öylece oturmuş yemek zamanının gelmesini bekliyorduk. Böylelikle ordaki restoranı inceleyip içeri girmek için plan yapabilecektik. Şu an yapacak hiçbir şey yoktu. Sadece birbirimizin yüzüne bakıyorduk.
Özellikle abim bana garip garip bakıyordu. En sonunda dayanamayıp "Max'n neye bakıyosun?" diye sordum. Ama cevap vermedi, gözlerini kaçırdı.
Ben de bir şey diyemedim.Tam uykuya dalıcakken "Yemek vaktiiii!" diye bağırdı Namjoon. Ödüm patlamıştı. Hızla kalkıp hazırlandım. Herkes hazırlanınca da birlikte yemeğe indik.
Biz şanslıydık, çünkü ben insanların zihinlerini okuyabiliyordum. Bazen her saniye insan sesi duymaktan çatlıyordu başım ama yine de işe yarıyordu.
Restorandaki en uç masaya oturup kilitli restoranı izlemeye başladık. Kaç dakika geçtiğini bilmeden izlemeye devam ederken bir personel etrafına bakınmaya başladı. Beni görünce zihnimde adamın düşünceleri belirdi.
"Umarım şu kız bana bakmıyordur. Bakıyorsa içecekleri alması kolaylaşır." diyordu.
Ben birkaç saniye gözlerimi başka yöne çevirip tekrar adama baktığımda adam çoktan arkasını dönmüş kapıya ilerliyordu. Kapıyı bir iki kez zorladıktan sonra kapı aralandı, adam ordan elini uzatıp kapıyı açtı. Bu kadar basit miydi yani?
"Buldum!" diye bağırdım ve bizim masadaki bütün gözleri kendimde topladım.
"Neyi buldun?" diye sordu Jin merakla. Onlara gözümle kilitli kapıyı gösterdim. İlk bütün gözler oraya döndükten sonra tekrar beni buldu. Ben de sırıttım. Tae yanıma gelip saçlarımı karıştırdı ve "Aferim benim güzelime." dedi zihnimde. "Tabiki" diye cevap verdim zihnimde. Onla böyle bir bağımızın olması hoşuma gidiyordu. Zaten rüyalarımız da karşılıklıymış. Ona tekrar aşık oluyorum galiba. Abime bakınca o da gözlerini kapıya çavirdi. "Hadi o zaman odaya plan yapmaya." dedi vurgulayarak. Galiba benim Tae'nin yanında olmamdan böyleydi, kesin Namjoon'la Jin onun beynini yıkamıştı.
Hızla odaya çıktığımızda hala abimin bakışlarını üzerimde hissediyordum, inanılmaz rahatsız ediyordu.
"İlk olarak o katta kimsenin kalmadığı bir zaman bulmalıyız. Bulsak da kameraları halletmeliyiz ve bizim avantajımız var çünkü kamera odasının nerde olduğunu biliyorum. Abbie sayesinde de içerdekileri odadan çıkarıp işlerini halledebiliriz. Ordan sonra bizi sadece o kattakiler görebilir. Onları da Jin ve Max'n halledebilir. Royal'le Tae içeri girer, böylelikle içerde biri varsa Tae Royal'i korur. Ben de Abbie'ile birlikte kalırım. Anlaştık mı?" herkes onaylayınca da
"O zaman oyun başlasın!" dedim.Her şeyin sonunun böyle olacağını nerden bilebilirdim ki? Söyle bana!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Delta/KTH
FanfictionYa Dünya'ya ilaç yerine vampir virüsü salındıysa? Ya Dünya'daki 20 milyon insan vampire dönüştüyse? Ve aralarında nadiren görülen "Delta"lar yakalanıp uyutuluyorsa?.. O "Delta"lardan da kaçanlar olduysa, hayat nasıl değişir? Vampirlerin çıkmasıyla...