4 gün Sonra
4 günümüz sadece etrafı arayarak ve avcılardan kaçarak geçirmiştik. Şu ansa büyük bir kabilenin ortasındaydık. Her tarafta avcılar vardı. İçeceklerimiz en sonunda bitmiş ve yakalanmıştık. Zaten olacağı bilinen bir şeydi. Ama bu kadar yakın olması biraz saçmaydı.
"Artık saklanmayı bırakın vampirler! Özellikle de o deltalar!" adamın bizi bu kadar kolay fark etmesine hala bir anlam veremiyordum.
"Küçük kız! Gözlerinden anlaşılıyor ne olduğun! Delta olduğunu saklayabilir misin sanıyorsun?" diye bağırdı bana doğru bir adım gelerek.
Adamın bir adımıyla Tae de önüme geçmişti. "Ona yaklaşamazsın!" dedi. Şu anki hali rüyalarımda gördüğüme daha çok benziyordu.
Korkusuz, kararlı, kendinden emin ve beni koruyuşu. Hepsi aynıydı.
"Sence seni vuramaz mıyız?" dedi içlerinden biri ve ardından hepsi aynı anda silahını bize doğru kaldırdı. Daha doğrusu Tae'ye doğru.
"Korkusuzsun genç çocuk. Delta olduğun için olabilir. Nasıl olsa deltaları öldürmek daha keşfedilmedi veya keşfedilmemişti. Ama artık nasıl öldürüldüğünü biliyoruz. Deltaları sevgi öldürecek! Sevdiği kişiyi kurtarmak için öleceksiniz hepiniz!" dedi. Ve birine işaret etti ve sonra acı bir şekilde Abbie'nin çığlığını duydum. Arkamı döndüğümde Abbie bir adamın kolları arasında boynuna bıçak bastırılmış halde duruyordu. O taraftaki diğer avcılar da Jin, Namjoon ve Max'n'e silah doğrultmuş hareket etmelerini engelliyordu.
Abbie'nin bakışları yalvarırcasınaydı. Kendimi şu b kontrol edemiyordum ve bir anda kendimi öne atılırken buldum. Herkes hareketime şaşırmıştı, bi kişi hariç. O da bize bizi sevginin öldüreceğini söyleyendi. Haklı olabilirdi.
Benim hareketlenmemden etkilense de Abbie'ye bıçak tutan adam kendini anında toplayıp bıçağı boğazına bastırdı. Ordan akan kanı gördüğümde ağzımdan bir çığlık koptu. Aynı zamanda da sırtımdan girip kalbimden çıkan mermiyi de hissettim.
Yere düşerken herkesin "Royal!" diye bağırdıklarını duyabiliyordum. Ve de "Söyledim. Sizi öldürecek tek şey sevgi! O mermilerin içinde 'Siyah Gül' var. Hem ağır yaralıyor hem de uyutuyoruz, kısaca ölüyorsunuz."deyişini.
Birkaç el silah sesi ve ardından Tae'nin sesini duydum.
"Seni kurtarıcam. Biraz bekle." diyordu. Ama sanki gerçek amacı bu değilmiş gibiydi. Sanki "Artık gidiyorsun. Oyun bitti." diyor gibiydi.
Yüzünü zar zor seçtiğim sıralarda abimin "Dikkat et!" diye bağırışını ve Tae'nin o uyarıyı anlayamadan yere yığılışını gördüm. Yanımda duruyordu. Ve sadece bana bakıyordu. Gözlerinde çok boş bir ifade vardı ve ardından gözlerim kapandı.
Tek görebildiğim karanlıktı.
Canım yanmıyordu artık. Özgür hissediyordum kendimi.Sonra biri seslendi, hastanede açtım gözlerimi...
Bir sonraki bülüm finall!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Delta/KTH
FanfictionYa Dünya'ya ilaç yerine vampir virüsü salındıysa? Ya Dünya'daki 20 milyon insan vampire dönüştüyse? Ve aralarında nadiren görülen "Delta"lar yakalanıp uyutuluyorsa?.. O "Delta"lardan da kaçanlar olduysa, hayat nasıl değişir? Vampirlerin çıkmasıyla...