''Evet Sia bu güzeldi. Ama son kısmı son bir kez yeniden alabilir miyiz? Daha duygulu bitirmeni istiyorum senden.'' Dedi Max.
Daha duygulu nasıl bitirebilirim ki? Ağlamamı istiyorlar sanırım diye düşündüm içimden. Ama bunu sesli olarak dile getirmek yerine ufak tebessüm edip kafamı salladım ve kulaklığı kulağıma takıp çalan müzik eşliğinde son sözlerimi söyledim.
' Kayıt bitti. Teşekkürler Sia. Çok iyiydi.'' Dedi Max.
Teşekkür ettim ve 2 saate yakın çıkamadığım kayıt odasından yanımda su şişemi alarak çıktım.
Tam şişemi dudaklarıma götürüp kuruyan boğazımı şenlendirecekken Alie bağırdı.
'' Sia! '' Gülerek yanıma gelirken.
''Efendim Alie ! '' dedim aynı şekilde gülerek.
'' Telefon konuşmam şimdi bitti. Nasıl geçti? '' diye sordu gözlerini devirirerek.
'' İyiydi. Bir şarkı daha bitti. Albümün bitmesine az kaldı.'' Dedim heyecanımı saklayamadan. 4 senelik şarkı yazarlığından ve 2 adet solo + 1 adet düetten sonra yapılan ilk albümdü. Hepsi benim yazdığım ve benim söylediğim şarkılarımdı. Ve içimde tuhaf bir heyecan vardı.
'' Evet ve ben merakla bekliyorum. Muhteşem şarkıların var ve artık böyle bir şeyin zamanı gelmişti. '' dedi heyecanımı paylaşarak.
Ona içten bir gülümseme ve sıcak bir sarılma verdim. Aynı şekilde bana sarılırken kulağıma fısıltıyla '' Seninle gurur duyuyorum '' dedi.
'' Bende '' dedim.
'' Tamam bu kadar duygusallık yeter!. Evet evde ne yiyoruz? Umarım yemek yapmışsındır çünkü bu mide bir tane daha pizza yemeyi kaldıramaz. '' dedim gülerek ondan ayrılırken.
'' Hey! Pizzayı sevdiğini düşünüyordum. '' dedi kaşlarını hafifçe çatarak.
'' Evet ama bu 1 hafta boyunca günün her saati yiyeceğim anlamına gelmiyor. '' dedim hafif alay ve kibirle.
'' Tamam o zaman bu gün ne yemek istersin?'' dedi yan yana yürürken.
'' Bilmiyorum ama biraz çorba olabilir. Havalar çok sıcak ve çok saçma bir fikir çorba ama sanırım boğazlarım kurumaya başladı. Sıcak bir şeyler iyi gelebilir. '' dedim hafif bir tebessüm ve muziplikle.
'' Tamam o zaman sana en güzel çorbayı yapacağım eve gidince. '' dedi kolunu omzuma atarken gerçek bir şefmiş gibi göğsünü germişti.
Elimi beline koydum ve gülerek şirketten çıktık. Dışarıda çok fazla insan vardı sanırım ünlü biri içeride diye düşündüm. Kendimi hala o kategoriye sokmak istemiyordum. Bir kızın elinde '' SIA SENİ SEVİYORUZ '' yazan bir pankart gördüm ve hafif tebessüm ettim kafamı önüme eğerken. Aslında tam da yanından geçerek arabaya bindiğimi öğrense yüzünün alacağı şekli düşündüm bir an için. İnsanlar beni tanımıyordu. Sahnede kullandığım isim, giydiğim şeyler ve yüzümün yarısı kapatmam buna neden oluyordu. Ama ben zaten insanların beni tanımasını istemediğim için bunu yapıyordum. Benim gerçek kimliğimi, ismimi, hayatımı bilen tek kişi Alie idi. Ve ben bunun böyle kalmasını özellikle ondan istedim. Ve çok şanslıyım ki hayatta ki en güvenilir insana denk gelmiştim. Beni hiçbir zaman yarı yolda bırakmayan insana. Bu dünya da güvenebileceğim tek insana. Bu düşünceler beynimi meşgul ederken arabanın durması ve Alie nin geldik demesi beni olduğum zamana getirmişti. Anahtarı kilide takıp çevirdim ve kapıyı açarak Alie nin de içeri girmesini sağladım.
'' Ben duşa gireceğim. Lütfen çıkana kadar çorbanın hazır olmasını sağlar mısın? '' dedim yüzüme çocuksu bir tatlılık katarken. Ya da öyle olduğunu düşünürken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bird Set Free | ZM
FanfictionBahçeye çıktım ve bir sigara yaktım. Röportaj bitmişti ve Alie ne kadar ciddi olduğumla ilgili dalga geçmişti. '' Balkabağım bu kadar mükemmel cevaplar vermene şaşırdım. Keşke benimle olduğunda da bu kadar tatlı bir kız olsan '' diyerek hepimizi kah...