Sabah kahvaltı hazırlarken bu sefer Waliyha yerine Zayn erkenden uyanmıştı ve yanıma gelmişti. Gözlerinin altı mordu. Dün gece o da benim gibi uyuyamamış anlaşılan.
'' Yardım edebilir miyim? '' dedi kaşlarını kaldırarak. Çok masum bir şekilde sormuştu ve bende hiç bir şey söylemeden kızartmak için poşetten çıkardığım ekmekleri ona verdim.
Pankek yapmak için kap çıkartıp malzemeleri aramaya başladım. Mutfağın bir köşesinden diğer köşesine malzemeleri ararken Zayn nin durup beni izlediğini fark ettim. Kollarını önüne bağlayıp kalçasını tezgaha dayamış bir şekilde suratında muzip bir sırıtışla bana bakıyordu. Bende ona kaşlarımı kaldırarak soru sorar gibi baktım.
'' Ben – kusura bakma. Sen öyle etrafta atom karınca gibi oradan oraya gidince kendimi tutamadım. '' dedi mahcup olmuş gibi.
Onun bu benzetmesine kahkaha attım ve bir an için durup bana baktı.
'' Yine ne oldu? '' dedim.
'' İlk defa söylediğim bir şeye bu kadar içtenlikle güldün. Tabi normalde seni Alie ile gülerken gördüm aynı bu şekilde ama ilk defa bana böyle güldün. Umarım bu son olmaz çünkü bence gülüşün çok güzel. '' dedi. Söylediklerinde ciddi olduğunu anlayabiliyordum. Gözleri bana içtenlikle bakıyordu. Ve hayatımda gördüm en güzel kahverengi-ela gözlere sahipti. Ama gülüşüm hakkında söylediği bu iltifat bana biraz saçma geldi çünkü kahkaha ayarımı hiçbir zaman ayarlayamadığım için genelde etrafımdaki insanların dönüp bana bakmasına neden olurdum.
'' Benim kahkaham mı güzel? İşte bu ilk defa duyduğum bir iltifattı çünkü benim kahkaham dünyada ki en kötü gülen insanlar sıralamasında ilk 5 e girebilecek cinsten. '' dedim abartılı bir şekilde beden dilimle ona anlatmak istediğim şeyi anlatırken alayla güldüm.
'' Bence sen henüz kendini tanımıyorsun. '' dedi ve önündeki ekmeklere döndü.
Bir şey söylemedim ve pankek yapmaya başladım.
Masada ben yine yemeğime odaklanıp hiç kimseyle konuşmama kuralıma uyuyorken – Alie nin bana attığı seninle konuşacağız bakışını umursamadan – birinin ismimi söylediğini duymamla kafamı kaldırıp konuşan kişiye baktım.
'' Abimle geçen sene yaptığınız düet – ki hala o şarkıyı açıp defalarca dinliyorum – abime yalvarmıştım beni seninle tanıştırması için ama benim gıcık abim bir türlü tanıştırmadı. '' dedi Waliyha yan gözle sinirli bir şekilde Zayn e bakarken.
'' Evet ama zaten bizde Zayn ile sadece bir kez yüz yüze görüşmüştük. Şarkıları farklı yerlerde kaydedip sonra birleştirdik. Ben Londra daydım ve Zayn Los Angeles daydı. O yüzden olabilir. '' dedim sevimli bir bakışla Waliyhya anlatırken. Zayn i korumuştum aslında binevi.
'' Bu arada çektiğimiz videoyu fan sayfama yükledim ve binlerce mesaj geldi. Herkes senin kim olduğunu ve nasıl biri olduğunu merak ediyor. Mesaj kutumun bu kadar dolu olduğu en son gün Zayn in ünlü olduğu gündü herhalde. '' dedi gülerek.
İçten bir gülümseme verdim Waliyha ya ve bir şey söylemedim. Zaten o da fazla üstelemedi. Aslında kendimi açığa çıkarabilirim artık diye düşündüm. Babam öldüğüne göre saklanmama gerek yok artık diye düşündüm. Ama sonra bu düşüncemden vazgeçtim çünkü ben böyle mutluyum ve insanların hayatımın içine girip her şeye burunlarını sokmalarını istemiyorum. Evet bu gizlilik işine başlarken tek amacım babamın beni tanımasını istemememdi çünkü o adamın kızı olarak anılmak istemiyordum. Ünlü ve başarılı bir iş adamıydı ve kesinlikle ben insanların karşısın Sia olarak değil ünlü iş adamı Dwade Adams ın kızı olarak anılacaktım. Sanki bana bunca zamandır babalık yapmış gibi insanlar benim onun parasıyla buralara geldiğimi düşünecekti ve bu çok aşağılayıcı olurdu benim için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bird Set Free | ZM
FanfictionBahçeye çıktım ve bir sigara yaktım. Röportaj bitmişti ve Alie ne kadar ciddi olduğumla ilgili dalga geçmişti. '' Balkabağım bu kadar mükemmel cevaplar vermene şaşırdım. Keşke benimle olduğunda da bu kadar tatlı bir kız olsan '' diyerek hepimizi kah...