Alie ile beraber otelin Cafesine doğru giderken içimde tuhaf heyecan vardı. Endişeliydim ve nedenini bilmediğim bir şekilde korkuyordum. İçeri girdiğimizde Alie garsonla konuştu ve garson bizi orta yaşlı bir adamın masasına yönlendirdi. Masaya geldiğimiz zaman Bay Bennett ayağa kalktı ve biz sandalyeye oturana kadar yerine oturmadı. Klasik bir Fransız beyefendisi diye düşündüm içimden.
'' Evet Bayan Kar dün telefonda da konuştuğumuz gibi mirasla ilgili bilgileri size aktaracağım. Dünde size telefonda söylediğim gibi babanız bütün mal varlığını size bırakmış. Ve bu da İngiliz parası ile yaklaşık 1.3-''
'' Karısına ve çocuklarına hiç bir şey bırakmadı mı?''
'' Hayır efendim sadece size.''
'' Miktarı bana söylemenize gerek yok. Tahmin edebiliyorum. Sizden ricam ben ne dersem o şekilde devam etmeniz bundan sonra. '' dedim ciddi bir şekilde. Adam şaşırmıştı. Beklemediği bir şey yaptığım belliydi. Belki de sadece onunla bu şekilde konuşmam onu şaşırtmıştı.
'' Karısına şuan oturduğu ev verilsin. Çocukların bütün okul masrafları karşılansın. Üniversite dahil ve çocuklar için ayrı olarak bir hesap açılmasını istiyorum. Reşit olana kadar kullanılamayacak bir hesap, aynı şekilde karısı içinde. Her bir hesaba 1.000.000 euro yatırılsın. Şirketteki hisseleri satılsın ve kazanılan para mirasa eklensin. Ve geriye kalan toplam para size verdiğim kağıttaki hayır kurumlarına eşit olarak dağıtılsın. Ve kesinlikle şuan size söylediğim şeyler dışına başka hiçbir şekilde bir şey yapılmayacak. Özellikle karısına.'' Dedim soğukkanlılıkla. Adamın kesinlikle böyle bir şey beklemediği belliydi. Ama içimde kesinlikle doğru olan şeyi yaptığıma dair bir güven vardı. Dün Alie ile sabah kadar konuştuktan sonra en doğru şeyin bu olduğuna karar verdik. Ben o adamdan gelecek hiçbir parayı kabul edemezdim. Ama kesinlikle mirası red edip bütün paranın o kadına kalmasına da göz yumamazdım. Kesinlikle en uygunu buydu.
'' Peki efendim. Siz nasıl uygun görürseniz. '' dedi ve Alie ile ben masadan kalkarken oda bizimle birlikte kalkarak biz gidene kadar yerine oturmadı.
Dans salonunda ısınma hareketleri yaparken bana şuan gelecek en iyi şeyin bale yapmak olduğuna emin oldum. 1 kaç saatliğine de olsa her şeyi gözden geçirebileceğim ve kafamı dağıtabileceğim en iyi şeyin.
Isınma hareketlerimi bitirdikten sonra müzik çalarımı hoparlöre bağladım ve müzik listemdeki şarkılara göz attım.
- Bethoveen-Moonlight Sonata
- Vivali-Winter
- Nathan Lanier-Torn ( redux)
- Sia-Bird Set Free
Albümde olan benim şarkımla final yapmak en iyisi olacaktı sanırım. Müzik açtım ve kendimi müziğin kollarına bırakarak dans etmeye başladım.
Annemi, ölüşünü, çocuk esirgeme kurumunu, oradan kaçıp babama sığınışımı, karısının beni evden kovuşu, sokaklar, açlık, korku, nefret, uyuşturucular, insanlar ve Alie.
Bu zamana kadar yaşadığım her şeyi düşündüm. Ve her hareketim daha da sert olmaya, daha zorlamaya başladı beni. Kendi şarkımın son mısralarında müzik kapandı ve düşüncelerimden sıyrılıp kafamı kaldırdığımda karşımda 6 kişi vardı. Beni alkışlayan 5 kişi ve neler düşündüğümü biliyormuşçasına bana bakan 2 kişi. Alie ve Zayn. Alie benim neler yaşadığımı biliyordu. Peki ya Zayn? Biliyor muydu? Yoksa o da benim gibi insanları okuyabiliyor muydu? Düşüncelerimden sıyrılıp beni alkışlayan insanlara güzel bir gülümseme ve bir selamlama gönderdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bird Set Free | ZM
FanfictionBahçeye çıktım ve bir sigara yaktım. Röportaj bitmişti ve Alie ne kadar ciddi olduğumla ilgili dalga geçmişti. '' Balkabağım bu kadar mükemmel cevaplar vermene şaşırdım. Keşke benimle olduğunda da bu kadar tatlı bir kız olsan '' diyerek hepimizi kah...