8. Bölüm

137 8 4
                                    

Evett... Gittikçe artan oy ve yorumlardan o kadar memnunum ki. Çok mutluyum bu yüzden sizlere teşekkür ediyorum. ^.^

İyi okumalar.

Bilmiyorum adına gelip tıkladım ve fotoğrafa baktım . Nasıl ya?

...

Tüh ya! Ben niye sormamışım ki çocuğun numarasını. Erdem Enişte kusura bakma canısı. O değil de Erdem yerine Cenk'in aradığını düşünmüştüm o ayrı konu. O olsaydı ne güzel olurdu be diye söylenmeye başlamıştım. Erdem'i rehbere kaydettikten sonra mesaj attım.

"Kusura bakma Erdem cevap verene kadar kapattın."

dedim ve telefonu tekrar cebime koydum.

Dolaptan Nesquik aldım kaseye de biraz süt koyduktan sonra hepsini bitirdim. Kasenin dibinde biraz süt kalmıştı ben de ayılık edip kaseyi kafama diktim.

Beni bu şekilde kimse görmemeliydi yoksa tüm itibarım yok olurdu.

Uykum olmadığı için oturma odasına gittim ve televizyonu açtım. Tam koltuğa kurulmuşken kumandayı çekmecede unuttuğum aklıma geldi ve tüm üşengeçliğimle tv kumandasını aldıktan sonra koltuğa kendimi attım.

Tam o sırada telefonum tekrardan çaldı.

"Erdemcim mesaj atmıştım görmedin mi?" dedim en sevimli aynı zamanda en ince tonda giden sesimle .

"Kusura bakma canım sanırım sevgilinden telefon bekliyordun."

İşte şimdi inanamıyordum. Bu sefer arayan gerçekten Cenk'ti. Lan bi dakika ne diyor bu?

"O benim sevgilim değil ve sen benim numaramı nasıl buldun?"

"Tabi... O kadar popülersin ki dokuzlardaki saf kızlarda bile numaran bulunuyor." dedi alaycı bir ses tonuyla.

"Saf olduklarını senin gibi birinin istediğini yapmalarıyla anladım zaten."

"Evet sanırım popüleritede senden üstünüm." dedi. Gerçekten saçmalıyordu. Hem niye uğraşmıştı ki telefon numaramı bulmakla. Gıcık işte.

"Şu an zırvalayan sen oldun. Ne diye arıyorsun bu saatte beni?"

"Amacım seni rahatsız etmek."

"Anlıyorum canım hadi iyi geceler." dedim ve suratına telefonu kapattım. Ovv yeeeaa ay em beed görl. Odama dans ederek girdim ve direk yatağa atlayıp yastığa gömüldüm.

Sabah erkenden kalktım ve duş aldım. Üstüme okul t-shirt ünü giyip altıma kot pantolon giydim. Saçımı kurutmadan giyindiğim için üstüm ıslanmıştı ve üstüme okul için normal olacak bir şey giydim.

Okula geldiğimde yine doğruca kantine gittim ve süt aldım.

Okul binasına ilerlerken Cenk'in de yeni geldiğini ve okula doğru yürüdüğünü gördüm. Normal şekilde yürümeye devam ettim.

"Günaydın!" diyen Cenk'i yanımda gördüğümde koşarak yanıma geldiğini anladım.

"Hayırdır ne bu telaş, çok mu özledin beni?" dedim.

"Hem bana bi özür borçlusun hem de dün suratıma telefonu kapattın."

"Özür konusu hakkında fazlasıyla konuştuğumu senin deyiminle zırvaladığımı düşünüyorum." dedim ve hızla merdivenlerden çıkmaya başlamışken sabahın köründe gelen müdür yardımcısı beni, ardımdan da Cenk'i durdurdu.

"Günaydın hocam." dedim. Cenk de tekrarladı.

"Siz niye okul formanızı giymediniz çocuklar?"

Cenk benden önce lafa atladı ve

"Hocam benim beden dersim var o yüzden." dedi.

Ben de

"Aynen hocam bizim de beden dersimiz var." dedim. Umarım Cenk yalanımı ortaya çıkarmaz umarım beden dersimin olmadığını bilmiyordur diye düşünüyorken arkama Cenk'e baktım ve bildiğini belirten bir yüz ifadesiyle bana baktığını gördüm. Şu an batmıştım. Yalvaran bakışlarla Cenk'e baktım. Neyse ki bir şey diyemeden hoca söylenerek uzaklaşmaya başladı.

"Kaçıncı ders sizin beden dersleriniz bakayım?" dedi Cenk alayla ve önden çıkmaya başladı. Bizim sınıfların olduğu kata gelmiştik ve sınıfına girecekti.

"İyi dersler." dedim.

"Sana da..." dedi. Sanki bir şey söyleyecekti ama demeden kapıyı sertçe kapattı ben de sınıfıma yürüdüm. Zaten yine alaycı sözleriyle beni ezmeye çalışacaktı kesin.

Ders zilinin çalmasına daha varken Eda sınıfa geldi ve yanıma kendi yerine çabucak oturdu.

"Sen bana ne zaman anlatmayı düşünüyordun acaba? Dünki acayipliğinden anlamalıydım zaten." dedi.

"Bi dakika bi dakika ya!"

"Yok sana bir dakika filan. Kızım Cenk ile konuşuyormuşsunuz."

"Tamam da büyütülecek ne var ki?"

"Çocuğun yanında doğru düzgün arkadaşı bile yok. Sabah bir kız beraber yürüdüğünüzü görmüş. Hemen anlat artık." dedi ve yaşanılanları anlattım.

"Kızım neler olacak, ne yapacaksın bilemiyorum fakat sana kolay gelsin" dedi.

Ben de neler olacağını bilmiyordum fakat olacak her şey benden karşılığını alacaktı.

Arkadaşlar bu arada kitap kapağını değiştirdim gördüğünüz gibi ^.^

Sevgili Eylül kızımız da kapaktaki kız. İstediğiniz gibi hayal etmeye devam edin fakat ben yine de kişilik belirledim.

Hepinize teşekkürlerr...

Küçük HatalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin