"Siz tanışıyor musunuz?"-kafamı sinirle onaylarcasına salladım.
"Çok, çok yakından tanışıyoruz."-neyi kastetti acaba.
"Yani, Türkiye'de aynı otelde kaldık ve rakiptik otelin en güçlü iki rakibiydik."-dediğimde Kerem sırıttı.
"Ne kadar güzel! Kerem Sayer de otelimin önemli diğer konuğu Zeynep aynı katta kalıyorsunuz. Her neyse tatlı alalım ne istersiniz?"-gülümsemeye zorladım kendimi.
"Doruk Bey ben izninizi istesem? Gerçekten doydum fazlasıyla. Uykumu almam gerekiyor yarın antrenmanım var da."
"Pekala güzelliğinizden ötürü sizi kıramıyorum, nasıl olsa tanışıyormuşsunuz da. Tabi, izin senin."-Keremin kasılan çenesini tutuşunu keyifle izledim.
"İyi akşamlar Doruk Beycim, iyi akşamlar Sayer."
Hızlı adımlarla odama ulaştım üzerimi değiştirdim ve kahve hazırlayıp kupama doldurdum. Balkonumun kapısını araladım dışarıyı izleyerek kupamdaki kahveyi bitirdim. Telefonumu açıp Arden'e mesaj yazdım.
|Nasılsın? Konuşamadık doğru düzgün?|
|İyiyim, yokluğuna alışmaya çalışıyorum, anlatmak istersen dinlerim Zey.|
|Amerika'ya gelir gelmez Sayer'in evine gittim. Büyük aptallıktı, bana ihtiyacı olduğunu söyledi. Uzun konuştuk, burada bir sevgilisi olduğunu öğrendim. Otele döndüm akşam yemeği daveti aldım yemek sonunda da Kerem'in de bu otelde kaldığını öğrendim.|
|Ebesinin şeyi ama!|
|Beynim çok karışık :(|
|Kerem'e neden gittin?|
|Bebeği anlatmak için gittim :'(|
|Of Zeynep, yarın arayayım konuşalım. Olur mu?|
|Aramaya çalışacağım Arden, iyi ki varsın iyi geceler sana.|
Telefonumu kapatıp kendimi yatağıma bıraktım. Kitabımı çekmecemden çıkartıp kaldığım yerden okumaya devam ettim. Kitap konusu egoist bir sadist üzerine kuruluydu. Bir kızı seviyordu ancak hastalık olarak bağlıydı. Onu göremediğinde kendini kötü hissetse de özlese de gururuna ve benliğine yediremiyordu. Kız onu hiç sevmiyordu çünkü onu severse kendine zarar vereceğini biliyordu. Kitabı kapattım ve antidepresan ilacımı yutup derin bir nefes aldım. Kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Sabah uyanır uyanmaz Arden'i aradım, kafamı dağıtmak adına çalışmam gerektiğini söyledi verdiği taktikler üzerine boks torbamla 2 saat aralıksız çalıştım. Ardından bugün bana eşlik edecek olan yeni hocamın aramasıyla üstümü değiştirdim.
Salona inip malzemeleri incelemeye başladım. Eldivenler her gün yenileniyor gibiydi. Zemin daha sert, boks torbaları daha ağırdı. Hocamın yaklaşık 10 yaş benden büyük olması ona saygımı arttırıyordu.
"Zeynep, alt disk atman gereken bir hareket alırsan bu darbeye hazır olmalısın!"
"Tabiki de hocam."
Gösterdiği hareket ile kolunu yakalayıp ters çevirdim. Sırtına dirseğimle bastırıp ayağının arka tarafına dış tekme attığımda yere düşmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1 YUMRUĞUMA BAKAR
Fiksi Penggemar"1 Yumruğuma bakarsın Zeynep Dert."- halâ ıslak olan kıvırcık siyah saçlarını yana savurdu genç boksör, ardından adice sırıttı. "1 Yumruğuma bakarsın Kerem Sayer."-parmaklarını ıslak ama şekli değişmemiş turuncu saçlarının arasından geçirdi, bir kad...
