0.9

84 6 65
                                    

   Shalia gülümsedi. "Çok zekisin Jacop," lolipopu Jacop'ın ağzına tıktı. "Belki de seni buraya almalıydım." Jacop gülerek lolipopu ağzından çıkardı.

   "Yaramaz olduğum için beni burada zor tutardın."

   "Eğer ölümden korksaydın, bunu yapacak cesaretin olmazdı."

   "Ama korkmuyorum."

   "Hayatına az değer ver en azından?" Tekrardan masasına oturan Shalia çekmeceden bir takım dosyalar çıkardı. "Eğer buraya öylesine geldiysen bana yardım et. Beyin fırtınası yap."

   Jacop duvardan çekildi ve masanın önündeki deri koltuğa oturup masada bulunan birkaç eşya ile oynamaya başladı. "Üzgünüm ama beynimi başka şeylere yormalıyım. Keşke eskisi gibi olsaydık."

   Shalia başını dosyadan kaldırdı. "Pardon, anlayamadım? Eskisi gibi mi? Bu imkansız. Artık büyüdüm ve yoğunum."

   Jacop taklidini yaptı. "Artık büyümüş ve yoğunmuş. Bende aynı şekildeyim ama diğer şeylerle de ilgilenecek vaktim oluyor. Shalia fazla ciddisin."

  "Bana laf atmaya mı yoksa iltifat etmeye mi geldin Jacop? Eğer hiçbirisiyse git! Fazla yoğunum."

   Jacop ayağa kalktı ve ceketini düzeltip ellerini pantalonun cebine soktu. "Sanırım işini kısa süreliğine başkasına devredemeyecek kadar korkaksın. Hoşlandığım kız bu kız değildi." Daha Shalia ağzını açamadan Jacop odadan çıktı ve kapıyı kapattı. Şimdi odada tek kalmıştı.

***

   Mike insanların şaşkın bakışlarından iyice rahatsız olunca kafasına vurdu ve ardından pişman olup kafasını ovucaladı. Harika, yavaş yavaş delirmeye de başladım, tam oldu. Biraz temiz hava alması gerektiğini düşündü ve çatıya çıkmak için merdivenlere yöneldi. Asıl amacım bu değildi ama, rüzgarın tenime değmesi gerek.

   Geniş merdivenlerden çıkarken omzunu duvarda sürüyordu. Sabah kahvaltısını kaçırdığı için aç olduğunu düşünüyordu ama yemeklerin iğrenç tadı aklına gelince açlığı uçup gitmişti. Üçüncü kata geldiğinde önünde daha iki kat merdiven görünce göz devirdi. Üçüncü kat bomboştu. Sanki hayat ilk iki kattaymış gibi. Yasak bölge falan mı... ama hayır. Olay çıkarmadığım sürece ceza vereceklerini sanmıyorum.●

   Merdivenlerden çıkmaya devam etti. Son kata geldiğinde etraf soğuktu ve penverelerden giren ışık dışında başka ışık yoktu. Başını boş koridora uzattı ve iki yana bakıp soldan yürümeye başlarken ıslık çalıyordu. Birkaç kapının önünden geçmişti ve durup bir kapının yanına geldi. Ortalığı keşfetmekten zarar gelmez. Kapının kolunu tuttu ve çevirdi fakat kapı açılmadı, kilitliydi.

   Kapıya baktı ve geri yoluna döndü. Acaba içinde ne vardı... Koridorun sonunda başka, geniş olmayan bir merdivene rastgeldi ve tereddüt etmeden merdivenden çıktı.

***

   Ivy odasında çalışma masasında otururken kalemi elinde çeviriyordu. Kendi kendine söyleniyordu. Her şeyden haberi olması onu çıldırıyordu. Bu yüzden kalemi hızlıca yere fırlattı.

   "Pisliğin teki." Dirseğini masaya koyarak eline yaslandı ve derin nefes aldı. "Aslında... cesur daha doğru olabilir. Kimse onu engelleyecek cesarete sahip olmamıştı. Sanırım... sanırım idam almaması daha iyi. Belki bir gün onu öldürecek ve hepimizi kurtaracak." Başını iki yana salladı. "Yine hayallere daldın Ivy." Kalemi yerden aldı ve işine geri döndü.

***

   Çatı genişti ve düzdü. Hava kapalıydı, bir daha bardaktan boşalırcasına yağmur yağacak gibi. Çatının kenarına gelince demir korkulukları dikkatlice tutarak aşağıya baktı. Annem de böyle bir yerden atlamıştı. Etrafına baktığında yıkık binaların arasındaki yeşilliği fark edince genişçe gülümsedi. Rüzgar eserken gözlerini kapadı.

Denek-M Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin