Bölüm 15

1.1K 92 9
                                    

Yeni bölüm bekleyen sevgili okurlarıma...❤😘😙

Gözlerimi kapatıp gülümsediğimde hafif bir meltem yanağımı okşuyor saçlarımı havalandırıyordu. Hava biraz nemliydi. Alışkın olmadığım için çoktan terlemiştim bile. Hem temizlenmek hem de yolculuğun yorgunluğunu üzerimden atmak için kısa bir duşa girmeye karar verdim. Balkon kapısını kapatıp perdeleri çektim. Içeri perdeleri kapatınca boş bir karanlığa bürünmüştü. Çantamı açıp içinden temiz kıyafetlerimi çıkarmaya koyuldum. Siyah iç çamaşırlarımı koydum yatağın üstüne önce. Daha sonra lacivert bol bir tişört ve siyah eşofman ekledim üzerlerine. Çantamın fermuarını kapatıp doğruldum. Haliyle yanımda havlu getirmemiştim. Gardıropta var mı diye kontrol ettim. Fakat içi tamamen boştu. Henüz banyoya girmediğimi fark ederek banyo kapısına yöneldim. Kapıyı açınca bir kere daha gözlerim hayranlıkla etrafı inceledi. Duvarlar bebek mavisi sade bir duvar kağıdı ile kapanmıştı. Yerler kül grisiydi. Kapı yine odanın sağ alt köşesinde idi. Tam karşımda aynalı lavabo ve iki yanına eklenmiş krem ve bebek mavisi renkli dekoratif dolaplar vardı. Fakat ayna kapıya dönük değildi. Sağ taraf duvara yaslanmıştı. Kapıdan yan tarafı görünüyordu sadece. Hemen yanında yani kapıdan girince bir iki adım uzaklıkta beyaz klozet vardı. Karşı duvarında yani benim durduğum yere göre sol tarafımdaki duvarda karşı köşede şeffaf renkli duşakabin alt köşede ise yine beyaz renkli küvet duruyordu. Yerde duvarlarla aynı renkli bebek mavisi orta boylu bir halı vardı. Küvet ve duşakabinin ortasında orta boylu krem rengi ile bir havlu dolabı vardı. Kapının olduğu duvarda yani tam solumda beşli duvara monteli askılık duruyordu. Hemen altında da göze fazla batmayan küçük bir kalorifer peteği vardı. Kapıyı kapatıp üzerimi çıkardım. Duşa girerken hala etrafımı inceliyordum. Burayı yaptıran her kimse gerçekten çok zevkli birisiydi anlaşılan.

Kısa bir duşun ardından -çok fazla su akıtmak istememiştim- dolaptaki havlulardan beyaz bir boy ve açık mavi bir baş havlusu seçerek vücuduma doladım. Saçlarımı da sardığımda yerdeki kirli çamaşırları askıya asıp banyodan çıktım. Kıyafetlerime doğru sessiz adımlar atıp yatağa oturdum. Sonra gardıropa monte edilmiş boy aynasını fark ettim. Ayağa kalktım. Karşılaşacağım manzarayı bile bile geçtim aynanın karşısına. Bir süre yüzümü seyrettim önce. Bakışlarım bacaklarımdaki ince-kalın, uzun-kısa çiziklere değdi sonra. Aynaya arkamı dönüp havluyu gevşeterek sırtımı ve kavisli belimi açığa çıkardım. İzleri geçmeyen yaralara, morluklara baktım uzun uzun. Dalgınca düşüncelere dalmışken iki köprücük kemiğimin ortasındaki daha önce orada olmayan geniş bir morluğu fark ettim birden. Kaşlarımı çatıp aynaya iyice yaklaştım. Ve morluğun üzerindeki küçücük ince damarları da görebildim. Aynaya aramızda otuz cm kalacak derecede yaklaşıp kaşlarımı iyice çatarken sanki kemiklerimin arasında bir canlı varmışçasına hareket eden derimi görünce panikle geriye sıçradım. Kapı tıklamasını duyduğumda telaşla havluyu yukarı çekip morluğu gizlemeye çalıştım. Bu sırada ayağım yerdeki çantama takılınca geriye sendeleyip yatağa düştüm. Kapı birdaha tıklandı. Ardından Stark'ın sesini duydum. "Dolunay yemek için seni bekliyoruz. Mutfaktayız." Adım sesleri uzaklaştı. Derin derin nefes alıp kalbimi tekrar eski düzenine soktuğumda ayağa kalkıp hızlıca iç çamaşırlarımı giyindim. Eşofman ve lacivert tişörtü boş verip lazım olur diye koyduğum diğer kıyafetleri çıkardım. Siyah pantolon üzerine lila rengi kapşonlu sweati giyinip hızlıca saçlarımı kuruladım. Acele ile onları beklememek için merdivenlere koştum. Bi dakika, onlar mı? Bekliyoruz demişti değil mi? Kimdi ki şimdi beni tanıştıracağı kişi? Belki de Happy den bahsetmişti kim bilir? Düşünmeyi kestim. Nasıl olsa birazdan görecektim. Tabi mutfağı bulabilirsen... Hay içine! Bir de o vardı demi Stark'ın özet geçtiğinden hatırladığım bilgileri gözden geçirdim. Sanırım ilerideki holü geçip sağa dönecektim. Ayaklarıma ilerlemeleri için konut vererek koştum. Mutfağı gördüğümde sevinsem de bu sevincim yarıda kaldı. İçeride tanımadığım birisi beni bekliyordu. Yutkunup tereddütle kapının ağzında belirdim. Tam karşımda uzun bir masa, masanın sağ en uç kısmında Stark hemen yanında bana bakan Pepper Potts duruyordu. Stark'ın diğer yanındaki -Pepper Potts'un karşısındaki sandalye- ise boştu. Sırtımdan soğuk terler akıtarak sandalyeye doğru yürüdüm. Yavaşça oturup önümdeki tabağa baktım. Hiç görmediğim bir yemek türü vardı. Tam gözle Stark'a baktığımda o da bana baktı. Yakalandık aq "Dolunay bu Pepper." "Biliyorum..." diye fısıldadım. Evet gerçekten de fısıldadım. Stark tepkime anlam veremese de devam etti "Pepper bu da Dolunay" bayan Potts nazikçe gülümseyip "Merhaba Dolunay." dedi. Başımı tabaktan kaldırmadan "Merhaba" dedim bu sefer daha yüksek bir sesle. Stark yine konuştu ve asıl konuyu söyledi. "Dolunay bundan sonra burada kalacak." O sırada su içmekte olan bayan Potts hafifçe öksürüp Stark'a baktı. Sonra bozuntuya vermeden "Yaa... Ne kadar hoş." diyerek kırdığı potu düzeltmeye çalıştı. Stark da gergin bir şekilde bana bakarak vereceğim tepkiyi izledi. Ben ise çoktan yerin dibine girmiştim. Sandalyemi ses çıkarmamasına özen göstererek geriye itip kıpkırmızı bir suratla "Benim lavaboya gitmem gerek" diyip hızlıca mutfaktan dışarı çıktım. Kapıda gözden kaybolduğum an konuşmaları istemsizce kulak misafiri olmamı kolaylaştırmıştı. Fısıltılar kulağıma ulaşırken kulaklarımı kapadım. Bana verilen odaya doğru -odam demek istemiyorum- sessizce koştururken ayaklarımın çıplak olması ister istemez hafif sesler çıkarmama sebep oluyordu. Nihayet odaya girip kapıyı kapattığımda kapının arkasına çöküp ellerimle yüzümü kapadım. Ben nasıl bu duruma düşmüştüm böyle? Dudağımı ısırdım. Bayan Potts'un bir suçu yoktu. Haliyle birden pat diye söyleyince şaşırmıştı. Hem düşünülmesi gereken çok şey vardı. Insanlar benim burada kaldığımı öğrenince ne olacaktı? Stark'ın adında bir leke olarak mı anılacaktım? Bir evlatlık? Beni yetiştirmek için yanına aldığını düşüneceklerdi belki de? Terbiye görmesi gereken bir evcil hayvan olarak mı göreceklerdi beni? Milyonlarca soru zihnimde karmaşa oluştururken kapının önünde öylece durdum.

STARK'IN VARİSİ -Ended-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin