Bölüm 3

1.8K 129 11
                                    

Uzun zamandır yazmıyorum bunun için üzgünüm ama yazılılar sınavlar derken arada kaynadı. Ayrıca tembel olmak benim elimde olan bir şey değil :D her neyse umarım  bölümü beğenirsiniz. Oy bırakmayı unutmayın... ❤

Tony gözlerini araladı ve yüzünü buruşturdu. Başının arkasında rahatsızlık verecek derecede bir ağrı vardı. Muhtemelen silah kabzası ile vurmuşlardı. Başını hareket ettirince boynunun sağ tarafında başka bir ağrı hissetti. Küçük bir sızıydı ve pek belli değildi. İğne... kolundaki vericilerin olduğu yerde ise sadece küçük kanlı delikler vardı. iç geçirdi. Saatin kaç olduğunu düşündü ve ilk defa başını kaldırıp etrafına baktı. Boş beyaz duvarları olan bir odadaydı. Sadece tam karşısındaki duvarda dijital bir saat vardı. Saat 20:18. Saatin tarihine göz atınca tam 3 gündür baygın olduğunu gördü. Tanrım... diye düşündü. Pepper? Rhodey? Hard disk ve çalışmalarım güvende mi? Nerdeyim ben? Aklına üşüşen soruları bir kenara itti ve buradan nasıl çıkacağını düşündü oturuşunu düzeltmeye çalıştı ancak beli tutulduğundan ve elleri bağlı olduğundan bu basit olmamıştı. Odaya bir daha göz gezdirince köşedeki havalandırma bacasını gördü. Aynı anda kapının dışından gelen sesleri  duydu. İçinden saydı 1..2..3..4..5..6..7... karnının guruldadığını hissetti. 8..9..10..11... Kapı gürültü ile açıldı. İçeriye iki kişi girdi. Tony adamın elindeki şok tabancasına benzer silahı ve kadının elindeki tepsiyi gördü. Adam kadına başıyla ilerlemesini gösteren bir işaret yaptı. Tony kadının sarsak adımlarıyla yanına gelip elindeki tepsiyi önüne bırakmasını izledi. Kadının bileklerindeki izleri ve boynundaki morluğu gördü. Tutsak. İple bağlanmış. Şiddet görmüş. 30 lu yaşlarında.. Kadın tepsiyi koyduktan sonra ellerini çözdü ve kalkarken kısa bir anlığına Tony'e baktı. Tony kadının gözlerindeki yaşları da fark etti.
Korkmuş. Üzgün. Yardım bekliyor.
Kadın hızlıca kapıdan çıkarken diğer adam da onu takip etti. Ardından kapının "clik" sesi duyuldu. O kadını burada zorla tutuyorlardı ve muhtemelen işlerini yaptırmak için ona şiddet uyguluyorlardı. Düşüncelerinin ardı arkası kesilmezken Tony havalandırma bacasına tekrar göz atmak için ayağa kalktı. Delik yeterince büyük görünüyordu. Açılıp açılmadığını kontrol etmek için elini uzatmıştı ki kapıdan gelen gürültüleri duydu. Hızlıca oturduğu yere geçerken ağzına tepsideki garip yemekten bir lokma aldı ve çiğnemeye başladı. Kapı açıldı ve az önce gelen adam Tony'ye ve yemeğine baktı. "Hızlı ol yemek süresi 5 dk. 5 dk dan sonra ellerin bağlanacak." Ardından kapıyı çarparak kapattı ve gürültüler kesildi.
Tony kalan 3 dk sını yemeğini yerken yüzünü ekşitip yediği şeyin içinde ne olduğunu düşünmekle geçirdi.

Tony tam yemeğini bitirmişti ki kapı gürültüyle açıldı ve içeri yine aynı adam ve kadın girdi. Adam arkasını döndüğünde Tony hızla çatalı cebine koydu. Fark etmemişti. Kadına bakınca kadının şaşırdığını gördü. Görmüştü.. Adam dikkatlice onları izlerken kadın üzgün bir ifadeyle Tony'nin ellerini bağladı ve gövdesini adam ve Tony arasına siper edip Tony den çatalı aldı. Onun yerine hızlıca koynundan çıkardığı bıçağı bıraktı. İşi bittikten sonra tepsiyi alıp yine sarsak adımlarla koşturarak dışarı çıktı. Ardından kapı yine gürültüyle kapandı sonra kilitlendi. Tony minnetle kadının ardından baktı ve şimdi ne yapacağını düşünürken üstüne çöken ağırlığı hissetti. Düşünceleri birbirine giriyor göz kapakları kapanıyordu. Bayılmadan önce aklında tek bir kelime vardı. Yemek...

Tony uyandığında elleri bağlı değildi ve kapı açıktı. Ayağa kalktı düşünceleri hala karışıktı. Ne yapacağını bile kestiremiyordu. Boynunda bir cihaz fark etti. Çıkarmayı denedi ama işe yaramadı. Sonunda koşar adımlarla koridora çıktı. Koşmaya başladı. Bir merdiveni geçti ama koşmaya devam etti. Bir pencere önüne gelince durdu. Dışarı baktı yerden yaklaşık 25 metre yukarıdaydı. İleri baktı. deniz kıyısını görebiliyordu. Pencereye iyice yaklaştı. Tam o anda pencerenin önünden hızla bir şey aşağı doğru düştü. Aşağı ya baktı ve bir adamın yerde kendi kanı içinde yattığını gördü. Tanrım... Arkasını döndü ve az önce gördüğü merdivene doğru koştu.
Merdivenlerden son sürat inerken az kalsın yere kapaklanıyordu. İçinde yerde yatan adamın kim olduğunu öğrenmek için dayanılmaz bir istek hissetti. Sonunda nefes nefese yerde yatan adama ulaştığında dizlerinin bağı çözüldü ve adamın yanına çöküverdi. Rhodey.. Bu Rhodey... Ciğerleri sıkışırken  "Rhodey!!?" diye bağırdı. Rhodey'nin gözleri açıktı. Ve kendisine bakıyordu. "Buna.. sen..sebep.. oldun." Konuştukça ağzından kan çıkıyordu. Sözleri bittiğinde gözleri kapandı. Tony'nin nefesi boğazına takılırken ayağa kalktı. Dizleri Rhodey'nin kanıyla ıslanmıştı. Arkasını dönerken Rhodey'nin sözleri hala zihninde yankılanıyor gibiydi. Binaya baktığında çatıda Rhodey'i aşağıya atan adamları gördü ona gülerek birbirlerine Tony'i gösterdiler.
Tony içinde yükselen öfkeyi bastırabildiğinde başını kaldırdı ve Pepper'ın kendine doğru koştuğunu gördü. Elleri ona sarılmak için açılmıştı. Tony de sarılmak için ellerini kaldırdı ama elindeki silahı fark etti. Zihni ona bir terslik olduğunu çığlıklarla anlatmaya çalışırken parmakları yavaşça tetiği çekti. Silah sesi boş deniz kenarında yankılanırken Tony Pepper'ın bedeninin yere düştüğünü gördü. Ayakları kendinden bağımsız onu Pepper'a götürdüğünde onu tam alnından vurduğunu gördü. Kulakları uğulduyordu. Boynunda ona aldığı kolyesi vardı. Alnından akan kan beyaz altının üstüne bulaşmıştı. Tony elindeki silahın düştüğünü hissetti ve haykırdı.

STARK'IN VARİSİ -Ended-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin