"Gelmiyor musun? Sana ölümü hissettirmek istiyordum."Louis merdivenin başında, gözleri büyümüş ve ağzı hafif aralanmış şekilde Harry'nin ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordu.
Niye böyleydi? Niye hep belirsiz ve beklenmedikti?
"O zaman ilk ben girerim." Tırmanarak tabutun içine girdi.
"Burada ikimiz için de yer var." Louis merdivenin başından uzaklaşarak Harry'nin yattığı yere baktı. Tek bacağını içeri attı ve sonra diğerini de atarak yanına uzandı.
"Nasıl hissediyorsun?" İçerisi bembeyaz ve fazla rahattı.
"Hiçbir şey." Diye cevapladı Louis. Ölüm böyle mi hissettiriyordu yani?
"Ben çok şey hissediyorum." Gözleri tavana odaklanmıştı.
"Ölüm nasıl kokuyor Harry?"
"Tom Ford gibi."
"Ne?!"
"Parfümüm. Nasıl beğendin mi?" Harry'den ne bekliyordum ki? diye düşündü Louis.
"Vanilyadan nefret ederim."
"Ne saçmalıyorsun?" Ben mi ne saçmalıyorum diye düşündü Louis.
Yeşil gözleri Louis'e çevrildiğinde ıslak ve parlaktı. Bir damla gözlerinden kurtularak yanağında kısa bir yol izleyerek tabutun beyaz ve saten olan içine döküldü.
"Neden ağlıyorsun?"
"Çünkü...çünkü çok güzelsin." Dudağını birbirine bastırarak akan gözyaşlarını durdurmaya çalıştı Harry.
"Bunun için mi ağlıyorsun?"
"Evet. Çünkü elimden başka hiçbir şey gelmiyor."
"Sev beni."
"Seviyorum zaten. Seviyorum ama yetmiyor. Sana dokunmak bile yetmiyor. Seks bile yetmiyor. O kadar basit ve anlamsız kalıyor ki. Bazen ruhuna dokunmak istiyorum. Bunun imkanlı olmasını diliyorum. Ya da derimi soyup ona dokunmanı istiyorum. Ah, evet çıldırıyorum."
"O kedi gerçekten de öldü mü?"
"Evet. Bahçeye,çiçeklerin arasına gömdüm. En güzellerinin. Mavi olanların."
"Bir an beni öldüreceksin sandım."
"Seni öldürmek mi?" Kıpkırmızı ve ıslak yüzü bir kahkahayla aydınlandı. "Kendime bunu asla yapmam." Nasıl da her zaman bencil olmayı başarabiliyor diye düşündü Louis.
"Sadece seni izleyerek ve nefes aldığını bilerek uzun süreler yaşayabilirim biliyorsun. Sen öldüğünde ben de ölürüm."
"Ölüm diye bir şey yok. Biz asla ölmeyeceğiz."
"Biliyorum. Sonsuzluk beni hiçlikten daha çok korkutuyor."
"Korkmana gerek yok. Ben yanında olacağım."
"Çıkalım şuradan."dediğinde Louis ayağa kalkarak tabuttan atladı.
Kağıtları da onunla birlikte yere savruldu. Kağıtlarını almak için eğildiğinde Harry'nin eli onu durdurdu."Yatak odasına çık."
"Har-"
"Dediğimi yap." Başka çaresi yoktu. Adımlarını yatak odasına yöneltti.
Daha sonra ayak seslerini duydu. Harry gelmişti."Kendini zeki mi sanıyorsun Louis? Senaryonu çok önceden okudum." Gülümsedi.
"Ver onu bana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Kills
Fanfiction"Güzelliğin olduğu yerde acıma vardır, basit bir sebepten dolayı; çünkü güzellik ölmelidir: güzellik daima ölür."