6.BÖLÜM -AKŞAM YEMEĞİ-

59 3 0
                                    

Arkadaşlar yavaş yavaş ana olaylara geçişimiz yaklaşıyor ve üslübumuzu daha da güzelleştirme yolunda adımlar atıyoruz. İster eleştiri, ister beğeni.. Bizleri yorumsuz bırakmayın. Sizleri seviyoruuuz :)

Tüm gece balkonda oturarak bu seferki krizimi düşündüm. Uzun süreden sonra ilk defa yanımda başkaları varken kriz geçirmiştim. Artık Ceyda'yı umursamamayı öğrenmeme rağmen, Uzay da oradaydı ve görmüştü. Zaman geçtikçe utancım öyle çok artıyordu ki. Üstelik bana destek olmaya çalışmış, bense onu kendimden uzaklaştırmıştım. Henüz başlama aşamasında olan arkadaşlığımızın bittiğine emindim. Benim gibi sorunlarla boğuşan biriyle kim arkadaş olmak isterdi ki zaten? Yıllarca insanlardan kaçmış, böyle de mutlu olabildiğime kendimi inandırmaya çalışmıştım. En güçlü görünen insanların içinde bile sevilmek, kabul görmek isteyen tarafları olduğunu insanlar fark edemiyorlardı. Buydu işte. İster doğanın kanunu, isterseniz toplum etkisi baskısı vs diyin. Sonuç hiç değişmiyor, bizler yalnız olamıyoruz.

Şimdi ise çaresizce Uzay'a ne açıklama yapacağımı düşünüyordum. Anlatamazdım, yapamazdım. Açıklamam dahi davranışım gibi saçma gözükecekti muhtemelen gözünde. Ancak denemeye değerdi. Ne kaybederdim ki? Uzay'ın da üniversitede olmasını umarak başladığım tamı tamına iki günde ellerim boş eve dönmüştüm. Sahi, ne okuyordu ? Bunu bile bilmiyordum. Ulaşmaya dahi çalışamazdım ona. Bizim üniversitenin öğrencilerinden olduğuna göre, bugün değilse yarın veya sonraki gün veya sonraki gün illaki gelecekti ve ben de bekleyecektim. Bu düşüncelerle geçirdiğim bir günün daha ardından, nihayet onu bahçede görmüştüm. Bu sefer yanına ben gitmeliydim. Tüm cesaretimi toplayarak onun olduğu yere doğru gitmeye başladım. Siyah deri ceketi ve pantolonuyla şimdiden kızların ilgisini çekmiş gibiydi. Gözlerini onun üzerinden ayıramıyordu kimse. Onlara acıdım. Böyle acınası gözüktükleri için ise onlara kızmak istedim. Hem de ne kızmak.

Kendilerini ne hale düşürdüklerinin farkında bile olmadan erkekleri tavlamaya çalışıyorlardı ve bu benim midemi kaldırmak için yeterliydi. Önemli bir konuşma yapacağım ya, yol uzar da durur zaten. Tam yanına yaklaşmama metreler kalmışken yanında onu gördüm. Ceyda'yı. Neredeyse cilveli sayılabilecek bir şekilde Uzay'a bir şeyler anlatıyordu. Birden tüm hevesim kaçtı. Hem Ceyda ile ne konuşuyordu ki sanki? Saçma işte. Tam arkamı dönmüş giderken sesini duydum. "Hey, Nefes" Sesinde kızgınlık, kırgınlık hatta küskünlük aradım ancak yoktu. Yürüyüp gidemezdim de şu durumda. Yavaşça dönerek yanına gittim. - Tabi ki Ceyda'nın da yanına..- "Selam" Uzay'a bakarak selam vermeme karşın Ceyda hemen lafa atladı. Hem de samimi bir şekilde. Meteor yağmuru olsa yeridir şu anda. "Aa Nefes, iyi misin canım? Senin için ne kadar endişelendiğimi tahmin dahi edemezsin."

Tabii ya.. Eline fırsat geçmiş, kullanmadan bırakır mı. " İyiyim." "Ya yüzün solgun gibi biraz. O akşam ne oldu öyle anlayamadım bir türlü. Sana şaka yapmak istemiştik ve şu olanları görüyor musun? " Şaka mı? Haha. Gerçekten kocaman bir hahaha. Şimdi onunla bir güzel kavga etmek isterdim ancak yanımızda Uzay vardı. Ceyda ile tüm konuşmamızda yalnızca bana baktı sanki ne olduğunu çözmek ister gibi.

Ne cevap vereceğime karar vermeye çalışıyordum. Üstelik Uzay ile aralarında ne var bunu bile bilmiyorken, onun yanında Ceyda ile kavga etmek saçmalığın daniskası olurdu. O gece de Uzay oradaydı. Kesin tanışıyor bu ikisi. Bozuntuya vermeden yüzüme en saçmasından bir gülümseme yerleştirmiş tam cevap verecektim ki, Uzay'ın muzip sesi ile durmak zorunda kaldım. "Senin şakalarının yaratıcılığını bilirim Ceyda. Ama biraz kendinl frenlemen gerek." "Ay ben nerden bilebilirdim öyle olacağını, zaten cok pişman oldum." "İyi ya, sen de bir daha şaka yapmazsın, olur biter." Uzay'ın sesi her ne kadar halen muzipliğinden ödün vermese de, Ceyda'yı bozmaya yetmişti. "Saat de kaç olmuş, ben dersimi kaçırmayayım en iyisl. Bu arada Uzay'cım, Nefes sana emanet. Çok narin bir kızdır, fark ettiğin gibi."

KİME GÖRE?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin