9.BÖLÜM -PİŞMANLIK-

54 3 5
                                    

Yürüyorum sessizliğe, yürüyorum bilinmezliğe, yürüyorum, yürüyorum, yürüyorum… Neredeyim? , niçin buradayım? Hiçbir fikrim yok. Duygularım alınmış gibi hiçbir şey hissetmiyorum. Boş boş bakıyorum karşıma ve devam ediyorum. Hissettiğim tek şey ise ayaklarımın altından akan kum. Evet, kafamı yere eğdiğimde fark ediyorum, bir denizin kıyısındayım. Güneş batmak üzere ve tek başımayım. Bunca yıldır iç sesiyle savaş veren, aklında binlerce şey düşünen bu kız hiçbir şey düşünmüyor. Ne kadar olduğunu tahmin edemediği süredir yaptığı şeye devam ediyor, yürümek… Bu kıyının sonu olmadığını bile bile… Amaçsız…

Tam o sırada karşımda birini görüyorum. Uzakta… Bana doğru geliyor. Bir yerden tanıyorum ama çıkaramıyorum. Bana ne oldu? Kafamı kaldırıp baktığımda derin bakışları yakalıyorum. Kafamı sağ tarafa çevirip denize bakıyorum. O kadar berrak ki. Ama tekrar derin bakışlara döndüğümde uçsuz bucaksız denizin berraklığından şüphe duyuyorum. Yaklaşıyor, yaklaşıyor… Ve ben yaklaştıkça fark ediyorum, beliren simasını. Yaklaştıkça fark ediyorum duygularımın geri döndüğünü.

Ve ilk fark ettiğim duygu özlem…  Uzay bu… Ne işi var ki burada? Yaklaşıyor, yaklaşıyor ve yaklaşıyor…  Dibime kadar gelerek kolumdan tuttuğu gibi gideceğim yönün aksinde beni sürüklemeye başlıyor. Çırpınıyorum, ne yapmaya çalıştığını soruyorum ama boş… Cevap vermiyor, susuyor ve bu deli ediyor. Biraz daha ilerledikten sonra bir an da duruyor, tam karşımda. Gözlerime bakmaya başlıyor, farklı çok farklı… Yalvarır gibi, sanki,…sanki acı çeker gibi. Ne oluyor ki? Uzun süredir beklediğim şeyi yapmaya başlıyor. ‘’ Yapma, uzak dur ‘’.

 Hayır, hayır beklediğim şey kesinlikle bu değildi, bir açıklama bekliyordum ben. Tam bir şey söylemek için ağzımı açtığım sırada gürültüyle gelen gök gürültüsü yüzünden küçük bir çığlık atıyorum. Ama hemen kendimi topluyorum. Burnuma düşen bir damlayla kafamı gökyüzüne çevirdiğimde karanlığı görüyorum. Bulut var. Çok bulut var. Hepsi simsiyah… Ama az önceki o parlak güneş nerde ki? Sert dalga sesleriyle kendime geldiğimde hala gökyüzüne baktığımı fark ediyorum. Uzay’a sormam gerekenleri hatırlayarak kafamı indirdiğimde gördüğüm manzarayla şok oluyorum.

Dalgalar çılgınca kıyıya doğru geliyordu fakat asıl beni şok eden Uzay’ın o dalgalara doğru çekinmeden ilerlemesi oluyor. Daha fazla duramayarak bağırmaya başlıyorum ‘’ Uzay ne yapıyorsun? Buraya gel, lütfen… GİTME ‘’ boğazım yırtılacak gibi hissediyorum ama aynı şeyleri tekrarlıyorum. Uzaklaşmıştı işte o dalgalar yutacak onu niye bunu yapıyorsun Uzay. Yağmur şiddetini arttırıyor bedenimden süzülerek akan yağmur suyuna gözyaşlarım da eşlik ediyor artık. Belki buradan gittiğimde hastalanacağım ama umurumda değil. Buradan gideceğim bile belli değil ki. Hala bir umut döner diye bağırırken hıçkıra hıçkıra delice ağlıyorum.

Biraz daha gittiğinde duruyor ve bana dönüyor, yavaşça. Ben mutlulukla dönecek diye beklerken gözlerimin içine bakıyor, bakıyor… Sonra ise kafasını iki yana sallayıp tekrar bana arkasını dönüyor. İşte o an içimden bir şeyler koptuğunu hissediyorum. Tam o sırada dehşet bir şekilde gelen dalgayı fark etmemle Uzay’ın dalgayla kaybolması bir oluyor.

 Ben denizin içine göz gezdirirken arkamdan gelen sesle duraksıyorum. Ses arkamdan geliyor ama acıyı bedenimde hissediyorum. Korkarak başımı vücuduma indirdiğimde kalbimin etrafının kıpkırmızı bir sıvıyla boyandığını görüyorum. KAN… Başım dönüyor, görüşüm bulanıklaşıyor. Sanki yeryüzü ayaklarımın altından bir çarşaf misali çekiliyor.  Ayaklarımı son kez zorlayarak arkamı dönmemle yere düşmem bir oluyor zaten. Artık bedenim kaldırmıyor acıyı. Hükmüm geçmiyor ayaklarıma, ellerime, beynime... Kendimi son kez zorlayarak gözlerimi aralamaya çalışıyorum. Merak ediyorum çünkü bana bu acıyı yaşatanı. Ve gözlerimi karşımdakine, belki de katilime diktiğimde artık kalbime de hükmüm geçmiyor. Tüm bedenimi kasıp kavuran acı bir darbeyi de kalbime indiriyor. Artık dayanamıyor gözlerim… Göz kapaklarım usulca kapanırken bir damla gözyaşımı da beraberinde yanağıma düşürüyor. Kapanırken de yine onu görüyorum katilimi, UZAYI…

KİME GÖRE?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin