7.BÖLÜM - FARKLI BİR GÜN -

37 3 0
                                    

Bunu neden yapıyor ki? Kendine acı çektirmekten zevk mi alıyor yani? Cidden mi, mazoşist mi bu çocuk? Kendi kendime ne kadar saçmalamadığımı düşünüp hızla oturduğu koltuğun kenarına yere çöktüm. Aman Allah’ım büyük ihtimal annemi yerden kaldırırken olmuştu. Onun giysileri olduğu için zarar görmemişti ama Uzay ‘ın elleri çok kötü görünüyordu. Yine olmuştu işte. Bizim için bir şey yapmıştı ama bu sefer yaralanmıştı. Kendimi çok kötü hissediyorum.  Ben insanların canının yanmasına dayanamam ki. Zaten sırf o acılarını dindirebilmek için doktor olmayı istemiştim. Gözlerimin dolduğunu hissetsem de ellerini yavaşça ellerime aldım. İncelemeye başladığım sırada aniden dikleşerek ellerini çekti. Bir an şaşırsam da sessizce elini tuttuğum için ne olduğunu anlamadığı için böyle bir tepki verdiğini düşündüm. Gözlerine baktığımda ise bu fikrimde yanılmadığımı anladım. Ne oldu dercesine bakıyordu. Gözlerim ve çenemle ellerini göstererek ekledim ‘’ Ellerin kötü görünüyor bakmamız lazım sanırım’’ dedim. Sanki bir an unutmuş gibi gözlerini ellerine çevirerek gülümsedi ‘’ Ah evet ellerim’’.  Hızla yerimden kalkarak odamdaki ecza dolabına ilerledim. Pansuman için gerekli malzemeleri alarak tekrar odaya döndüm. Uzay ellerini dizlerine koymuş kafasını öne eğmiş dalgın dalgın ellerine bakıyordu. Beni fark etmesi için hafifçe öksürerek eski yerime oturdum. Ellerini hafifçe kendime çekerek kanları temizlemeye başladım.

*******

 Ellerinin sıcaklığı bir an içimi ürpertti. Bakışlarının üzerimde hissediyordum ama ben ısrarla ellerinden başka yere bakmıyordum. Sanki kafamı kaldırsam tüm büyü bozulacak ellerim yine soğukluğa düşecek diye korkuyordum. Sanki bu eller bana güven veri-… Ah ne saçmalıyorum yine. Niye bunları düşünüyordum ki şimdi. Bir pansuman sadece pansuman. Kendimden emin bir şekilde başımı kaldırdığımda yanılmamıştım. Bakıyordu. Ama çok farklıydı bakışları. O kadar derin ki.. Bu bakışları hatırlıyorum kantinde de böyle bakıyordu. Peki, bu ne demek şimdi? Ayrıca neden gitmemişti ki? ‘’ Neden?’’ Evet evet bu soru benim ağzımdan çıkmıştı. Uzay anlamamıştı. Anlamaması gayet normal çünkü sesli düşünmüştüm. ‘’ Neden gitmedin? Hem de ellerin bu haldeyken.’’ Dedim. Pansuman boyunca konuşmamıştı. Pansumanı bitirip karşısında ki koltuğa yerleşerek henüz bitiremediğim kahvemi elime aldım. Ve cevap vermesi için yüzüne baktım. İlk birkaç dakika sustu sonra ‘’ Hım anneni daha doğrusu seni merak ettim. Ellerime gelince de açıkçası başkalarının evinde dolaşmayı sevmediğim için seni bekledim ‘’ diyerek devam etti. Cidden mi sırf merak ettiği için mi beklemişti? Hafifçe tebessüm ederek iyi olduğumu göstermek istedim ‘’ İyiyim teşekkürler ve annem de iyi. Ayrıca annem arada böyle krizler geçirir ve açıkçası artık alıştım sayılır. Sorun olmuyor yani ‘’. Vay be sanırım uzun zamandır birine bir şeyler anlatmıyordum. Çok kısa olsa da rahatlamıştım. Ve ardından beklenen soru ‘’ Özel olmayacaksa nasıl oldu? Yani annen nasıl böyle oldu? ‘’ insanlarla bu konular hakkında fazla konuşmamamın sebebiydi bu soru. Ama nedense içimden bir ses Uzay’ a anlatmamın bir sakıncası olmayacağını söylüyordu. Hatta rahatlayacağımı söylüyordu. Ama sanırım kalbim henüz hazır değildi. Tekledi. ‘’Aslında o konular hakkında pek konuşmak istemiyorum.  Gerçekten  atlatması zor zamanlar geçirdim ve tekrar yaşamak istemiyorum. Geçmişi beynimde bitirmek istiyorum. Ama şu kadarını söyleyeyim hepsi üvey babam yüzünden üvey annemin bu hale gelmesinin tel sebebi o pislik.’’ Sonlara doğru sesim öfkeli çıkmıştı. Ama Uzay’ın yüzünde anlamdıramadığım bir ifade vardı. Ne mutlu ne şaşkın ne üzgün değişik bir şeyler… Daha fazla kendimi tutamayarak ‘’ Ne oldu? Niye öyle bakıyorsun?’’. Yaptığı tek şey omuz silkerek hiç demek olmuştu. Vardı bir şeyler ama… Gecenin geri kalanı ise gayet sıradandı. Zaten en son o konuşmamızdan sonra biraz daha sohbet – okul hakkında ve günlük şeyler- ettikten sonra artık gitsem iyi olur diyerek gitti.

KİME GÖRE?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin