Yağız
Bizim prenses yine uyuyordu. Maçı bitimine beş dakika kala alt tarafı fıratla konuşmak için mutfağa geçmiştim zaten bütün gün film izlemiştik. Yani neye yorulduysa herneyse elim çabuk tutmalıyım kusura bakma prenses seni uyandırmak zorundayım. Uzandığı koltuğa gidip kucağıma aldım. Valla hiç sessiz olmaya çalışmıyordum çünkü uyansın istiyorum bu gece onun için güzel şeyler düşünüyorum. Tabi büyük ihtimalle direnecek ama artık evlendiğimize göre o işide halletmeliyiz. Onu yatağa bıraktıktan sonra yavaşça üzerine eğilip boynuna öpücüklerbırakmaya başladım. Bi on dk bu böyle devam ettim ama prenseste bırakın uyanmayı nefes aldığına şüpheliyim nasıl bu kadar ağır uyuyor oda merak konusu kızı kaçırsalar haberi olmayacak. Ensonunda öpmekten vazgeçip sarsmaya başladım bir yandanda sesleniyorrum.
"Hadi prenses kalk."
Ama tıkyok en sonunda dayanamayıp komidinin üzerindeki sürahiyi üzerine boşalttım. Bir anda uyanıp ondan hiç beklemediğim küfürler savurmaya başladı. Hem yüzünü siliyor hemde ana avrat sövüyordu. Ben bu kızın nasıl böyle küfürler bildiğini düşünürken demekki suskunlardan korkacakmışsın.
Kimya
Bu çocuk bilmiyormuydu ki ben öfkelenince ya da heyecanlanınca küfür ederim.Ettiğim küfürlerden olsa gerek resmen suratıma kötü adam bakışı atıyordu-artık o nasıl oluyorsa hayal gücünüze bırakıyom-resmen korkuyom . Ama haksız olan o herneyse daha fazla ona bakmaktan vazgeçip yüzümü elimle son birkez daha sildikten sonra banyoya gittim. Yağızıda öyle arkamda bıraktım napıyım yani zaten uykumuda kaçırdı. Şimdi ben nasıl uyuyacağım madem o uyandırdı o çekecek o zaman. Banyoda işimi hallettikten sonra odaya geri döndüm. Yağız yatağa uzanmış biçimde tavanı seyrediyordu. Aha bir tane ortak noktamız var. Bu bile benim mutlu olmam için yeter artık beraber duvara bakarız. Aldığım bir kararla fazla üzerine gitmeyerek tamam biraz üzerine gitmeyerek ona karşı çıkacaktım çünkü herne kadar aşık dahi olsam bir süre sonra insanda sinir denen şey kalmıyor ayrıca daha çocuklarımız bile doğmamışken bakırköye gidemem valla.
"Niye uyandırdın beni uykumuda kaçırdın ne yapacağız şimdi."
Suratını bir gülüş aldı. Bu bana biraz korkutucu geldi ne de olsa yağız bu ya dalga geçmek için güler yada dalga geçmek için güler yani başka türlü güldüğünü daha görmüş bulunmamaktayız.
"Niye gülüyorsun?"
Hemen üstümde birşey var mı diye baktım yo normal onun kıyafetleriyleydim. Neyin peşinde bu çocuk arkama baktım birşeymi var diye ama yok.Allah Allah.
Ben arkama filan bakınca bunu bir kahkaha aldı. Hani ben önceden zekasınıda yağızdan alsın demiştim ya şimdi vazgeçiyorum. Çocuklarımız zekasını benden görünüşünü ondan alsın bana yeterde artar. Sonunda kahkaha atmayı kestiğinde bu arada çok güzel gülüyor o ayrı kimin kocası zaten.
"Prenses bu gece için yeterince doluyuz."
Neden bahsettiği hakkında hiç bir fikrim yok.
"Ne yapacağız ki?"
Hay sormaz olaydım aldığım cevapla kafamı başka taraflara çevirmem bir oldu.
"Balayımıza başlayacağız prenses gerçi senin üstünde bunlar varken zor olacak ama yine de önemli olan altındakiler."
Hem sinirlenmiş hemde utanmıştım.
"Şimdi hatırladımda ben çok acıktım gidip yemek yiyeceğim."
Daha cevap vermesini bile beklemeden hemen mutfağa doğru koşturdum.Merdivenlerden bir inişim vardır. Bir ödülü hak eder heralde.
Hiç aç değildim aslında ama onla kalkmaktansa ve balayı gerçekleştirmektense midemi patlatmayı tercih ederim.
Dolabı açıp ne var ne yok abur cubur hepsini salona televizyonun karşısındaki sehpaya dizdim.Kanalları gezerken bir tane dizide durdum tam bir dizi kolik olarak bu bölümü büyük ihtimalle yağız yüzünden kaçırmışımdır.Önümdekileri alıp yavaş yavaş sindire sindire yemeye başladım. Çok yavaş yiyordum ne kadar uzun sürerse ya da en azından yağız uyuyana kadar bu böyle devam edecekti. Ben diziye dalmışken merdivendeki ayak sesleriyle biraz hayal kırklığı yaşadım hayır gelmesi uzun sürdüğü için belki vazgeçmiştir diyeceğim ama çok yanılmışım be.
Hiç o tarafa bakmadan diziyi izlemeye devam ettim. Tabi elimdeki cipsi çekince mecburen ona bakmak zorunda kaldım. Üstünde sabahtan beri hiçbirşey yoktu. Gerçi artık bunu sorun etmiyom gözlerimde biraz bayram etmeli sonuçta.
"Hayırdır prenses kaslarım ilgini mi çekti."
"Yok ben elindeki cipsime bakıyom."
Gözlerimle karnın hizasında tuttuğu cipsi gösterdim. Yine ucuz yırtmıştım. Hemen sehpadan çekirdek alıp çitlemeye başladım. biliyorum şu an koca karılar gibi gözüküyorum ama yağıza bu gece ne kadar kötü görünürsem iyi olacaktı. Bana iğrenir gözlerle baktığında başardığımı anladım. Kendimi diziye kaptırıp hiç onun tarafa bakmamaya çalışarak diziye baktım. Kendin Kaşındın be gülüm. Kendimi diziye kaptırmış giderken aklıma yağız geldi dizi bitimine geldi ve ben bu süre boyunca istikrarlı bir şekilde ona hiç bakmadım. Kafamı çevirdiğimde uyuduğunu görmemle şok geçirmem bir oldu. Gerçekten uyurken çok masumdu .
O içinde yaşayan öküzden hiç eser yoktu elimde olsa hep uyuturdum.
Elimdekileri sehpanın üstüne bırakıp hemen üst kata çıkıp bir bettaniye alıp hemen aşağı indim. Yağızın ayaklarını iyice koltuğa uzattıktan sonra televizyonu kapatıp sevgili öküz kocamın yanına uzandım iyice ona sarılıp üstümüzü örttüm. Kocamın kokusunu iyice içime çekip herne kadar öküzde olsa benim öküzümdü.
Mutluluk sebebimdi bu öküz ;)
Evet bayanlar yorumlarınızı bekliyorum biliyorum kısa ama böyle böyle daha çok bölüm yazacağımı umut ediyorum bu arada kandiliniz mübarek olsun bunu ilk size söylüyorum kıymetinizi bilin iyi okumalar ;)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serseri ve Çirkin (2)♐
Tiểu Thuyết ChungÇocukluk arkadaşı olmalarına rağmen birbirinden nefret eden iki aşık… Ailelerinin zoruyla evlendirilmek istenen iki genç… Planlanmış evlilik bir tek gelin ve damadın haberi yok… Daha doğrusu gelinler ve damatların haberi yok… Onlar serseri ve çirk...