"Taş doktor "♐

5.8K 227 24
                                    

Kimya

Sabah gözlerimi açtığımda hala dün geceki kız isteme faciasıyla meşguldü aklım. Birde bebek mevzusunu öğrenince neden hemen söylemediniz diye çok kızdılar. Gerçi annem dün söyledikten sonra anneanne oluyorum diye yaşlılık sendromuna girdi ama yani ne yapayım.

Yani bebeğe gelme annem daha anaanne olmaya hazır değilmi diyim.

Allahtan babam sonradan romantikliğini konuşturup sen dünyanın en güzel anaannesi olacaksın dedide kurtardı durumu Allahtan yoksa nasıl ortam yatışacaktı bilmiyorum.

Tabi birde nazlı hanımın kahveleri yanlış dağıtması var yağız hala benimle dalga geçiyor. Dün yüzükleri taktık filan işte bir hafta sonra nişan var. Tabi yağız beni muaf tuttu. Daha karnım bile belli olmazken beyefendi şimdiden herşeye karışıyor ilerde çocuk büyüyünce çok sıkıntı çekeceğe benziyorum.

Yataktan kalkıp önce ihtiyacımı gidermek için banyoya gittim. Malum hamilelikten beri dahada sıklaşmıştı. Elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Yağız şirkete gitmişti. Eskiden gitmeden önce beni uyandırıp prensesim diyip alnımı öpüp evden çıkardı ama artık uykum ağırlaştığı için pek kalkamıyorum doğrusu.

Gerçi öğleden sonra beraber doktora gideceğimiz için bugün erken gelecek. Belki bencillik yapıyorum bilmiyorum ama yanımdan hiç ayrılmasın istiyorum hep yanımda dursun hiç gitmesin istiyorum. Ama tabi bu sadece bir düşünce.

Kahvaltıyı hazırlanmış görünce özlemim biraz daha arttı. Benim düşünceli kocam. Gelde bu adamı sevme.

Hızlıca masaya oturup kreple kahvaltıya başladım. Kahvaltıyı bitirdikten sonra. Hızlıca sofrayı toplamaya başladım. Eskidende evimizde hizmetçi yoktu. Herne kadar çok zengin olsakta annem kendi işimizi kendimiz yapmamızı isterdi. Oldum olası işleri okyanusla inançın üstüne yıkmaya çalışır sırf sofrayı toplamayayım diye erkenden sofradan kalkar benim taktiğimi çözmüş olan okyanusta hızlıca arkamdan kalkar ihale bizim abaza inança kalırdı.

Yani anlayacağınız çok iyi yırtardım ama artık tek olduğuma göre aslında akşama bıraksam yağız toplar ama onada kıyamıyom acaba inançı oyun oynarız ayağına çağırsam mı yok ya sonra annem çocuğu o kadar yolu sırf sofrayı toplasın diye çağırdığımı öğrense bana ölümlerden ölüm beğendirir.

Yok mecburen yavaş yavaş toplamaya başladım. Yarım saat sonra anca masayı toplamayı bitirdikten sonra salona geçip en son okuduğum johanna lindsey kitabımı elime aldım.

Tarihi aşk romanları en sevdiğim türdü. Bu kadında tarihi aşk romanlarına komediyi en iyi katandı gerçekten. Okudukça sesli gülüyordum.

***

Iki saat sonra kitabın sonuna doğru gelmişken kapının açılmasıyla kendime geldim. Saate baktığımda bir buçuğa geliyordu. Ah hayır ikide randevumuz vardı. Içerden önce yağızın sesi sonra kendisi geldi. Bana öyle gözlerini kısarak dikince bide üstünde siyah takımla iyice korkutucu gözüküyordu.

"Prenses hala hazır değilsin."

"Kitaba dalmışım ama beş dakikaya hazırım hatta sen in ben geliyorum."

Bir şey söylemesine izin vermeden hemen yanından koşarak geçtim arkamdan koşma diye bağrıyordu ama nafile hızlıca dolabı açıp bir çiçekli bahçivan tulum içinede kısa kollu beyaz badi giyip hemen aynanın karşısında saçımı yüksekten dağınık topuz yapıp odadan çıktım.

Telefonumuda almayı unutmamıştım. Hızlıca salona girdiğimde ayakta durmuş beni bekliyordu. Hızlıca yanına gittiğimde hiç yüzüme bile bakmadan kapıya yürüdü.

Sanırım bana kırıldı. O heyecanla bebeğimizin ilk randevusu için sabırsızlanırken ben kitaba dalmış hazırlanmayı unutmuştum. E haklı kızmakta. Arabaya bindikten sonrada durum aynıydı. Sinirli gözüktüğü için hiç karışmadım. Hastaneye gelene kadar tek kelime etmedi.

Hızlıca yürüyordu mecburen bende peşinden yetişmeye çalışıyordum. Kapılardaki isimlere bakıyordu. Kimseyede sormuyordu. Sonunda deniz erkan diye bir kapıdan girince bende peşinden girdim.

Odada sadece beyaz önlüklü bir taş mı taş adam vardı. Hatta hayatımda gördüğüm en yakışıklı adamdı. Yağıza baktığımda oda gerilmişti. Adam gözlüklerinin arkasından önce yağıza .onrada bana baktı.

"Yağız beyle,kimya hanımdı galiba buyrun bende sizi bekliyordum."

Yol boyunca suratıma bakmayan adam şimdi elimi tutmuş sahiplenircesine beni kendine çekiyordu.

"Biz kadın doktor bekliyorduk."

"Sanırım ismimden dolayı hataya düştünüz ama neyse hastanede başka doğum doktor uzmanı yok. Buyrun isterseniz siz oturun kimya hanımıda ultroson için hazırlasınlar."

Deyip telefonla hemşireyi çağırdı. Yağız istemiye istemiye elimi bırakıp koltuklardan birine oturdu. Bu arada hemşire gelip beni ultroson için hazırlamaya başladı. Üstümdeki tulumun askılarını indirip tişörtümün karnını açmıştı. Gerçekten doktorun kadın olması daha iyi olurdu bu şekilde utanıyordum. Ben kırmızıya dönmüş bir şekilde beklerken doktorla yağız geldi.

Yağız önce snirlice baksada sonradan yanıma gelip elimi tuttu. Doktora öldürücü bakışlar atıyordu. Ve tabi elimide bilinçsizce sıkıyordu. Doktor karnıma jel sürüp ultrasona bakmaya başladı bizde heyecanla o tarafa baktık. Sadece karaltı görüyorduk ve doktorun birşey sölemesini bekliyorduk. Doktor yüzünde gülümsemeyle bana dönünce yağız elimi daha çok sıkmaya başladı.

"Iki aylıklar daha çok küçükler bu yüzden fazla belli olmuyor ama ilerki aylarda daha fazla belli olacaklardır."

Benim düşüncelerimi yağız dile getirdi.

"Ler derken"

Yüzünde büyük bir gülümsemeyle bize döndü.

"Tebrikler üçüzleriniz olacak."

***

Evet arkadaşlar finale son iki bölüm ve sonrasında üç tane özel bölümle bu hafta okullar açılmadan serseri ve çirkinlere veda ediyoruz.

Serseri ve Çirkin (2)♐Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin