"Deli cesareti"♐

6.8K 264 10
                                    

Kimya

Dün geceden her ne kadar benim suçum olmasada gelde bunu yağıza anlat o yetmezmiş gibi birde okyanus çıktı başıma sabah sabah çifte saldırıya uğradıktan sonra kendimi telefona atıp nazlıyla bir buluşma ayarladım böylece en azından bu saldırılardan uzun bir süre kurtulacaktım gerçi yağız o kadar uzun süre unutturacağını sanmıyordum.

Tabi plana devam tamam biraz şey oldu ama olsun bu konuda kesinlikle kararlı olmalıyım yoksa canımamı susadım kısacık kot şortla yağızın arkadaşlarıyla buluşacaı kafeye neden geliyim ki.

Aslında tamamen nazlının fikriydi ki nedense o da beni gibi giyindi hadi ben bir amaç uğruna o niye hiç bir fikrim yok o genelde böyle giyinmezdi ama belkide bana destek olmak içindir.

Sabah bana bunların burda buluşacağını inanç yetiştirdi aslında.

Evet yeni gizli ajanımız inanç tabi belli bir miktar karşılığında.Sürekli olarak okyanusun peşine takılacak buda dolaylı yoldan yağızında peşine takılmak demek tabi okyanus annem yüzünden itirazda edemeyecek.

Ah ben eskiden ne kadar sakin bir hayat yaşarken şimdi ise

aşk...

Umarım fazla uzun sürmez çünkü daha fazla böyle giyinebileceğimi sanmıyorum tamam daha iki gün olmuş olabilir ama sanki herkes bana bakıyormuş gibi hissediyorum bu hiç hoş değil.

Daha doğrusu birazda yağızın tepkisinden korkuyorum. Çünkü zaten sinirli olduğunu biliyorum birde sabahtan beri beni uyarıyor kıyafet konusunda.Dün geceden sonra bir daha böyle giyinmemi istemiyormuş birde bana yanlız olunca istediğin kadar giy diğer türlü sonuçları benim için kötü olurmuş biliyorum ben zaten bir deli cesaretine sahibim şimdiden anlıyom.

Ne yapacağım konusunda hiç bir fikrim yok.

Daha kafenin önünde dikilemeyeceğimiz için kapıyı açıp önceden planladığımız gibi konuşarak girdik içeri bir yandanda gülümsüyorduk.

Kafe böyle daha çok gençlerin takıldığı bir yerdi.Duvarlar boydan boya ünlü sözlerle kaplıydı.Gayet şık bir yerdi.

Gözlerimi kafede dolaştırırken tam orta amsada bana kırmızı görmüş boğa gibi bakan yağızla karşılaştım.

Sıçtım.

Gözleri beni buracıkta boğacakmış gibi bakıyor.Tabi yanındaki inançla okyanusta farksız biçimde tek fark okyanus bana değil nazlıya bakıyor.

Yağızın çenesindeki kaslardan biri seğiriyordu.Bu öfkesinin ne derece olduğunu gösteriyor.Hay ben nazlının aklına uyana.

Ben daha ne olduğunu anlayamadan masadakilerin hepsi ayağa kalkmıştı.Zaten tanımadık yoktu birde fırat vardı o kadar.

Az önce çenesi seğiren yağız şimdi önümde alaycı bir gülüşle bana bakıyordu.

Acaba şizofreniye mi bağladı.Yoksa ordan buraya gelene kadar başka ne olabilirdi ki.

"Karıcım geleceğinden hiç bahsetmemiştin.Bu ne tesadüf böyle bizde tam size yemeğe gidiyorduk. Dimi okyanus?"

Ağa şimdi yandın nedeni belli oldu o gülüşün babam beni böyle görsün tamam yine bir şekilde yırtarım ama anam görürsen ben daha iki sene anamm yüzünden yeni kıyafet alamam.

Modern karıdır marıdır ama işte iş ahlak veya terbiyeye gelince hiç affetmez.

Kesin bugün benim ölüm günüm olucak ya .

"Elbette fırat sende gel."

Fırat önce şöyle bir aradaki gerginliği sezdi.

"Yok abi hiç ben gelip rahatsız etmiyiyim hem aile meselesi zaten ben gelmiyim şimdi demir amcayla özkan amcaya benden selam."

Okyanusla yağız öyle bir bakış attıki ben fıratın yerinde olucam bırak bunlarla arkadaş olmayı sokakta görsem yönümü değiştirirdim.

"Uzatma geliyorsun sen inançı al bende nazlıyı alıyorum .zaten kimyada yağızla gider."

Der demez nazlının kolundan tuttuğu gibi kafeden çıktı.Var bunlarda bir hal yakında belli olur hadi hayırlısı.

"Abla madem böyle giyinyon ne diye yakalanıyon al şimdi sende evde yoksun diye annem ben evden gidene kadar babamın nasıl seni kendi gibi yetiştirdiğinden yakınacak"

İnançın bu sözüyle gerçekten oına acıdım abi kendimden sonra nede olsa yaklaşık bir saat sonra mavi sultan-Böylede çok zor oluyo- benim helvamı kavuracak.

"Ne güzel işte annem iletişiminiz gelişir."

"Hele bir eve gidelim bak bakalım ben pılımı pırtımı toplayıp size kalmaya geliyom mu gelmiyom mu?"

Bu sözden sonra ben tam atılıcakken yağız benden önce davrandı nede olsa minanç evde olursa çocuk planları uzun bir süre sekteye uğruyabilir.

"Hop orda dur ufaklık orası ablan kadar benimde evim ve biz karı koca misafir sevmiyoruz."

Deyip ben daha ne olduğunu anlayamadan kafeden çıkmıştık bile.

Nazlı

Okyanus beni kafeden çıkardığı gibi arabaya bindirdi.Şimdi ise direksiyonu sıkmış bir biçimde hız limitlerini baya bir aşıyo.

"Yavaş git."

Ani bir manevrayla boş bir ara sokağa sokup durdurdu arbayı.

"Al şunu bacaklarını kapat gerçi görmeyen kalmadı ama."

Bana uzattığı ceketi hışımla arka koltuğa atıp tüm öfkemi okyanus üstüne boşaltmaya başladım.Beni tam tamına iki kez öpüp sonra hiç bir şey olmamış gibi yapmıştı.Artık daha fazla onun meşalesi olmayacaktım.

"Sanane hangi sıfatla bana karışabiliyorsun.",

Sinirle direksiyona hızlı bir yumruk attıktan sonra bana öfke saçan gözleriyle ateş püskürdü resmen.

"Bunun sıfatla ne alakası var ."

"Sıfatla alakası yok öyle mi ?"

"Elbette ama eğer çok istiyorsan arkadaşımın kardeşi sıfatı yeterli olur galiba."

"Öyle mi sen her arkadaşının kardeşine bunu yaparmısın"

Diye dudaklarına dudaklarımı bastırdım.

Biliyorum bölüm biraz kısa ama işte aslında biraz daha yazıp yarın paylaşacaktım ama sizi daha fazla bekletmiyim dedim:)

Ayrıca okyanusla nazlıyada yer veriyorum umarım beğeniyorsunuzdur :)

Her hangi bir sınır olmadığını söyleyebilirim :)

Ayrıca artık bölüm için hiç haberiniz olmadan ithaf yapabilirim şahsen yorum atanlar için böyle bir kıyak yapmayı düşünüyorum:)

İyi okumalar :)

Serseri ve Çirkin (2)♐Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin