"Seni seviyorum serserim"♐

6.5K 248 8
                                    

Kimya

Ben aşkı annem ve babamla tanımıştım. Bana göre aşk onlarda can bulmuştu.

Şimdi ise aşkın can çekiştiği bir vücuttan ibaret bir halde hayatta kalmaya çalışıyorum.

Bunun bu kadar zor olacağını hiç tahmin etmemiştim.

Şimdi yanımda benim ona aşık olduğum ama beni hiç onun sevmeyeceği gerçeğiyle boğuştuğum adam var.Bir insana aşık olmak ne kadar kolaysa bir insanı sevmemekte o kadar kolaymış demek ki.

Onunla hiç konuşmak istemiyorum.Tabi o bunu anlayamayacak kadar sığ .

"E prenses bensiz hayat nasıldı bu arada muhabbetine de doyum olmuyo ama önemli değil sen yorgunsundur birazdan varıcağız zaten sen uzan yat zaten rengin solgun öyle bir yerde kalırsak elbette böyle olursun ne güzel kocanın evi dururken o kız nasıl bir kızdı be küçüc-"

Daha fazla katlanamayacaktım. Gerçekten ne kadar acı çektiğimi görmüyor muydu ?

"Yeter ne yapmaya çalışıyorsun önce başkasıyla öpüşüyor sonla onla birlikte evden çıkıyor sonra hiç bir şey olmamış gibi beni zorla kaçırıyorsun ne yapmaya çalışıyorsun yeterince eğlenmedin mi yetmedi."

Daha fazla dayanamamış gözyaşlarımı serbest bırakmıştım. Sanki bunun beni daha aciz düşüreceğini bile bile gururumu bir kenara atmış onun gözleri önünde ağlıyordum.

Ben daha ne olduğunu anlamadan arabayı anı bir fren yapıp kenara çekti.

Yağız

Onun küçük vücudu öyle hıçkırıklarla sarsılırken öylece durup izleyemezdim.Arabayı anı frenle yana çeker çekmez kimya elini ağzına götürüp arabadan fırladı.Hemen yanına koşup rahat kusması için saçlarını tuttum.Büyük ihtimalle anı fren ve stresin verdiği bir şeydi ama ben yinede onu böyle görmeye dayanamıyordum. Ben nasıl olduda bu prensese nasıl aşık olduğumu anlayamamıştım.

Kendi körlüme kızarak kimyanın ayağa kalkmasını bekledim. Onu kaçırırken o kadar plan yapmamıştım.Sadece ergen aşıklar gibi daha fazla onsuz olamayacağıma karar vermiş ve hiç düşünmeden karar vermiştim.Tek başımıza kalabilmemiz için ihtiyacımız olan tek yeride yine fırat sayesinde şehir dışı bir yazlık ayarlamıştık tabi .

Aslında ona herşeyi orda anlatacaktım ama onu daha fazla bu halde görmek istemiyorum .

Kendini toparladığı gibi kolunu benden kurtardı . Aslında onun yerinde kim olsa öyle düşünürdü.

Bana böyle bakmasına daha fazla dayanamayarak itirafıma başladım.

"Bana öyle bakma prenses şimdi sadece sessizce beni dinle herşeyin bir açıklaması var."

Bir onay için ona baktığımda sanki o da bu açıklamayı bekliyormuş gibi kafasını salladı.

Bu benim için yeterliydi.

"O gün gelen arzuydu.Beni öpmesi üzerine onu ittim. Ve senin onu görüp üzülmemen için onu hemen uzaklaştırmak istedim. Çünkü o kirlilikle seninle karşılaşmasını bile istemedim seninle tanismayi hak etmiyordu.Ama yinede onun gelmesine bir yandanda sevindim gerçekleri gormemi sağladı. Hatta sırf bunun için ona teşekkür bile edebilirim."

Gözlerinde büyük bir hayal kırıklığı vardı.

"Ben seninle tanışmadan önce yanlışlıklarla doluydum.Yanlış kişiye aşık olduğumu sanmıştım. Yanlış yerde aşık olmuştum. Ve yanlış kişiyle yanlış bir aşkı yaşamıştım. Taki seni tanıyıp tek doğrumu bulana kadar.Seni seviyorum prenses."

Ruhum onun sözlerine göre ya canını verecek ya da yaşamak için bir nefes daha alacaktı. Eskiden bir kızın gözüne bakmaktan korkacaksın deselerdi inanmazdım. Şimdi ise durum tam da buydu. Tek kelimeyle korkuyordum.

"Bende seni seviyorum serserim.Benim kalbimde senden başkasına yer yok.Ben kendimi sevmeyi öğrenmeden önce seni sevmeyi öğrendim.Hep sevdim hepte seveceğim.Seni seviyorum serserim."

Ben daha ne olduğunu anlamadan prenses üstüme atlamıştı bile.

Ruhumun nefes almasıyla kendime geldim.

Prensesi belinden tuttuğum gibi etrafımda döndürmeye başladım.

Mutluluk çığlıkları atıyordu.

Bu ses bu hayattaki hiç bir müzik aletinin çıkaramayacağı bir melodiydi.

Aşkımızın melodisi.

Serseri ve çirkinin melodisi.

Ben hep prenses diye seslenirdim o benim gözümde çirkin olamayacak kadar güzeldi.Belki de bu güzelliğin sebebi kalbiydi. Bilmiyorum tek bildiğim şey onun çirkin sıfatını hakedemiyecek kadar güzel olması.

O benim prensesimdi.

Ben onun kalbinde bir taht kurmuştum.

O ise bunun intikamını kalbime bir krallık kurarak almıştı.

Ve şimdi iki kalpte tek krallık hüküm sürüyordu.

Sonunda itiraflarda geldi erken oldu mu bilmiyorum ama işin romantik kısmınıda atattıktık şimdi okyanusla nazlının itirafında sıra bu bölümü tam üç kez yazdım son anda vazgeçiyordum yazmaktan telefondan yazınca daha kaydetmeden gidiyo v e buda sinirden deli ediyor insanı her neyse bölümlerim çok kısa olduğunun farkındayım ve bunan sonra düzeltmeye çalışacağım bir dahaki bölüm yalnızca oky ve naz olacak ;)Umarım bölüm sizi tatmin eder iyi okumalar :)

Serseri ve Çirkin (2)♐Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin