Merhabaa :) biz Masmalove, kremalitatli vee cubuk-kraker :)
İnşallah bu bölümü seversiniz :) Şimdiden teşekkürler..
Yüzüme çarpan soğuk rüzgar iyi hissetmemi sağlıyordu. Gelebildiğim kadar her hafta sonu buraya gelip oturuyordum. Sahilin havası ve görüntüsü kafamı dağıtmama yetiyordu. Yaklaşık bir saatden beri oturuyordum. Üşüdüğümü hissetmemle ayağa kalktım ve kollarımı birbirine sardım. Geldiğim sahil annemin cafesine yakındı ve ona uğrayacağıma dair söz vermiştim. Dün açılışı olmuştu ve çok fazla müşterisi geliyordu. Benden yardım etmemi istemişti. Tek başıma altından kalkamayacağım için çocukları arayıp yardım istemiştim. Onlarda kabul etmişlerdi. Şimdiye kadar orada olmam gerekiyordu ama havanın güzelliği gitmemi engellemişti. Ne kadar istemesem de yola koyuldum. Yürürken dünkü açılışı düşündüm. Annem birçok kişiyi davet etmişti. Bunların arasında Evrimin, Boranın ve Savaşında aileleri de vardı. Savaşın babası hafif yaşlıydı ama çok sempatik birisiydi. Annesi ise daha otoriter bir görünüm sunuyordu ama konuşunca tüm sevecenliğini ortaya koymuştu. Savaşın sempatikliğinin ve gözlerinin renginin nereden geldiği belli oluyordu. Kardeşi Berili zaten tanıyordum. Çok güzel bir kızdı. Kısaca tüm aile sevecendi. Evrime gelince dedesini ve babaannesini tanıyordum bir de kardeşini ama annesi ve babasıyla daha önce hiç tanışmamıştım. Dün tanışmıştık ve onlardan pek hoşlanmamıştım. Vakit buldukları her anda birbirlerine laf ediyorlardı. Evrimin neden orada kalmak istememesini daha iyi anlamıştım. Yazık kızacağız onların tartışmalarından uzak durmak için ya benim yanımda durmuştu ya da boranın. Allahtan Boranın ailesi anlayışlı kişilerdi ve Evrimin durumunu anlayıp onunla vakit geçirmişlerdi. Ne kadar bu tür ortamları sevmesem de ben de annem için eğlenmeye çalışmıştım ki korktuğum kadar kötü geçmemişti. Doruk olmadığı için biraz üzülsem de idare etmiştim. Fuat amca olmadığı için gelmemişti muhtemelen. Annem Fuat amcanın da gelmesi için açılışı ertelemek istemişti ama Fuat amca kabul etmemişti. O yüzden bugün uğrayacaktı. Onları düşünürken cafeye geldiğimi fark ettim. Bir çok araba vardı ama gözüme çarpan ilk şey Doruğun arabası oldu. Adımlarımı hızlandırıp cafeye girdim. İçeri girmemle başımın dönmesi bir oldu. O kadar kalabalıktı ki! Düşecek gibi olduğumda yanımdan geçen bir kız kolumu tutup düşmeme engel oldu. Ona teşekkür edip annemin ve Fuat amcanın yanına geçtim.
''Merhaba Ada nasılsın ?'' anlaşılan Doruk gelmemişti.
''İyiyim Fuat amca sen?'' dedim sevecen bir tonda.
''Ben de iyiyim. Sen hastaneye gelmek istemeyince sonuçları getireyim dedim.'' İşte yine başlıyoruz! Anneme istemediğime dair bir bakış atsam da önemsemedi. Ve Fuat amcanın elindeki dosyaya uzandı.
''Konversiyon Bozukluğu. Fuat Bey bu nedir?'' demesiyle istemeden de olsa dikkatimi dinlemek üzere Fuat amcaya verdim. Daha önce duymadığım bir rahatsızlıktı ve ciddi bir şey olmasından korkuyordum.
''Aslında bu hastalık olabileceğini düşünmüyordum ama Adanın bayılmalarının Ziya’nın vefatından beri olduğunu düşünce mantıklı gelmeye başladı.'' Ne annem ne de ben tek kelime etmeden dinliyorduk. Başımı devam et dercesine salladıktan sonra Fuat amca devam etti.
''Bu rahatsızlık birçok nedeni var ama sende ortaya çıkmasındaki sebebin kısa aralıklarla babanı ve dedeni kaybetmenle alakalı olduğunu düşünüyorum. Aşırı üzüntüye bağlı bir şey. Bu kısa süreli bayılmalara yol açıyor ve bayıldığın zaman şuur kaybı yaşıyorsun. Bayılmadan önceki birkaç dakika içinde olanları hatırlamıyorsun değil mi?'' Kısa bir süre bekledikten sonra cevap verebildim.
''Ee..evet'' Fuat amca bildiği bir şeyi söylemişim gibi sırıttı.
''Tahmin ettiğim gibi. Ama bu hastalığın verdiği bir etki'' Fuat amca sözünü bitirir bitirmez annem konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET
Teen FictionBeklenmedik olaylar.. Farklı bir okul… Farklı bir şehir... Öğrenilmeyi bekleyen sırlar… Yeni arkadaşlıklar… Yeni acılar… Yeni umutlar… Kazanılan ama aynı zamanda yitirilen hayaller… İstenmeyerek alınan sorumluluklar... Aşk'ın bilinmeyen gücü…...