Merhaba arkadaşlar :) biz masmalove, kremalitatli vee cubuk-kraker.
Bu bölüm bayram tatilinden dolayı biraz geç geldi malesef ama diğer bölümlerin arasını daha kısa tutmayı planlıyoruz. Umarız ki beğenirsiniz. Keyifli okumalar :)
Not: Multimedya en kısa zamanda eklenecek :)
Sabah kafamın ağrıdığı bir güne gözlerimi açtım. Dün gece Dorukla olan konuşmamızdan sonra saatlerce uyuyamamıştım. Ahh şimdi de o rezilliğin baş ağrısını çekiyorum. Homurdanarak yatağımdan kalkıp duvardaki saate baktım. Hayır ya! Saat daha çok erkendi ama haftasonu bari öğlene kadar uyusaydım keşke. Sinirle homurdanıp yataktan kalktım. En iyisi kafeye anneme yardıma gitmekti. Banyoya geçip yüzümü yıkadıktan sonra soluğu dolabımın karşısında aldım. Ne giymeliyim..ne giymeliyim. Hah işte buldum. Hızla beyaz atlet badimi üstüme geçirdim. Mavi gömleğimi de giyip düğmelerini açık bıraktığımda tamamdır. Bu şekilde giyinmeyi seviyorum zaten havada o kadar soğuk değil ama eksik olan bir şey var. Gözlerimi dolabımda bir kez daha gezdirdikten sonra eksik olan şeyi buldum. Şal tabikidee. Mavili tonlarda olan şalımı da alıp boynuma sardım. Siyah mini eteğim ve siyah kilotlu çorabımı da giydiğimde neredeyse hazırdım. Hayır anlamıyorum bu kadar özenmeyen ben neden özeniyordum bilmiyorum..İçimdeki ses bana alayla ''Neden olacak tabi ki Doruk için'' derken ona gözlerimi devirerek karşılık verdim. Kafamı sallayıp iç sesimin dediğini düşünmemeye çalışırken hafif tonlardaki makyajımı da yaptım. Ve aynaya son bir kez kendime baktıktan sonra odadan çıktım. Annem erken çıkmıştı herhalde. Kafede işler yoğun olduğu için hafta sonları ona yardım edeceğime dair söz vermiştim. Bu hafta sonu sadece bugün gidecektim ve yarın da ders çalışmam gerekiyordu. Şu sınavlardan gerçekten nefret ediyorum!! Kendi kendime söylenirken ilerden gelen taksiyi durdurdum. Şoföre
''Karanfil sokağa gidelim lütfen'' dedikten sonra adam kafasını sallayıp ilerledi. Yaklaşık 5 dakika sonra Dorukların oturduğu semte gelmiştik. Yürüyerek de gelebilirdim ama sokaklardaki köpeklere yem olmak istemediğim için taksiyi tercih etmiştim. Gece sokağını geçtiğimizi fark ettiğimde saçlarımı düzeltip çantamdan cüzdanımı çıkardım. Araba durduğunda şöföre parayı uzatıp arabadan indim. Cafeye girer girmez annem yanıma geldi. Gülümseyerek bana sarıldı.
''Hoş geldin kuzum'' Aynı şekilde ona karşılık verip yanağına sulu bir öpücük kondurdum ve kasaya doğru ilerledim. Saraç bugün işe başlayacaktı ama ortalıkta gözükmüyordu nedense. Gözlerim onu ararken anneme döndüm.
''Saraç bugün başlamayacak mıydı işe?'' Annem elindekileri pasta tezgahına bırakırken göz ucuyla bana baktı. Tam bir şey diyecekti ki arkadan gelen sesle gülümsedi.
''Buradayım'' demesiyle arkama döndüm.
''Merhaba Ada nasılsın?'' Onun güler yüzüne karşılık bende gülümsedim. Saraç iyi birine benziyordu. Burada geçireceğim vakitleri düşünürsek onunla iyi anlaşabilirdik aslında değil mi?
''İyiyim sen'' Bana güzel dişlerini göstererek cevap vermişti.
''Ben de iyiyim'' Allahımm neden çevremdeki bütün erkeklerin dişleri bu kadar beyaz ve harika!
''Siz ikiniz işten kaytarmayı kesin ve işinizin başına geçin'' Annemin biraz alayla ve birazda azarla dolu sesiyle beraber garson önlüğümü giyip masalara yöneldim. Cafe her zamanki gibi kalabalıktı. Birkaç kişinin siparişini aldıktan sonra tam annemin yanına gidecektim ki arka masada oturan biri dikkatimi çekti. Masaya biraz daha yaklaşıp yakından baktım. Ona yaklaştığımı farkedince yüzünü gazeteden kaldırıp bana çevirdi.
''Doruk!' Şaşkın halime alayla sırıtarak karşılık verdi.
''Ada!!'' Gözlerimi devirip umursamaz bir şekilde konuşmaya çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü neden burada olduğunu gerçekten merak ediyorum. Acaba benim için mi geldi? Aklıma gelen şeyle salakça sırıtırken kafamı sağa sola sallayarak eski halime geri döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET
Novela JuvenilBeklenmedik olaylar.. Farklı bir okul… Farklı bir şehir... Öğrenilmeyi bekleyen sırlar… Yeni arkadaşlıklar… Yeni acılar… Yeni umutlar… Kazanılan ama aynı zamanda yitirilen hayaller… İstenmeyerek alınan sorumluluklar... Aşk'ın bilinmeyen gücü…...