Bir kez daha sağa dönüp yastığı daha sert kafama bastırarak inledim. Neden uyuyamıyorum? Neden? Neden?
Sonunda çıldırarak yerimden tepinmeye başlamış, yatağın üzerinde duran bilgisayarımı yere düşürmüştüm. Düşme sesiyle birlikte gözümün önünden ödediğim dolarlar havada yavaş yavaş uçarken, tekrar uyuyamadığım aklıma gelmiş, bu sefer daha sert tepinmeye başlamıştım. Galiba kafayı yiyordum
Daha fazla dayanamamış, can sıkıntısından komidinin üzerinde duran telefonumu elime alarak Kakaotalk'a girmiştim. Acaba kimi rahatsız etsem?
Rahatsız etmek söz konusuysa, aklıma gelen ilk kişiyle yüzümdeki sinsi gülümseme eşliğinde isminin üzerine tıkladım.
Blanie: YoonGiiiii (03.25)
Umarım küfür etmezdi.
Heyecanlı bir şekilde bir kaç dakika çevrimiçi olmasını bekledim, ama maalesef kış uykusuna yattığı için büyük ihtimal mesajın sesini duymamıştı. Gözlerimi devirerek tekrar yazmaya başladım.
Blanie: YoonGiiiiiiiiiii (03.28)
Dakikalar geçiyordu ve hala cevap yoktu. Seni o uykudan uyandıracaktım Min Yoon Gi. Ben uyuyamıyorsam sen de uyuyamayacaktın.
Blanie: YoonGiiiii (03.23)
Blanie: YoonGiiiiiii (03.28)
Blanie: YoonGiiiiii (03.29)
Blanie: YoonGiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii (03.29)
(Görüldü 03.29)
Görüldü yazısını gördüğüm an, yüzümdeki kocaman gülümsemeyle cevabı beklemeye başladım. Ama ne yazık ki iki dakika geçmişti ve cevap yoktu. Sinirle elimi klavyenin üzerine koyarak telefonu kırarcasına yazmaya devam ettim.
Blanie: Öküz herif. Niye cevap vermiyorsun? Tekrar uyuya kaldın dimi? (03.33)
(Görüldü 03.33)
Anında görüldüyü görünce, sinirle çatılan kaşlarım eski haline dönmüş, boş boş telefonun ekranına bakıyordum. Burdaysa niye cevap ver miyordu bu öküz?
Kertenkele kılıklı: Sen kafayı mı yedin? Saatten haberin var mı senin? (03.34)
Blanie:Evet, var. Saat 03.34. Niye sordun? Telefonun saat kısmı mı bozuldu?
Kertenkele kılıklı: Aptal mısın? Yoksa kendini çok zeki sanıp beni aptal yerine mi koyuyorsun?
Kahkaha atmaya başlamış, ama unninin uyuduğunu hatırlayınca elimle ağzımı kapatarak dikleşip, kafamı yatak başlığına yasladım. Şimdiden eğlenmeye başlamıştım bile.
Blanie:Kalbimi kırıyorsun ama öküzcüm. Niye öyle diyorsun ki? Kırk yılın başında sana mesaj attım. Sen de hemen sinirleniyorsun. Hem çok büyük bir problemim var ve benim aklıma gelen ilk kişi sensin. Niye böyle davranıyorsun bana?
Elimdeki telefonu karnımın üzerine koyarak, az önce gösterdiğim performans için bir kaç saniye kendimi alkışlamış, tekrar telefonu elime almıştım. Oyuncu olmak için doğmuştum ama ben buralarda sürünüyordum resmen.
Kertenkele kılıklı: Ne sorunun var? Nerdesin şu anda? Evde değil misin?
Kıyamam, endişelendi hemen öküzcüm.
Blanie: Yok evdeyim.
Blanie: Ama sorunum gerçekten çok büyük Min Yoon Gi :'((((
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessizliğin Melodisi
FanfictionDüşmekten korkan birinin bir anda düşmek için uçuruma yaklaşması ne kadar doğru olabilirdi ki? Hayatın oyununu kendi aleyhine çevirecek kadar zeki birisi aşık olduğunda ne kadar aptal olacağını kendi gözleriyle görmüş ve bu yüzden kendine bir söz da...