Birinin omzuma dokunduğunu hissederek uyandım. Gözlerimi açtığımda yanımda benden büyük bir adam vardı.
"-Sen iyi misin evlat?" Ayağa kalkmaya çalışarak cevap verdim:
"-Evet efendim." Beni kolumdan tutup kaldırdı. Göz göze geldiğimizde bana şunu sordu:
"-Yüzüne ne oldu?" Ona "Ağabeyim delirdi ve bana saldırdı. Bu yaralar da o yüzden oldu. Şu an bir katil ve ben de onu arıyorum." diyemeyeceğimden dolayı şunu söyledim:
"-Komşumuz bana bıçakla saldırdı. Göğsüme bile yara açtı efendim.'' Yalan mı? Göğsümde bile dikiş izi var.
"-Peki kalabilecek bir yerin var mı?"
"-Hayır. Evimi yaktı." Adam elini omzuma koydu.
"-Senin adına üzüldüm evlat. Seni bir Kimsesizler Yurdu' na gönderelim mi?"
"-Teşekkür ederim efendim, ama yoluma devam etmeliyim."
"-Peki. Kolay gelsin evlat." Elini pantalonuna soktu ve cebinden bir kaç bozukluk çıkardı. Adamın yüzüne baktım. Almalı mıydım? Adam, sanki aklımı okudu:
"-Al oğlum. Yiyecek birşeyler alırsın."
"-Teşekkürler efendim." Parayı alıp cebime attım. Mezarlığın girişine yavaş adımlarla ilerledim. Kapıyı açıp dışarı çıkınca adama baktım. Başıyla beni onayladı. Sanki "Kolay gelsin." ya da "Başarabilirsin." demeye çalışıyordu. Önüme baktım. Şimdi nereye gidecektim? "Acaba Jeff olsaydı, nasıl davranırdı?" diye düşünmek istemiyordum. Çünkü bu taktik eskiden, Jeff aklını kaybetmeden önce işime çok yaradı. Ama şimdi Jeff bir katildi.
Evet, bende bir katildim. Ama Jeff aklını kaybettikten sonra katil olmuştu. Ama ben hala sağlıklıydım. Aklını kaybettiğinden dolayı Jeff' in nasıl düşüneceğini bilmiyordum.
Sıkıntıyla nefes verdim. Bir polise gitmeyecektim. Eğer bir polis veya görevliye gidersem onu hapse tıkabilirlerdi, ve ben bunu istemiyordum. Suç kardeşimde değildi. Suç, bizimle uğraşan kabadayılardaydı. Eğer Jeff' in üstüne bu kadar çok gitmeseydiler Jeff şu an bir katil olmayacaktı. Tabii bende.
Bir gazetecinin yanından geçerken gazetecinin bağırdığını duydum:
"-Gülen Cesetler yine ortaya çıktı! Gülen Cesetler yine ortaya çıktı!" Ceset mi!? Jeff bir katildi. Belki bu cinayetleri Jeff işlemiş olabilirdi. Hem, banada bir gülümseme çizmemiş miydi? Gerçi, polislerin sirenini duyunca kaçmak zorunda kalmıştı, ama dikişli de olsa bende de bir gülümseme vardı.
Durdum ve gazeteciye döndüm.
"-Ne dedin sen?"
"-Gülen Cesetler yine ortaya çıktı efendim. Bu kurbanların önceki kurbanlardan farkı yakılmış olmaları. Ama yine de ağızlarındaki gülümseme çok belli."
"-Uh... Gazete ne kadar?"
"-2 buçuk Cent efendim." Ama bu para adamın verdiği para kadardı. Bu parayla bir simit yiyebilirim, ama bir gazete alıp Jeff' i de bulabilirim.
Kararımı verdim ve elimi cebime sokup parayı adama verdim.
"-Kolay gelsin."
"-Teşekkür ederim efendim." Gazeteyi aldım ve bir bank aradım. Bulunca da banka oturdum ve gazeteyi okumaya başladım.
İlk başlarda hayal kırıklığına uğradım. Çünkü hiçbir şey bulamamıştım. Ama iki sayfada cinayetler yazıyordu. Kurbanlar 4 kişilik bir aileydi.
Annenin beyni hariç vücudundaki tüm organlar çıkarılmıştı. Otopsi raporu bunun neşterle yapıldığını, ve yapan kişinin solak olduğunu gösteriyordu. Ayrıca cesedin üstünde yapışkan, siyah, sıvı bir madde bulunmuş. Maddenin ne olduğu daha belli değilmiş, ama bunu yapan kişinin yaşamadığını biliyorlarmış.
Evin en büyük çocuğu, bir bilgisayar bağımlısıymış. Gününün her anını bilgisayar oyunu oynayarak veya internetten birileriyle yazışarak geçirirmiş. Bulunduğunda farenin kablosuyla boğulmuş. Bilgisayarın ekranı karıncalıymış ve ekranda büyük, kırmızı harflerle "You Can' t" yazıyormuş. Bilgisayar mühendisleri herşeyi denemişler ama bilgisayar düzelmemiş. En sonunda bilgisayara virüs girdiği ortaya çıkmış.
Evin küçük kızı Şizofreni hastasıymış. Bu yüzden kız odasından pek çıkmıyormuş.
Komşuların verdiği rapora göre, annesi onun odasındayken biriyle konuştuğunu duymuş ama odaya girince kimseyi görememiş. Kıza kimle konuştuğunu sorunca kız "Laughing Jack" diye cevap vermiş. Kadında kız Şizofreni hastası diye üstüne gitmemiş.
Kız, polisler tarafından bağırsağına(bağırsağı dışarda)binlerce keskin ve sivri şey saplı ve boynuna dolanmış, gözleri yuvalarından çıkmış (gerçekten çıkmış)ve gözlere cam saplı, kollarında ve bacaklarında çizik izleri ve 4 bıçak (her üzuvda 1 bıçak) varken ve boğazı kesilmiş bir halde buldu.
Baba, ailedeki en büyük kişiymiş. İşinde başarılı, mutlu bir aile babasıymış. Polis onu bulduğunda yanmış bir haldeymiş. Otopsi sonuçları kalbine bir bıçak saplandığını ve yüzüne bir gülümseme kazındığını belirtiyor. Adamın tırnaklarında deri parçaları bulunmuş, ama bu DNA' lar ailenin tanıdığı kimseyle eşleşmemiş. Darksickle Ailesi' nin ölümü hala çözülememiş.
Gazetede evin adresi de veriliyordu. Evin yakınlarında bir orman da varmış.
Sanırım Jeff' i buldum. Ama Jeff' i tanıyorsam neşter kullanmaz, iç organları almaz, bilgisayar kablosu kullanmaz, organ veya göz çıkarmaz ya da boğaz kesmez. Nadiren keser (annemizi böyle öldürdü).
Yani Darksickle Ailesi' ni öldüren sadece Jeff değildi. Yanında başkaları da vardı. Başka katiller. Ve hepsi de tecrübeli katiller.