Medya: Nightcore-Welcome To The Family
Not: Ray, Red Angel' ın takma adıdır.
Kapıyı açıp içeri girdiğimizde Nurse Ann dahil bir sürü Creepypasta' yı salona toplanmış Slenderman' e bakarken gördük. Bir kaç tanesini tanımıyordum. İkisi kız, üçü erkekti. Kızlardan biri kahverengi saçlı ve ela gözlü bir kızdı. Ağzı dikişliydi. Sol gözünde bir saat vardı ve sol gözünden kan akıyordu. Elinde iki bıçak vardı. Jeff kızla yumruk tokuşturdu.
Kızlardan birinin saçları beyazdı. Siyah-beyaz bir atkısı vardı ve kanlı bir balyozu vardı. Kız ve Jeff birbirlerine kötü bir bakış attılar. Kız Jeff' e bıçak çekti. Jeff ise Slenderman' i gösterdi. Siyahın neredeyse tüm tonlarını içeren, Convense giyen, ağzından ve gözlerinden sarı bir ışık gelen bir adam, elini kızın omzuna koydu.
Diğer kız Laughing Jack' a çok benziyordu. Hatta neredeyse Laughing Jack' in kopyasıydı. Neredeyse dememin sebebi pençelerinde bandaj yoktu ve elinde bir elektrikli testere tutuyordu. Kız eve girdiğim anda bana av görmüş kartal gibi bakmaya başladı. Jeff kulağıma "Laughing Jill' i umursama." dedi.
Erkeklerden biri beyaz, gülümseyen ve kulakları kanlı bir kedi maskesi takmıştı. Açık kahverengi, kollarıyla boyu uzun bir palto, koyu kahverengi bir kemer ve siyah bir pantalonu vardı. Ellerinde sivri, ne olduğunu anlayamadığım kanlı, beyaz bir şeyler vardı ve yanındaki gri bir kediyi seviyordu. Kedi Jeff' i görünce tısladı. Jeff kediye
"-Bende sana bayılmıyorum zaten Laki (yalnış yazmadım. Kedinin adı bu)." dedi.
Siyah kapşonlu ve kırmızı saçlı birinin de yanından geçip yerimizi aldık.
Slenderman hepimizi süzdü, sonra da konuşmaya başladı.
"-Değerli katiller ve Proxy' ler..." Jeff fısıldayarak bana şunu dedi:
"-proxy' lerin değerli olduğu yalan! Slenderman hiçbir Proxy' sine değer vermez."
"Hepinizi buraya çağırmamın sebebini yeni Creepypasta' lar dışında hepiniz biliyorsunuzdur." Etraftan onaylama sesleri geldi ve ben bir kaç gözün bana döndüğünü hissettim. "Ama ben adet gereği hepinize yeniden hatırlatacağım. Bugün aramıza 2 CreepyPet katıldı. Ve bende onları size tanıtıp, her CreepyPet' e yaptığımı onlara da yapacağım. Mr. Pickles, gel."
Eve bir Border Collie giriş yaptı. Border Collie' lerden pek bir farkı yoktu. Slenderman, ona "Bu mu CreepyPet olacak hayvan?" bakışı attığımızı fark edince iki dokungacını dışarı uzatıp dışarıdan birşey getirince hepimiz telaşlandık: Biri siyah, biri sarı saçlı iki kadın.
Jeff Slenderman' a sitem etti:
"-Slenderman! Eve yabancı birini getirmenin yasak olduğunu sen de çok iyi biliyorsun!"
"-Sakin ol Jeffrey. CreepyPet' leri size tanıtmak için bu ikisine ihtiyacım var." Bunu dedikten sonra mutfaktan bir turşu aldı.
"-Mr. Pickles. Eğer bu turşuyu istiyorsan o kızı öldür." Border Collie bunu duyunca kızlardan siyah saçlı olana döndü. Slenderman kızın halatlarını bir dokungaç darbesiyle kesti. Özgürlüğüne kavuşan kız anında ağzındaki gri bandı çıkarttı ve kapıya koşmaya başladı (o topuklularla bu çok zordu).
Bu sırada Mr. Pickles pencereye bakıyordu. Ve birden hayvan korkutucu bir şekilde değişti. Kuyruğu kavaya kalkıp aşırı hızlı bir şekilde dönmeye başladı, tüyleri dikleşti, sivri dişleri gözüktü ve gözleri siyahlaştı. Ayrıca garip, bizin anlayamadığımız birşey söylüyordu.
Kız tam dışarı çıkmıştı kı, kapıdan içeriye büyük, siyah gözlü bir kartal girdi ve kıza pençeleriyle saldırıp onu içeriye itti. Bunu gören Mr. Pickles mutfağa son hız koştu.
Kartalın gözleri birden küçülüp eski haline döndü ve kapıdan dışarı çıktı.
Kız da perişan bir halde kapıya yönelmişti ki, kadına garip bir rakun saldırdı. Bu rakun siyah bir maske takıyordu ve ağzında küçük bir elma vardı. Rakun kadının yüzüne atlayıp onu ısırmaya başladı. Bu sırada Mr. Pickles' ı mutfaktan çıkarken gördük. Ama biraz garip duruyordu. Dört yerine, üç patisi üstünde duruyordu. Ve bir patisinde şef bıçağı tutuyordu.
Mr. Pickles hiç zorlanmadan koşa koşa kadına yetişti ve havaya sıçrayıp, sanki herzaman yaptığı bir şeymiş gibi bıçağı kadının boğazına saplayıp kadını yere serdi.
Rakun, Mr. Pickles' a bir baş selamı verdi ve kapıdan çıkıp gözden kayboldu.
Mr. Pickles' ın sonra kadına yaptıkları, hiç hoş değildi.
Kadının pantolununu indirip kadına taciz etmeye başladı.
1 dakika bu garip görüntüyü izledikten sonra Mr. Pickles kadının yüzündeki deriyi ısırıp dışarı çıktı. Birkaç dakika sonra geri geldi ve Slenderman' in yanına oturdu.
Odada bir sessizlik oluştu. Az önce köpeğe attığımız küçümseyici bakış, yerini etkilenmiş (benimkini de korkmuş)bakışlara çevirdi.
"-Mr. Pickles' ın sahipliğini kim alacak?" Kırmızı saçlı ve siyah kapşonlu olan hemen atıldı.
"-Ben!"
"-Peki Ray. Kolay gelsin." Slenderman Mr. Pickles' a döndü.
"-Mr. Pickles, artık senin sahibin Red Angel." Mr. Pickles, Ray denilen kişiye doğru koştu ve kucağına atladı. O kişi omuzlarını silkti.
"-Göründüğün kadar ağır değilmişsin." Sonra Mr. Pickles' ı yanına bıraktı.
Slenderman başka bir CreepyPet' e seslendi.
"-Whistle, gel."
Eve bir açık gri bir Chihuahua girdi. Sağ gözünün etrafında daha da açık bir kalka vardı. Biraz küçüktü, ama Mr. Pickles' da gördüklerimizden sonra ona garip ve küçümseyici bir bakış atmadık.
Slenderman hemen köpeği tanıtmaya başladı:
"-Onun adı Whistle. Adını, bir ıslık sesi, ıslığa benzeyen bir ses veya bir kuş cıvıltısı duyunca vahşileşmesinden alıyor. Brain, bir ıslık sesi yap." Slenderman sarı saçlı kızın da halatlarını kesti. Hoodie elini kapşonuna götürdü ve uzun bir ıslık çaldı. Whisle' dan vahşi bir hırlama gelmeye başladı. Tüyleri dikleşti. Sağ gözü de şişti. Sivri dişleri ortaya çıktı.
Ve kızın bacağına saldırdı. Whistle' a takılıp düşen kız(yine topuklu) ayağa kalkmaya çalıştı, ama Whisle kızdan hızlı davranıp kızın boynunu ısırdı.
4 saniyede kızın cesedini çıkaran Chihuahua, bize baktı. Eski haline geri dönmüştü.
"-Whisle' ın sahipliğini kim alacak?" Laughing Jack elini kaldırdı. Slenderman Whistle' a döndü.
"-Whistle, artık senin sahibin Laughing Jack. Onun yanına git."
"-Hav!" Whistle Laughing Jack' in önüne gidip yüzüne baktı. Laughing Jack bu genç katili sevebilmek için eğildi.
"-Cinayet dünyasına hoş geldin Whistle."
"-Hav!"
"-Şanslısın. Katil dünyasında çokaz genç katil var. Yani kendini şanslı say evlat."
"-Hav! Hav hav hav!"
"-Benim kardeşlerimle biraz işim var. Siz isterseniz dinlenebilirsiniz."
Slenderman bunları söyledikten sonra ışınlandı. Diğer herkes de ne yapıyorsa yapmaya devam etti.
Bizde (dördümüz)kapıya yöneldik.
"-Jeff, sana birşey soracağım."
"-Dinliyorum Liu."
"-Sen o köpeklerden birini seçmek ister miydin?"
"-Hayır! Smile Dog' u hiçbir şeye değişmem ben!"
"-Ben de."
