Dosyaları elinde düzenledi ve ayağa kalktı. "Geçmiş olsun Ruth." Samimiyetsiz üzgünlüğünü belirttikten sonra kapıdan çıkan avukat, Emma ve Ruth'u yalnız bırakmıştı.
Emma kızın yanına gelip onsa sarıldı ve dudaklarına kısa bir öpücük bıraktı. "Bunların hepsi bittikten sonra daha rahat olacağız, söz veriyorum."
Ruth bundan emin değildi işte.
"Ailenin bana karşı geleceğine adım gibi eminim." Emma gülünce şaşkınlıkla ona baktı. "Ne gülüyorsun sen?"
"Sence ailemin bizim için önemi var mı?" Başını salladı. "Yok, Ruth. Evet annem senden nefret ediyor olabilir..." Mükemmel moral. "...ama benim için bunun gerçekten bir önemi yok. Ve babam seni seviyor, sadece Adam'ı aldattığını duyunca biraz sinirlendi sana çünkü aldatma olaylarını aptalca bulur. Sevmiyorsan ayrıl değil mi?" Omuz silkti.
"Gerald bizi destekliyor mu?"
"O beni her zaman destekler."
Ama annen satar, ha?
"Gerald'ın yanına gidelim. Rahatlarız." Ruth'u çekiştirip arabasına kadar götürdü ve Emma'nın evine varana kadar gerginlik içinde oturdular.
Eve girdiklerinde içerdi Julie'nin olmadığını gördüklerinde, Ruth rahatladı. O kadını cidden sevmiyordu.
"Gerald?" Bağırdıktan sonra Ruth'a döndü. "Pazar günleri kesin evde olur." Ruth başını salladı. "Gerald!"
"Emma? Sen Ruth..." Mutfaktan yanlarına gelip ikisini görünce ilk bir afalladı, ama sonra gülerek yanlarına geldi ve ikisine birden sarıldı.
"Biliyorsun Ruth," Genç kadının gözlerine baktı. "Bu yaptığın şeyi kesinlikle doğru bulmuyorum, kimse bulmaz zaten. Ama Emma'yı ilk defa bu kadar mutlu görüyorum." Emma'ya baktı, kızın gözleri parlıyordu. "Uzun zamandır."
"Baba, sadece bir süreliğine burada kalsa olur mu? Sen buraya gelmeden önce nerede yaşıyorum demiştin?" Soran gözlerle Ruth'a baktı. "Iı, LA."
"Kısacası geri dönmesi saatlerini alır baba. Zaten dönmeyecek."
Ruth başıyla onayladı. Artık Emma'yı bırakamazdı. Yanında kalan tek kişi oydu.
Gerald ona kalabileceği odayı gösterirken Julie hakkında bir şeyler söylüyordu ama Ruth'un kafası davayla o kadar meşguldüki, onu dinlemiyordu bile. Gerald'da bunu fark edince sustu.
"Dava hakkında o kadar endişelenme."
Ruth burnundan güldü. "Nasıl endişelenmeyim? Dava bu."
"Bende ilk karımdan ayrıldığımda böyleydim."
Ruth şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı neredeyse. İlk karım?
"Adı Emma'ydı. Çok güzel ve kültürlü bir kadındı ama sonra..." Derin bir nefes aldı. Söylemesi zor geliyordu anlaşılan. "Aldattı. Hah, öyle bakma. Bir kadınla değildi benimkisi. Bir adamla aldattı. Aslında çok yakışıklı bir adamdı. Zekiydi de, bu beni korkuturdu o zamanlar. Ve Emma'nın o herife gerçekten âşık olduğunu gözlerinden anladığım gün, onu bıraktım. Sanırım şimdi iki çocukları falan var, Facebook'tan takip ediyorum hâlâ." Güldü. "Sanal hayat daha güzel."
"Ben çok..."
"Şaşırdın mı?" Gülerek sordu. Ruth bu adamın ne zaman gülmediğini merak etmeye başlamıştı.
Ne güçlü insanlar var.