Ekin'in yanına gitmeden önce, Rana'nın yanına gitmiştim ve bana gaz verdikten sonra, ortadan kaybolmuştu.
Ekin'in yanına yaklaştıkça, kızı görmemle gülesim gelmişti. Ulan akılsız aptal, burnuna kadar sürseydin ruju? Kaçak kat çıkmış bir de manyak.
Ekin'in yanına geldiğimde, bana döndü ve gülümsedi. Ardından, kıza dönüp konuştu.
"Pekâlâ, sadece biyoloji çalıştırmamı istedi değil mi?" diye sorduğunda, kaşlarımı çattım.
"Ne biyolojisiymiş bu?" diye sordum.
"Ya, Ekin bana ders çalıştıracakmış da." diye ağzını yaya, yaya konuşması ayrıca sinirimi bozmuştu.
"Kaçıncı sınıfsın ki?" diye sordum sırıtarak. Ama sinirden.
"10.sınıfım, konu da üreme. Anlayamıyorum bir türlü." dediğinde, ulan ne istiyorsun Ekin'den uygulamalı mı gösterecek de anlayacaksın?
"Ekin bana ders çalıştıracak, sana sonra çalıştırır." dediğimde, Ekin kaşlarını çattı.
"Ne zaman söylemiştim?" diye sorduğunda, ona öyle bir bakış atmıştım ki, anlayıp susmuştu.
"Sen biliyorsun." dedim adeta tıslarcasına.
"Hadi canım, Ekin abin sana sonra çalıştırsın." dedim. Ve kızı öne doğru itekledim. Ekin anlamsızca yüzüme bakarken, onu da itekledim.
Önden o yürürken, ne diyeceğimi düşünüyordum. Heyecandan ellerimle oynuyordum o ise, önümde salak salak bir yana doğru yürürken, ensesini tuttum. Tabii, parmak uçlarına kalkmam gerekti.
"Nereye gidiyorsun salak?" dediğimde, omuz silkti ve devam etti.
"Ekin, dur. Lan dursana. Ya sen beyinsiz misin? Dur diyorum." dedikçe, daha da hızlanınca, ensesine bir tane geçirdim.
"Salak."
"Ya ne var, güzel güzel eğleniyoruz." dediğinde, sırt tarafı olmayan, tabure tarzı banklara oturdu.
"Ben sana bir şey diyeceğim." dediğimde, karşımda salak salak bana bakıyordu.
Ya, amına koduğumun aptalı, o kadar tatlıydı ki, oturup mıncırmak istiyordum.
Elini gözümün önünde salladığında, onu mıncırma hayallerini bir kenara bırakıp, ona döndüm de sırtımı dikleştirdim.
"Seviyorum seni ben." dediğimde, kaşlarını çattı ve ters ters baktı bana.
"Bunu zaten biliyorum? Hani arkadaşınım ya, yani senin tarafında arkadaşız ya?" dedi. Allah belamı versin ki, beyni yetmiyor bu malın.
"Ben pek arkadaş olduğumuzu sanmıyorum, alttan alttan birbirimize yürüyoruz yani." dedim ve bana tekrardan ters baktı.
"Kızım, sen bana yürümüyorsun ki?" dediğinde, dayanamayıp, patladım.
"Aşığım sana geri zekalı." diye sesimi yükselttim.
Tepkilerini izledim;
Başta gözleri irileşti.
Sonra, ağzını açıp kapadı.
Daha sonra, yüzüme aptal aptal baktı.
Ondan sonra da, kahkaha atmaya başladı.
En sonunda da, kahkhaha atarken, geriye doğru düştü ve şu an çok saçma bir durumdaydı.
Düştüğü yerden kalktığında, yüzüme masum masum baktı.
"Sen ne dedin?" dedi merakla.
"Duydun işte." dedim.
"Tekrar söylesene." dedi cilveli cilveli.
Yemin ederim, Ekin'e bir haller oluyor.
"Aşığım işte." dedim.
"Bana dimi?" dedi ve düştüğü yerden kalktı. Karşıma oturdu, ciddileşti.
"Allah belamı versin ki, seni çok seviyorum." dedi.
"Ben de seni sevgilim." dediğimde, bayıldı.
Bildiğimiz, bayıldı.
Hani böyle ciddi ciddi bayılmak.
Hassiktir, ne?
*KİŞNİYORUM WKSJWNSJAMSMSMDND GERİ ZEKALILAR SİZİ KAKZKWMDMWLZŞWŞZİWMXKWÖXÖAKXLWÇSÖQÇZÇQŞZŞWŞİSÇWL

ŞİMDİ OKUDUĞUN
karanfil|texting
Cerita Pendek→tamamlandı Bu kitap, karanfil sevenlere ithafen. E: Senin haberin yok ama ben kalbimi avuçlarına bıraktım E: Ne olur, avucunu kapatma E: Ölürüm