6.6

9.3K 440 36
                                    

Gece saat ikiydi.

Ben uyuyamamıştım, Ekin'le kavga ya da tartışma gibi şeyden sonra.

O kızdan haz etmiyordum, Ekin'i öperken gördüğümden beri. Eda'san haz etmiyordum ve sevgili olduğumuzu tüm okul öğrenişken, onun Ekin'e bana baka baka, sarılmasına anlam veremiyordum.

O kızı sevmiyordum, sevmeyecektim de.

Çabuk kırılıyordum.

Ekin'le küsmek, tartışmak bile istemesem de şu an bu durumdaydık.

Ve bu canımı yakıyordu.

Onun da uyuyamadığını biliyordum.

Ama birbirimizle konuşmuyorduk.

Aptaldık biliyordum.

Telefon elimde, öylece aptal gibi bekliyordum. Ve telefon, elimde titremeye başladı.

Ekin arıyor...

Hemen açtım.

"Şükürler olsun," dedim bir anda.

"Beni affeder misin, seni çok seviyorum." diye mırıldanan sesini duydum, içmiş gibiydi.

"Sen içtin mi?" diye sinirle konuştum.

"O kadar güzeldin ki, içmesem yazık olurdu."

"Ekin, neden içtin?"

"Çünkü seni kaybedeceğim diye korktum." diye fısıldadı.

"Yazsaydın, konuşurduk Ekin. Yapma böyle." dedim.

"Bana yazma dedin sevgilim, lütfen affet." dedi.

"İçme bir daha, affetmem yoksa." dedim.

"Affedecek misin?" diye sordu çocuksu bir heyecanla.

"Affetim geri zekalı, çoktan affettim seni."

"Sizin apartmanın önündeyim, insene gül yüzünü göreyim." dediğinde, kıkırdadım.

"Geliyorum aptal." dedikten sonra, odamdan çıkıp salona girdim.

Annem ve babam televizyon izliyorlardı.

Annem, babamın dizlerine yatmıştı.

Annem babamı affetse de, ben affedemeyecektim.

"Ekin gelmiş."

"Aşağı mı ineceksin?" diye sordu annem. Gözlerimi devirdim.

"Evet." dedim.

Başıyla onayladı ve dış kapıya yöneldim.

Merdivenleri hızlıca inerken, kalbim ağzımda atıyordu.

Kapının karşısında, Ekin'i görür görmez hızla boynuna atladım.

Hemen elleri belime yerleşirken, saçlarıma öpücükler kondurmaya başladı.

"Seni çok seviyorum. Seni çok seviyorum. Seni çok seviyorum. Seni çok seviyorum. Seni çok seviyorum." diye art arda bunu söyledi.

"Bende seni çok seviyorum." dedim yüzümde kocaman tebessümle.

Orada öylece durduk dakikalarca.

Birbirimize sımsıkı sarıldık, korkusuzca.

O kadar huzurlu hissediyordum ki, başka hiçbir şeye ihtiyacım yokmuş gibi.

Onun yanı, en huzurlu hissettiğim yerdi.

*Kırgınım, çok ama nedenini de bilmiyorum ki. Öylece mutsuzum. Nedenini de bilmiyorum.

karanfil|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin