HEY SEN
NE KADAR ELİT BİR İNSANSIN
HOŞGELDİN
...................
Multimedya şarkısı:rock star 8D
Multi;Bölüm süprayz ı"1" hemen ardından gelen ses.
"2" ve tekrar eden bir ses daha.
Sıra bendeyken hızlıca iki tarafıma hareket edip silahlarımı aldım."3 ve 4" dedikten hemen sonra ikisinin de 1 er saniye arayla sesi geldi.Zula elindeki tüfek ile atışını yapmaya hazırlandı.Tüfeğin sesi Günay ın sesinden daha önce duyuldu.
"Bom!!"
Elimdeki silahı yerleştirdim.Okay,Günay ın yanına koştu."iş işten geçti, kara kız.Alayım bir şarjörünü" Günay yediremiyordu. Oyundan da sıkılmış gibiydi.Savunmaya geçti.
"Ben ateş ettiğim an söyledim siz duyamamışsınız." Okay grip olan bir insan gibi baktı."O şarjör benim olacak,Günay. Sen git bir yerlerde ağla." Günay odanın dışına çıktı.Çıkmadan önce kaçış sözlerini de bırakmıştı.
"Seni ağlatmamı istemiyorsan sus."
"Kaç kişi kaldık şimdi?" Dedim.
Odanın bölümlerinin az olması kötü bir durumdu. Yerdeki yerini alan nişan pozisyonundaki Topal 1, silahını kelebek gibi döndürmeye çalışarak özürlü hareketleri yapan Kubilay 2, aldığı kasap bıçağı üstünde deney yapan İlkay 3,beni de sayarsak 4 kişiydik.
İlkay bıçağının yansıttığı kendi benliğini izlerken bize çığırdı."siz çıkın ben tek başıma bir şeyler deneyeceğim." Okay hazırlıklı haliyle omuz silktiği anda İlkay da hazırlıklı biçimde cevap verdi ;
"Çıkmazsanız , kan çıkabilir.Sen çıkma Okay."Okay bana döndü ve her zaman ki taklit mimikleriyle (gözlerini hızlıca açıp kapama ve utanan bir o kadar da hava atmayı seven bir flörtüz kız bakışı)konuştu;
"Görüyor musun ? Yanından hiç ayrılmayayım istiyor.Benim gibi şanslısı yok." Dedikoducu kimliğime bürünüp hızlı konuşmaya başladım ;
"Yok anağm bup ikiğ güğe kalmağz seğ aldatıy."Okay sıkıntıyla güneşe bakar gibi gözlerini kırıştırdı."ben ona güveniyorum.Hem benim gibisini bulamaz kendi kaybeder." Yorulmuş olduğumdan devamını getirmeden çıkışa ilerledim.
Büfeden içeceğimi alıp masamıza geldim. İyi fantasını uyuklar halde içiyordu. Gözleri kanlanmış gibiydi.Dün ki nöbet görevi pek iyi geçmemiş olsa gerekti.
Yavaşça seslendim."Koray kaçıncı rüyadasın?" Hızlıca eğik başını dikleştirdi ve aynı hızda başının arkasını tuttu. Ne olduğunu anlayamamıştım. Yüzü acı içinde gibiydi.Meraklanmıştım
"Noldu lan ?" Bir kaç defa kafasına koyduğu eline bakıp geri kafasına koydu. Sorumu ısrarlı şekilde devam ettirdim. Sonunda mayışmış haliyle cevap verebildi;
"Az önce kafamı bir yere vurdum galiba." Kafasının üstüne baktım.
Boştu.
Onu bu gerçekle tanıştırmak istedim."kafanı vurabileceğin bir yer yok ki." Kanlanmış gözleri korkutsa da bir kaç saniye bakıp"ha iyi o zaman" dedi ve koltuğunda kestirmeye başladı.
Sanırım en uzun konuşmamızı yaşadık.
Ona pek alışamamıştım. Benim dikkatimi çekmeyen bir an kaybolmuş ,döndüğünde de yaralanma sonrası hastanede kaldığını öğrenmiştim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nadir Olmayan
Teen FictionHer nadir hikayenin bir çok nadir olmayan olayı vardır. Bazı hikayelerde bu nadir olmayanlar, diğer hikayenin başrolünün hayalleridir. Nadir olmayanlar hikayenin görünmez tarafındadır çoğunlukla. Kapı arkasından izler. Ama hikayenin merkezini...